Şiir Gibi Sevişirdik..

347 1 1
                                    

-Ne çok tel örülmüş kalbime,

Kaç adamın ayak izi var tenimde.

Yalnızlık meğer ne piçmişsin içimde.

Her uyanışımda baş ucuma koyduğu notlardan sonuncusuydu bu. Benim esmer tenlim, kömür bakışlım, boyu orta, Kusursuz vücuduyla hayran olduğum, Tolga'm. Benim seslenişimle erkek ateşim.

Bir kaç saat oldu uyanalı, notunu okuduğumdan beri, hem bu kadar kibar bir gidişin hayranluğındayım hem de dun gecenin, henuz 7-8 saat önceki zevkin keyfinde.. Bir dakika gözlerim çeşmesini açmış, ağlamak bu mu? Yüzüme deniz dövülmüş, üstüme yağmur vurmuş sanki. Nasıl anlatırım kendime, onsuz kaldığı mı? Ellerim den başlardı önce öpmeye, gözlerimden devam ederdi. Her zamanki gibiydik yine, önce beni soyardı usulca. Odadaki koltukta oturur, bır kaç dakika çıplak beni izlerdi. Hala kulaklarım da, '' Birde arkanı dön, birazda öyle izleyeyim.'' Offff! Allah'ım çıldıracam. Nasıl dayanacağım nasıl? Şimdiden tenim yırtılmaya başladı, kanım çekildi, ruhum bile gitti, gidiyor. Gözümün önünde hala, nefesi saçımda. İzlemesini bitirince ayağa kalkardı. Arkamdan gelip sarılır, boynuma küçük küçük öpücükler kondurur, omuzlarıma doğru devam ederdi. Aniden çevirir, yüzü yüzüme gelir, dudaklarıma yağışı verirdi. Dili ağzımda, çocuğun şekere kanısı gibi emerdi, emerdi, emerdi. Ve dudaklarımda artık acımıdır, zevk midir bilmem bir sızı başlardı. Nerden anlardı bilmem, bitirirdi öpüşmeyi aniden. '' hadi beni soy '' diye kulağıma fısıldardı. Gömleğini, atletini... Yavaş yavaş çıkarırdım. Ada ada olmuş göğüslerinde kaybederdım kendımı. Erkek erkek kokardı teni. Ne mümkün tadına doymak. Ellerim mıktanıs gıbı yapışırdı pantolonuna. Ustası olmuştum saniyesinde kemer çıkarmanın. Bir çırpıda sıyırırdım pantolonu. Ne doyumsuz manzaradır o. İstanbul boğazı halt etmiş. Baksırıyla karsımda kalınca. Kalbim çoktan orgazm olmuş gibi inlerdi. Siyah severdi iç çamaşırlarını. Yine siyahtı en büyük hazinemi örten. 'Dişlerini tenime değdire değdire çıkar baksırımı' derdi. Çıkardım. Daha tam sertleşmemiş kuytusu. Önce gözlerine bakar, bana bunu bahsettiğin için teşekkür ederim der gibi küçük bir selam verirdim. Sonra iki elim ve ben, ağzımı kıskanırdım, ağzımı. Küçük bir öpücük kondurur, sünnet yerinden başlardı dilim. Önce başında kendimden geçerdim, sonra yarısı ağzımda, sonra tamamı Git gel, git gel, git gel... Demir gibi semsert olurdu. Ağzıma sızmazdı artık. Nefessiz kalmamı severdi. İnadına başımı bastırır, öğürtürdü beni. 'Ohhh, ağzına sağlık' benim hadi kalk artık komutamdı. Kollarımdan tutar, baklava karnından yalaya yalaya yukarı çıkmamı isterdi. Tekrar dudaklarıma yapışır, emer, emer, emerdi. Ah bu yeşil koltuk. En çok orda zevke gelir, çığlığı basardı. Otururdu, dipdiri vücuduyla. İşaret eder'' hadı al içine ve yüzün yüzüme baksın derdi.'' Alışamamıştım hala, hep acıyacak diye, endişelenirdim. Kucağına çıktım, yavaşça, kuytusuna oturmaya çalışırdım. Ahh o ilk temas. Ahh o baş... Acı, zevk, ıslaklık, inilti... Fırtına kopardı gizlice. Tamamını içime aldığımda, ellerimi tutar hafife sallardı beni. Yavaş yavaş, hızlandır. Gamzeleri çıkınca anlardım keyiflendiğini. Koltuktan doğrulur, göğsünü göğsüme yapıştırırdı. '' boynuma sarıl'' derdi, kısık ama içimi eriten tonuyla. Belimden karardı, sıkardı ve aniden hızlanırdı. Dört na at sürer gibiydi, içimde. Müziğin sesini bastırırdı, inleyişi. Yetmezdi içime girişi sankı, omuzlarımdan bastırırdı. İyice sarar, ben kucağında o içimde ayağa kalkardı. Vururdu kırbacı, Vururdu kırbacı sanki.. O hızla yatağa düşerdik. Bacaklarımı beline sarar devam ederdi. '' daha hızlı, daha hızlı'' derdim. '' yangına başla artık, hadiii, hadiii, tutuşalım. '' ahhh erkeğim, erkek ateşim, oyyyy.''' artık başım yatağa vurmaktan dönmeye başlardı. Ve bırde durur kalçalarımı kendıne bastırırdı. Anlardım ki, içime ateş ederdi. Azgın bir dere gibi boşalırdı. Hoşuma giden bir haykırışı vardı o an. Hiç bir insan yada hayvan sesine benzemeyen bir inilti. Her mutluluk gibi '' ohhhhhh' der ve üzerime uzanırdı.

Tekrar sevmiştim sanki şuan onunla. Elimde notu, tenimde hala sıcak kendisi. Daha duşunu bile almadım gecenin. Buzdolabının önünde, çömelip kaldım. Nefes alamıyorum, boğazıma sarılıyorum olmuyor. Yerleri yumrukluyorum olmuyor. Kendımı tokatlıyorum olmuyor. O gitti ama ben gidemiyorum. Kendimde kalamıyorum. Nasıl bir anlamsızlık...

Zarzor toparlandım. Sanki son bes adımım. Evin kapısına zor attım kendimi. Gidişinden bir iz verir mi diye, yığılıp kaldım önünde. Anlaya biliyorum ki bayılmak üzereyim. Gözlerim yarı kapanıyor, zilin sesini çok az duyuyorum, belki çok hafifte, her kımse tekmeliyor aynı zamanda. Ve hiç bir şey yok şuan, sadece karanlık, sessizlik.. O bile yok artık.

Erkek AteşşşWhere stories live. Discover now