Günlerden Siyah

8 4 0
                                    

Yine kendimi ifade edememiştim. Yine kendimi savunamadığım için susmuştum. Yine tüm azarı ben yiyecektim. Yine ağlıyordum. Yine titriyordum. Yine ölmek için dua ediyordum. Ağlamayı kestikten sonra kızarıklığmın geçmesini bekledim. Aynaya baktım, ve hiçbir şey söyleyemedim. Dilim tutulmuştu. Kilitli kapının kulpu şiddetli bir sekilde hareket ediyordu. Içimdeki korkuya engel olamıyordum. En sonunda gitti ve sahneye çıkma vakti geldi. Bakalım bu sefer kaç saat uyanık kalabilecektim. Merak ediyordum acaba bu sefer bana vuracak mıydı? Ya da ne zaman vuracaktı?

  Evet yine gözlerimin içine öfkeyle bakıyor yine o içindeki iğrenç insani zor tutuyordu. Yüzüne bağırmak istiyordum. Yeter diye bağırıp çağırıp tüm evi kafasına geçirmek istiyordum. Ona benzedigim için kendimden nefret ediyordum. Onun gibi hasta olduğum için kendimden nefret ediyordum.

Bugün günlerden siyah. Sabah oldu uyan, gözlerini aç, kalk, dişlerini fırçala, üzerini giy, çok normal bir insan olduğunu kanıtlamak için herkese günaydın de; cevap bile alma. Daha sonra anneni öp. Onun seni opmesine izin vermeden kahvaltı yapmaya başla. Baban gelsin karşına otursun. Onu ne kadar sevdiğini göstermek için konuşmaya çalış. Sorularına cevap vermesin. Masadan kalkın, çantanı al kapıdan  çık. Asansörü bekle. Annenle babanın sesi gelsin. Baban yine  anneni azarlasın ve gülerek yanına gelsin asansöre binin. Seni incelesin. Onunla göz göze gelmemek için ayakkabını falan düzelt. Arabaya binin. Onunla göz göze gelmemek için dışarıyı seyret.  Geldiginizde arabadan in. Arkana bakmana gerek yok zaten okula girene kadar seni izleyecek, biliyorsun.

Okuldan içeri girdim, etrafa baktım herkes yine bana bakıyordu. Sinirlenip hızlı adımlarla sınıfa çıktım.  Yine sınıfa en erken ben gelmiştim. Çantamı en arka sıraya attım. Sonradan içinde telefonum olduğu aklıma geldi tabi. Hemen gidip çantamı açtım. Ekranı kırılmıştı...
Bunu düşünmemeye çalıştım çünkü tüm gece düşünecektim zaten. Dersler çok hızlı geçiyordu, dinlemeye odaklanmaya çalışıyordum ama bir türlü dikkatimi veremiyordum.

6. derste bitmiş tenefüs zili çalmıştı. Son teneffüstü ve okulumuzun bir saçma daha kuralından biri son teneffüs okuldaki herkes aşağıda olmak zorundaydı. Aşağı inmek için can atıyordum aslında. Ama yine aynı bakışlara maruz kalmak istemiyordum. Evet hiç arkadaşım yoktu. Hemde hiç. Konuştuğum insanlar vardı ama ben onların arkadaşıydım, onlar benim değil...

Öfleyerek aşağı indim. Ne yapacağımı gerçekten bilmiyordum. Nereye gidecektim?  Nerde nasıl duracaktım. Her yer doluydu. Bende okulun arka tarafına doğru yürüdüm. Dışardan sert ve güçlü bir kız olarak görünüyordum. Ama kalbim pamuk gibiydi aslında. Bir insan sırf vücudumu değil beni, asıl beni sevsin sırf bu yüzden benimle konuşsun diye yalvarıyordum. Ama kimse gelmiyordu. Arka taraf boş sayılırdı. Bir tane bank vardı ve okulun en gerizekalı kızları orda oturuyordu. Beni gördükleri an bana bakıp gülüşmeye ve benim hakkımda konuşmaya başladılar. Bugün yine depresiftim aslında, uyanmak bile istemiyordum. Gidip duvarın önünde durdum. Gökyüzüne bakmaya başladım. Daha sonra sırtımı duvara yasladım ve kafamı duvara çarptım. Offf gerçekten canım yanmıştı. O sırada bir gülüşme sesi yükseldi. O tarafa baktım gerizekalılar bana gülüyordu. Ama bu sefer yanlarında biri daha vardı. Bir tane kumral uzun boylu bir çocuk yanlarına oturmuştu. Tabi ya Emir okulun yavşağı... Onunda bana gülmesini bekledim. O gülmedi. Emir' i gerçekten hiç sevmiyordum. Hakkında bildiğim tek bir şey vardı. Annesi o daha çocukken onları terketmişti. Ve bu yüzden kadınlardan nefret ediyordu. Kızları cazibesiyle etkileyip kalbini çalıyor daha sonrada onları bir köşeye fırlatıp atıyordu. Ama beni ona karşı iten tek şey aynı oluşumuzdu. Ne kadar inkar edersem edeyim aynıydık işte.

Zil çaldı ve içeri geçtim. Hızlı adımlarla sınıfa çıktım. Kızın biri çantamı başka sıraya koymuş yerime oturmuştu. Onu o halde görünce kan beynime sıçradı. Kızı saçından tutup duvara çarpmak istedim. Kafasından çıkan kanın akıp donmasını izlemek istedim. Ama kendimi tuttum. Size bu tepkim fazla geliyor olabilirdi ama ben çok çabuk sinirleniyordum ve buna engel olamıyordum. Direkt bu hayali kafamdan sildim. Kızın yanına gidip:
- Burası benim yerim kalkar mısın? dedim
- Son ders zaten ben oturmak istiyorum.
Kıza doğru eğilerek gözlerini içine baktım.
- Kaçıncı ders olursa olsun burası benim sıram ve benden izinsiz oturamazsın dedim.
Bunu söylerken dişlerimi ne kadar sıktıysam dersin sonunda çok fena çenem ağrıyordu. Kız kalkmıştı ama ben ders bitimine kadar kendimi ancak sakinleştirebilmiştim. Kafamda akşam yiyeceğim azar vardı.  Çünkü telefonum açılmıyordu...

Bu sefer bana hiç bir şey yapmadı. Odana git dedi, bende gittim. Ama yaşadığım korku yetiyordu. Odama gidip kapıyı kapattım. Aynanın karşısına geçtim ve kahkaha atmaya başladım.  Aslında kendimi bu halde görmek beni içten içe ürkütüyordu. Kendimi tutamıyordum, duymasınlar diye yastıkla yüzümü kapattım. Keşke bu yastıkla kendimide boğma şansım olsaydı....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 06, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KOVANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin