Şirkete geri döndüğüm de olayları kısaca Simay'a anlattım. Egemen'e anlatıp anlatmamak konusunda kararsız kalıp daha sonra anlatmamayı seçtim.
"Vay bee" Simay masamın üstüne oturmuş anlattıklarıma hâlâ inanamıyordu. "Kararını verdiğini söyledin mi?" diye sordu.
"Hayır söylemedim" diye karşılık verdim. Ellerimi birbirine kenetlenmiş, uzun siyah ojeli sivri tırnaklarımı etime bastırıyordum.
"Söylemek için neyi bekliyorsun?" dedi. Doğru neyi bekliyordum ki? Ama bir türlü o odaya gitmek için cesaretimi toplayamıyordum. "Simay sence doğru karar mı verdim? Daha dün tanıdım hatta tanıdım demek yanlış olur tanımıyorum"
"Aklı sana Yaren vermiş birşey diyemem" dudaklarını aşağıya büzüp ellerini yanlara doğru açtı. Bir özgüvenle oturduğum yerden kalktım. "Gidiyorum" dedim ve Armando Bey'in odasına doğru ilerledim.
Kapısına geldiğim de tıktıklatıp içeri girdim. Camın önünde birisiyle telefonda İtalyanca bir şeyler konuşuyordu. Benim geldiğimi görüp birkaç sözden sonra telefonu kapattı. Oturmam için önünde ki koltuğu gösterdi. Oturup fazla uzatmadan lafa girdim.
"Ben kararımı verdim" diye söze başladığım da elinde ki dosyayı bırakıp sadece bana odaklandı. Bu hareketi tedirginleşmemi sağlasa da kendimi toplayıp devam ettim. "Kabul ediyorum"
Cevabımla rahatlayıp arkasına yaslandı ve ofis koltuğuna iyice yayıldı. Dudağının kenarı histerikçe yukarı kıvrılırken "Doğru karar vermişsin. Kaldığım otelin adresini alırsın bu gece de gelirsin" dedi.
Son cümlesiyle afallamış ne demek istediğini idrak eder gibi durmuştum belki de cümlesini ben yanlış anlamıştım. "Bu gece mi?" diye sordum emin olmak için.
"Evet" diye beni onayladığın da ayağa kalktım. "Çok hızlı davranıyorsun ve çok erken" dedim. Armando da ayağa kalkıp önümde durdu.
"Ne senin ne de benim zamanım var. Hızlı olmak en iyisi" diye kısıkça konuştuğun da yüzümde nefesini hissetmemle birkaç adım geriledim. Doğru söylüyordu. Kurumuş dudağımı ıslattığım da birkaç saniyelik dudaklarıma odaklansa da geri gözlerime baktı. "Peki yine senin istediğin gibi olsun" diye konuştuktan sonra odadan çıktım. Hande'nin yanına gidip otelin adresini istediğim de bana şüpheli yaklaşsa da Armando'yu şirket telefonundan arayıp onayını aldıktan sonra verdi.
Geri masama geldiğim de Simay beni bekliyordu. "Söyledin mi?" dedi. Her zaman ki gibi merakından çatlamıştı belli ki.
"Söyledim" diyip gülümsedim. Kolumu sıvazlayarak "Merak etme her şey düzelecek" dedi. Tebessümümle cevap verdiğim de rahatlayarak işinin başına döndü.
¤
İşim bittiğin de eve dönmüş hazırlanmıştım. Aslında belki hazırlığa gerek yoktu sonuçta sadece gerçek duygularla birbirimize yakınlaşmicaktik fakat karşısına yine de güzel çıkmak istiyordum. Banyoda duş alırken uzun uzun düşündüm. Gerçek duygular... Asla ilkimi böyle hayal etmemiştim. Bakirelik falan umurumda değildi fakat ilkimin hep özel olduğunu düşünerek sevdiğim adama saklamıştım. Fakat şu an ilkim daha bir gün öncesin de tanıştığım adam da yitip biticekti. Benim hayatım. Onun şirket hayatı.
Banyoda işim bittiğinde üstümü giyinmeye başladım. Çokta meraklıymış gibi gözükmek istemediğimden v yaka göğüs dekolteli siyah bluz altına da siyah kot pantolon giyindim. Rastgele bir ceket giydim. Ayağıma da spor ayakkabılardan bir tanesini geçirdim. Baştan aşağıya simsiyah olmuştum. Cenazeye gider gibi. Çıkmak için kapıyı açtığımda babamın sesiyle durdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KÖR OYUN (+18)
Acak⚠️+18 sahneler, fantazi, smut ve argo kelimeler⚠️ (Kapakta ki kişiler gerçek karakterleri yansıtmamaktadır.)