II.

467 65 16
                                    


♪ Taylor Swift - Exile

Taeyong, pastanın kremasını sürdükten sonra dondurucuya koyup ellerini yıkadı. Islak ellerini tişörtünün eteklerine sürterek kuruttu ve odasının yolunu tuttu.

Hazırlanmalıydı.

Jaehyun bu gece gelecekti ve o güzel olmalıydı.

Belki de bu gece uzun zamandır aralarında olan soğuk havayı dağıtırdı.

Taeyong hissediyordu.

Geleceğini...

Ya da belki de sadece umut ediyordu.

Uzunca bir duş aldı önce.

Soğuk su altında kalmak ona iyi geliyordu.

Soğuk su düşünmesini engelliyordu, ve gerekli gereksiz ne varsa unutturup uyuşturuyordu.

Bu nedenle bugün sıcak suyu seçmişti çünkü düşünmeye ihtiyacı vardı. 

Uzunca bir süre sıcak suyun vücudunu gevşetmesine izin verdi.

Parmakları buruşmaya başlayınca havlusuna sarınıp odasına gitti.

Kıyafetlerini özenle giyip saçlarını taradı.

Aylar sonra ilk kez makyaj yaptı.

Göz kalemini sürerken elleri titrediği için birkaç kez silip yeniden yaptı.

Jaehyun'un en sevdiği parfümü sıktı ve aynadaki yansımasına baktı.

Eskiden vücudunu güzelce saran pantalonu ve gömleği biraz bol gelmişti o kadar, onu dışında her şey hoş görünüyordu.

Odasından çıkıp, mutfağa indi.

Kreması donmuş olan pastanın sosunu döktükten sonra birkaç tane mum yerleştirdi.

Masayı da kurduktan sonra bir şişe kırmızı şarap çıkarıp kadehlerin yanına koydu.

Saat gece yarısını biraz geçiyordu.

Ve Jaehyun'u beklemeye koyuldu.

Saatin akrebi ard arda iki defa vurdu.

Taeyong, Jaehyun için masaya koyduğu şaraptan kendine bir kadeh doldurup beklemeye devam etti.

Yelkovan her ilerlediğinden Taeyong'un  kafası biraz daha dönüyordu.

Biten bardağı yerine bırakıp şişeyi eline aldı ve beklemeye devam etti.

Biliyordu işte Jaehyun gelecekti.

"Geleceğim demişti..."

İç sesi ona hatırlatma da bulundu.

İşleri biterse geleceğini söyledi...

''Bugün işi yok ki...''

Kendi kendini cevapladı.

"Kafayı yemeye mi başladım yoksa?"

Havanın aydınlanmasına bir saatten biraz daha fazla zaman vardı.

Beklemeye devam etti Taeyong.

Eğer sonunda Jaehyun gelecekse, bir ömür bile beklerdi.

Ve o gecede de bekledi.

Ta ki akrep bir kez daha vuruncaya kadar.

"Geleceğim demiştin..."

"Neden Jaehyun, neden?"

Masanın üzerindeki pasta tabağını aldı ve kapının önüne koydu, üzerine de şişenin dibinde biraz kalan şarabı döktü.

Özel günler için kullandığı yemek takımını da kapının önüne bırakıp hepsini teker teker kırdı.

Evlerinin bahçesindeki güllerin hepsini kopardı.

Dikenlerin ellerine batması canını yakmıyordu.

Genç adamın kalbi öyle acıyordu ki elindeki acıyı hissetmiyordu.

Kopardığı güllerin hepsini kapıya fırlattı.

Beyaz güllere parmaklarından akan kan damlıyordu.

"Bugün doğum günümdü! En azından bugün gelseydin..."

Bağırmak onu yormuştu, bitkince koparılan güllerin altına yığıldı.

Taeyong bedenindeki tüm gücün çekildiğini hissediyordu.

Ve uykusuzluğa daha fazla direnemeyen gözlerinin kapanmasına izin verdi.

Jaehyun o gün gelmemişti.

Oysa o gün işleri yoktu...

watashi wa ꁞ  jaeyong ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin