1

504 27 35
                                    

Her zamanki gibi sıradan bir gündü. Yine erken kalmıştım. Bizimkilere baktım. Hala uyuyorlardı. Hiç dokunmadım uyusunlar zaten dün de geç saate kadar dersleri vardı. Normalde benden beklenecek bir hareket değildi. Sırf gıcıklığına uyandırmalıydım. Ama acıdım. Yine şefkat duygum kabarmıştı. Hele Jungkook'u öyle kedi gibi uyurken görünce. Neyse üstümü giyinip yüzümü yıkadım. Kahvaltı hazırlayacaktım ama uzun zamandır dördümüzünde derslerden dolayı meşguldük ve markete gidememiştik. Sürpriz kahvaltım için yanıma para ve telefonla anahtarımı alıp çıktım.
Asansörü çağırdım. Uzun süre zemin katta bekledi. Tam merdivenlerden inecekken katta durdu ve kapısı açıldı. Battaniyeye yarım yamalak sarılmış bir koltuk ve iki adam vardı içeride. Küçücük asansöre zar zor sığmışlardı.
Sanırım yandaki boş daireye biri taşınıyordu. Onlar indikten sonra hemen asansöre atladım ve aşağı indim. Kapı açıldı. Hemen hemen benimle aynı yaşlarda bir kız vardı içinde.

Sanırım yeni taşınan komşumuzdu. Bitmiş vr mutsuz görünüyordu.

Sanki hayattan bütün beklentilerini yazdığı kâğıt yırtılıp eline verilmişti. Paramparçaydı..

Telefonda birini dinliyordu. Başımı hafif eğerek selam verdim. O da karşılık verdi.

"Evet"

"Hayır gerek yok ben temizlerim"

Ben inerken bunları söyleyerek asansöre bindi. Kamyon gidiyordu. Sanırım eşya taşımı bitmişti.
...

Anahtarı kilite sokup kapıyı açtım. Jungkook hariç herkes uyanık görünüyordu şimdilik.
Elimdeki poşetleri tezgaha bırakırken,

"Yan daireye biri taşınıyordu.." dedim.

"Daha yeni boşalmadı mı daire?" dedi şaşkınca Jin hyung.

"Evet, bende şaşırdım. Daha ilan bile asılmamıştı." dedim karşılık olarak.

Zil çaldı ve ardından kırılacakmışçasına yumruklanan kapının sesi geldi.

"Patlamayın olum geliyorum!!"
Kapıyı açtım.

"Bütün apartmanı toplayıp gelseydiniz!" dedim sesimi kalabalıkta duyurmak için bağırarak.

Kızlar ve bizim tayfanın geri kalanı, herkes gelmişti.

"Sus lan velet!" diyen Jisoo'ya göz devirdim. Tatlılığına aldanmayın. Bizim yanımızda şeytan çıkıyor içinden.

"Tavşanımı özledim ben.." dedi Lisa. Utangaç tavırlar sergilerken bir yandan da gözleri onu arıyordu.

"Tavşanın çok Uykucu. Hala zıbarıyo!" dedi Jimin gülerek.

"Hiii! Yoksa hasta mı? Naptınız tavşanıma?!"

Kook o sırada Lisa'nın tam arkasında duruyordu. Bize bakıp başını 'söylemeyin' anlamında salladı. Ama Lisa aniden arkasına dönünce Jungkook'un el kol hareketlerine gülüp boynuna atlamıştı.

"Burda saplar var ama!" dedi Jin hyung. O somurturken herkes gülmüştü.

Onunda vardı sevdiği ama karşılık bulamadığı biri..

"Hadi kahvaltı yapalım artık! Öldüm açlıktan!" dedi mutfağa girerken.

Jisoo'da "Katılıyorum!" diyip arkasından ilerlemişti.

"Bu arada Chaey-" sözümü kesen Jimin'di.

"Bugün dersi var ya onun"

"Bide sabah aceleyle çıktı. Geç kalmış gerizekalı!" diye ekledi Jisoo.

no:8 |•taennie•|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin