Jaemin ile Jeno geçirdikleri bu güzel gecenin sonrasında illaki bir şeyler yaşanacağını biliyorlardı. Bu yüzden birbirlerine yakın olmak, bazı şeyleri kısa süreliğine unutmak istemişlerdi. Ama Jaemin kafasına dayanan bir silah ile zorla Jeno'nun kollarından çıkarılacağını tahmin edememişti. Onun kafasına silah dayayan kişi kimdi bilmiyordu. Çünkü arkasına dönüp bakacak cesareti bulamamıştı ve aynı zamanda boynunu saran kol çok sıkıydı.
Yeni uyandığından gözleri de bulanık görüyordu. Hemen gözlerini ovaladı ve karşısında Seohyun'u gördüğünde pek şaşırmamıştı ama korkmuştu.
Babası haklıydı. O Jaemin'e her şeyi yapabilirdi ama Jeno'ya kıyamazdı. Bu, Jaemin'e doğrultulan iki tane silah olmasına rağmen Jeno'nun sadece oldukça yapılı bir adam tarafından tutulmasına bakarak bile anlaşılabilirdi. Ama Bay Na bir konuda yanılıyordu. Seohyun'un fiziksel olarak onlara bir zarar veremeyeceğini söylemişti. Fakat Seohyun, Jaemin'in kafasına dayanılan silahın ateşlenmesi için emir verebilecek kadar sinirliydi.
Jaemin sadece olduğu yerde korkuyla titrerken Jeno onu tutan adamın kollarından çıkmaya çalışıyor, aynı zamanda da "Baba çek şu silahı çocuğun kafasından! Anne! İndirin şu silahlarınızı! Ya bıraksana beni! Sikeyim böyle işi! Sakın Jaemin'e zarar vermeyin!" diye bağırıp duruyordu.
Seohyun Jaemin'e, Jeno'yu kaçırdığı için bağırıp çağırırken, Jeno babasına, annesine ve onu tutan adama deli gibi kızarken Yerin Teyze yan taraftaki müştemilattan tüm bu sesleri duymuştu. Ne olduğuna anlam vermesi pek uzun sürmemişti. Hemen polisi aradı.
O sırada Jaemin'in babası da eve gelmişti ve kapıda Seohyun'un arabasını görmesiyle Yerin Teyze ile beraber koşarak yukarı çıktılar.
İkiside gördüğü görüntü ile şok olmuşlardı. Seohyun arkasına dönüktü ama ona saldırmaları Jaemin için ölüm olurdu. Bu yüzden o da silahını çıkartıp içeri girdi ve Seohyun'a doğrulttu.
Jaemin çok korkuyordu. Sadece gözlerini kapattı. Hiçbir şey görmek istemiyordu. Aynı zamanda da kafasından buradan kaçmak için bazı planlar geçiyordu. Ancak duyduğu silah sesi planların hepsinin uçmasına neden olmuştu. Korkuyla gözlerini açıp baktığında babasının yerde yattığını gördü.
Jaemin fazlasıyla sinirlenmişti ve bu ona biraz cesaret vermişti. Bu yüzden arkasındaki adamın karnına dirseği ile vurup elindeki silahı aldı ve yüzünde tek bir tane bile pişmanlık belirtisi olmayan Seohyun'a doğrulttu. İkiside birbirine silahlarını doğrultup bakışıyorlardı.
Jeno kimseye zarar gelmesini istemiyordu. Ama onu tutan adamın kollarından da kurtulamıyordu. Aklına gelen fikirle etrafına biraz göz gezdirdi. Aradığı şeyi bulmuştu. Kısaca yapacaklarını gözünden geçirdi. Ardından arkasındaki adamın özel bölgesine tekmesini geçirdi ve komodinin üstünde duran, oldukça kalın olan kitabı alıp Seohyun'un kafasına vurdu. O yere düşerken Jeno Jaemin'in bileğinden tutup kapıya doğru döndüğünde, onu tutan adamın acı içinde tam kapının önünde kıvrandığını gördü. Tek çareleri onlara her seferinde yardımcı olan camdan kaçmaktı. Jaemin ile Jeno tam arkalarını döndüklerinde Seohyun'un tekrardan silahını aldığını gördüler.
"Sikicem ama şimdi ha!" dedi Jeno ve ilk önce Seohyun'un koluna tekme atıp silahının düşmesini sağladı, ardından da -her ne kadar istemese de- göğsüne doğru bir tekme attı ve onun yere düşmesini sağladı. Tekrardan Jaemin'i bileğinden tutup camdan aşağı inmesine yardım etti. Kendisi de onun ardından indi ve koşarak bahçeden çıktılar.
Sorun şuydu ki nereye gideceklerini bilmiyorlardı. Buna rağmen yine de koşuyorlardı. Ama daha fazla koşmalarına gerek kalmadan bir araba yanlarında durmuştu. Arabadaki kişi ise Doyoung'dan başkası değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
strawberry lip balm | nomin.
Fiksi Penggemar"Seni okşamak ve yatağa yatırmak hoşuma gidiyor. Seni öpmek, seninle vakit geçirmek, sırlarını tutmak, her anınla ilgilenmek istiyorum." "Her hareketin bir zaafım ve ben sana bakmaktan çok hoşlanıyorum sevgilim. Sana sarılmak, seni beklemek, sana ta...