A | 23. Bölüm: Arzuladığım İçin.

18.7K 705 1.7K
                                    

23. Bölüm: Arzuladığım İçin.

❄️

"Biraz daha derin nefes al ve ben söyleyene kadar çıkarma maskeyi." Edim'in sıkı sıkıya tuttuğu elimi kendime çekip doktoru onayladığımda abim anlıma bir öpücük kondurup doktorla birlikte dışarı çıkmıştı. Bakışlarım kapanan kapının ardından Edim'e dönerken gözlerindeki acı içimi yaktı. Endişesini sürekli atakta bekleyen bedeninden anlıyordum. Korkuyordu, benim için.

"Daha iyi misin?" Yutkunup gülümseyen yüzümle elini sıktım. Mesajı almış gibi derin bir nefes bırakıp enseme koyduğu eliyle beni kendine çekti. Başım omzundaki yerini alırken tuttuğu elimi baş parmağıyla okşamaya devam ediyordu.

Gözlerimi kapatıp varlığını hissetmeye devam ettim. Huzurluydum, az önceye göre rahattım. Fakat yine de aklıma takılan sorularım vardı.

Sancım sürekli artmıştı. Hastaneye gittiğimde çabucak çıkan sonuçlar vardı, raporda kanser olduğum yazıyordu. Ama Eda beklemediğim bir anda ansızın hayatıma dalış yapmış bana kanser olmadığımı aksine onun yüzünden ölüme gittiğimi haykırmıştı. Eğer öyleyse başka bir hastaneye gelmem planlarını mı bozmuştu?

"Ne düşünüyorsun yine?" İrkilerek geriye çektim kendimi. Edim kaşlarını çatmış yorgun bakışlarla benden cevap bekliyordu. Karmaşık düşünceler arasında boğuşmaktansa, oksijen maskesini kısa süreliğine aralayıp, "Kanser değilim." Dedim dümdüz bir sesle. Anlamadığını belirten mimikleri yutkunama neden oldu. "Yani olmayabilirim." Afallayan bakışlarını yüzümde gezdirdirerek bir şeyler anlamaya çabaladığında derin bir nefes almıştım.

"Ne diyorsun sen?" Dudağımı dişledim, sıklaşan nefesim yüzümden arada bir maskeyi takıp sonra çıkarıyordum. "Kanser olmayabilirim diyorum, bana kimsenin haberinin olamayacağı bir doktor bulur musun?" Karmakarışık hâle gelmişti. Ne yapacağını şaşırmış gibi görünüyor, aynı zamanda sevinmesi gereken ihtimalle bakışları parlıyordu. Onun kafasını bulandırmıştım.

"Ne olursa olsun güzelim, senin için yapamayacağım hiçbir şey yok." Gülümseyip yüzüme yaklaştırdığı yüzüne dudaklarımı bastırdım. Hafif sakalları dudaklarımdan başlayıp tüm vücuduma elektrik yaymıştı sanki. Parıltıların gezindiği gözlerine bakıp maskeyi yeniden yüzüme taktığım sırada telefonunu çıkarıp birini aradı.

"Salim..." Pencere kenarına yaklaşıp gözlerini benden bir saniye ayırmadan konuşmaya devam ettiğinde çalınmadan aralanan kapıya döndüm. Ahu, elinde tuttuğu küçük bir çantayla gülümseyerek içeri girmiş, çantayı bıraktığı gibi ise direkt olarak yanımda almıştı soluğu.

Kolları boynuma dolandığı gibi bende ona sarıldığımda Edim'in gülümseyen çehresi dikkatimi çekti. Mutlu olmam onu sevindirecek kadar değerliydi.

"Nasılsın? Bir yerinde bir şey var mı?" Başımı iki yana sallayıp çıkardığım oksijen maskesini işaret ettim. "Sadece nefesim tıkanıp duruyor, arada soluklanmayı unutuyorum galiba." Elinin birini saçlarıma atıp okşadı. "İyi olmana sevindim, ayrıca Edim varken kötü olma ihtimalini yok sayıyorum." Bakışlarım yeniden Edim'i bulurken telefonu kapatıp yanıma gelmişti.

Ahu'ya baş selamı verip anlımdan öptüğünde telefonunu işaret etti. "İstediğin şey için bir arkadaşımı ayarladım, birazdan burada olur." Dişlerim gözükecek kadar çok gülümseyip başımı salladığımda dudaklarını yanağıma bastırıp odadan çıktı. "Ne istedin kız? Neyi ayarladı bu?" Ahu geçmişi hatırlatan merakıyla sorular sormaya başladığında benim de merakım artmıştı.

Acımasız (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin