Taehyung, kucağında uyuya kalmış olan bebeğinin sırtını ritmik hareketler ile okşarken diğer yandan bitirmesi gereken bir sunumu inceliyor, not alıyordu.
Bu her ne kadar kucağındaki beden ile birlikte daha zor olsa da, Jungkook'u bırakmaya çalıştığı her an daha da fazla sarılıyordu minik beden kendisine.
Bu yüzden onu yatağına yatırmaktan vazgeçmiş, işini böyle görmeye karar vermişti.
Bir gözü masanın üzerindeki tablette iken kucağında hafifçe hareket eden beden ile ilgi odağı küçüğü oldu.
Jungkook, hiç durmadan emdiği emziği yüzünden kızarmış dudakları ile başını hafifçe kaldırdı. Hâlâ istediği yerde olduğunu görünce hafifçe tebessüm etti. Taehyung ise onun bu güzelliği karşısında mest olmuştu resmen.
"Bebeğim..." Bir eli ile gözlerini ovuşturan Jungkook'un elini gözünden çekerken konuştu Taehyung. Jungkook, duyduğu sesleniş biçimi ile gözlerini Taehyung'a dikti. Kendisine 'bebeğim' diye hitap ettiği her vakit, minik kalbi maraton koşmuşcasına hızlanıyor, beyni ise yapması gereken komutları yanlış veriyordu.
O kadar güzel söylüyordu ki bu kelimeleri Taehyung, Jungkook her duyuşunda tekrar duymak adına can atıyordu.
Başka birinden duysa aynı duyguları hisseder miydi, hayır. Bu özellik bir tek Taehyung için geçerliydi.
"Daha fazla uyumak ister misin?" Normalde uyandığı saatten tam bir saat önce uyanmış ve iki saatlik olması gereken öğle uykusu bir saat olmuştu şu an. Taehyung, küçüğünün uykusunu tam almaz ise mızmız bir bebek olacağını bildiği için sordu.
Ancak Jungkook başını iki yana sallayarak onu reddetti. Uykusunu almış hissediyordu.
"Pekala, bir şeyler yapmak ister misin peki?" Diye sordu Taehyung.
"Evet, evet istiyorum babacım" Jungkook iki elini heyecan ile çırparken hevesle konuştu. Taehyung onun her şeyi ile ilgileniyor olsa da birlikte pek fazla şey yapamamışlardı şu hafta. Bunun sebebi vize döneminin gelmiş olmasıydı ve ikisi de çok yoğundu.
Taehyung, ısrar ile Jungkook'u derslerine çalıştırıyor. Yüksek notlar almasına yardımcı olacak paha biçilmez notlar buluyordu. Jungkook ise bu derslerden ölesiye nefret ediyor olsa bile reddettmiyordu, reddetemiyordu.
Taehyung, kurallara ne kadar bağlı olduğunu daha ilk günden göstermişti. Diğer kurallarına karşı müsamaha gösteriyordu ancak konu okul olunca bir dediğinin iki edilmesinden nefret ediyordu.
"Oyun oynayalım, babacım oyun!" Dedi Jungkook. Taehyung onun bu hevesli hâline gülümsedi. Masanın üzerinde yer alan eşyaları masanın diğer ucuna doğru itirdi ve Jungkook'u açılan boşluğa yerleştirdi. Kendisini da küçük çocuğun aralık bacakları arasına girerken, artık Jungkook kendisine yukardan bakıyordu.
"Ne oynayalım peki?"
"Hmm, Uzay savaşları!" Dedi heves ile.
Uzay savaşları Jungkook'un çok fazla sevdiği bir video oyunuydu. Bunun için televizyonu kurmaları gerekiyordu ancak Jungkook bugün ki televizyon hakkını kullanmıştı. Taehyung bunu hatırlayınca başını iki yana salladı.
"Olmaz güzelim, bugün ki iki saatini sabah doldurdun. Daha fazlası gözlerini yorar." Bir yandan küçük bebeğinin göz kapaklarını okşuyordu Taehyung. Bu kural yaklaşık üç gün önce gelmişti.
Jungkook günde o kadar çok uzun süre televizyon ekranına maruz kalıyordu ki, Taehyung onun gözlerinin bozulacağına emindi.
Bu yüzden önlemini erkenden almıştı. Jungkook'un zaten dinlendirici gözlük takması gerekiyordu ancak küçük olan ısrar ile takmadığı için onu bir çok elektronik aletten uzak tutmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
baby¹ ^ taekook
FanfictionJungkook, age play yapmayı seven biriydi ve babacık arıyordu. Soft - Age play [baby series 1] [Tamamlandı]