🌓24🌗

5.6K 425 142
                                    

"Bırak beni. " çenemi çekmeye çalışsamda bırakmadı. Onun yerine diğer elini kaldırıp iri baş parmağını dudağımın kenarında hizaladı.

"Şuna bak. Yetmemiş birde ruj sürmüş. " sileceğini anlayınca çenemi zorla elinden kurtardım. Sinirli bakışlarımı umursamadan ondan kaçmaya çalışan benim belimden kolunu geçirip bedenimi kendine doğru çekti. Benim bedenim onun bedenine sertçe çarparken gözlerimi anlık yumdum.

Heyecandan bedenim titrerken anlık sakinliğimi fırsat bilen adam dudağımda parmağını  gezdirdi. Onun amacı dudaklarımdaki ruju silmekti ancak ben büyülenmiş gibiydim. Sertçe yutkundum. Odak noktasının dudaklarımda olduğunu görmek bile aklımı kaybetmeme yetmişti. Hafif çatılan kaşları işine odaklanmış kahveleri ve birbirine bastırdığı dudakları ile beni kendimden geçiriyordu. Dudaklarım kendiliğinden aralandı. Gözleri dudaklarımda olan adam dudaklarımın hareketlenmesi ile  irkildi.

Gözleri gözlerime çıkınca bu defa irkilen taraf ben oldum. Gözlerinde öyle bir ifade vardıki nefesim kesiliyordu. Sanki bulunduğumuz andan tek etkilenen ben değilmişim gibi.

"Uzaklaşsak mı?" İnip kalkan göğsüm ona çarpıp duruyordu. Dilini sanki dudakları kurumuş gibi gezdirdi. Aklım tam olarak bu görüntü ile beni ters etti. İçgüdüsen bir dürtü ile dudağımın üstünde hareketsiz duran parmağını dudaklarımın arasına aldım.  Sadece bu hamlemle inleyen adam parmağını biraz daha dudaklarımın arasına itti. Onun dudakları aralanmış ve gözlerime bakıyordu. Benimde gözlerim bir an olsun kahvelerinden ayrılmamıştı. Dudaklarımın arasındaki parmağınıysa şeker yalarmış gibi yalıyordum. Gözleri  ddudaklarıma inince parmağına ufak bir diş darbesi attım.

"Yaptıklarınla söylediklerin hiç uyuşmuyor. " boğuk çıkan sesine karşılık gülümsedim ve parmağını serbest bıraktım. Gözleri hala dudaklarımda olan adam sertçe yutkundu. Benim dudaklarım ise beklenti ile hala aralık duruyordu. Mantığım işlese bu odadan arkama bakmadan kaçardım ancak bir kere bu dürtüye boyun eğmiştim.

Pusatta sanki isteğimi anlamış gibi kendi dudaklarını bastırdı. Ancak yaptığı tek şey dudaklarını benimkilere bastırmaktı. Burdan bile ne yapacağını bilmediği belliydi. Halbuki bizim zamanda öpüşmeler günlük dizi haline geldiği için küçük çocukların bile bilgisi var.

Bu hale daha fazla dayanamadım. Tecrübesizliği beni daha çok tahrik etmişti. Kontrolü elime alıp yaralarına dikkat ederek yanaklarına ellerimi koyup parmak ucumda yükseldim. Dudaklarını birbirine kenetleyen adamın dudaklarını açmak için dilimi üzerinde gezdirdim. Bedenime yapışık bedeni titrerken yeniden dudaklarını yaladım. Bu hoşuna gitmişti. Dudaklarım dudaklarının üstündeyken gülümsedim. Dudakların tadı olmaz ancak ben tuhaf bir şekilde tat almıştım.

"Dudaklarını arala. " kibar sesime karşılık itiraz etmeden araladı. Yeniden dudaklarımızı birleştirdim ancak bu defa daha yumuşak. Alt dudağını tıpkı parmağı gibi dudaklarımın arasına alıp sertçe emmeye başladım. Bunun karşılığında ağzımın içine inlemişti. Bense heyecanla titreyen dudağımla işime devam ediyordum. Pusat beni tutmasa eminimki dizlerimin üstüne düşmüştüm.

Dudağını sertçe geri çekip dişlerimi canını yakacak kadar sertçe ısırdım. Hem acı içinde hemde şehvet içinde inlemişti. Üst dudağını öpmek için atılacaktım ki Pusat daha erken davrandı. Sırtım duvarla buluşurken üst dudağımı ağzının içine aldı. Böylelikle alt dudağındaki kan tadı ağzıma gelmiş oldu. Belliki yırtmışım.

Arkamdaki duvardan ve Pusattan destek alarak ayaklarımı havalandırıp kalçasına bağladım. Eteğim bu hareketimle diz kapağımın üstüne çıkmıştı ancak umursamadım. Pusat üst dudağımı sömürürken kalçasındaki bacaklarımı düşmemek için sıkılaştırdım. Ancak bir şeyi hesap etmemiştim. Benim için şişen erkekliği kadınlığıma baskı uygulayınca ikimizde aynı anda irkildik. Pusat kendini geri çekmeye çalıştı ancak düşmemek için bırakamadım.

Geçmişin Hırsızı~Tamamlandı~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin