KÖR OYUN (+18)

7 - KAVGA

Yayınladığım bölümlere bir göz gezdirdim ve bir şey fark ettim xhamfuwlufsnznakfi aşırı cringe ve bölümler çok kısa. Ben bu kitabın kurgusuna ve karakterlerine hiç özenmedim fakat konusu zaten hazırdı ve sırf smut yazmak için oluşturduğum bir kitap onun için idare edin✋🏻 teşekkürler... Bölümlerin kısalığını da anlatayım. (Merak edeniniz olduğunu sanmıyorum ama insan açıklama yapınca kendini bir şey sanıyor) Bölüm yazarken çok sıkılıyorum bir an önce şu sahneler bitsin smut yazayım diye an kolluyorum o yüzden konuları çabuk geçiyorum ve daha smut yazamadan bölümü bitiriyorum. Yani ne demek istediğimi anlatabildim mi? Bir de bende cümle toparlayamama sorunu var keşke de söylemeseydim size şimdi böyle dedim diye cümlelerime odaklancaksınız keşke bunu da söylemeseydim böyle dedim diye daha da odaklancaksınız snrm abv🤦🏻‍♀️🤦🏻‍♀️

Gözlerimi her zaman ki gibi alarmın sesiyle açtım. Kendimi odam da görmeyi planlamıyordum. Alarmı kapatıp yatağımda doğruldum. Başımda keskin bir ağrı vardı. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa yöneldim. Ağrı kesici içip hazırlanmak için geri odama döndüm.

Dolaptan balıkçı yaka beyaz tişört altına da kot pantolon çıkarıp giyindim. Pufun üstünde ki lila kazayağı desenli ceketimi giymeye çalışırken geri aynanın önüne geçip hafif makyaj yaptım. Yaklaşık yarım saatin sonunda hazırdım. Daha saatim var diyerek mutfağa gittim. Babam masaya kahvaltılıkları koyuyordu. Sandalyeyi çekip oturdum.

"Dün gece eve seni Egemen getirdi demiyor muyum kendine hakim ol az iç diye" söylenirken kahvaltılıkların ortasına omleti koyuyordu. Elimde ki zeytini ağzıma atarken içimden Egemen'e sonsuz teşekkürlerimi sunuyordum.

"Az içtim zaten babacığım" dedim. Karşıma oturup çayından bir yudum aldı. "Gördük dün gece" diyip tabletine yöneldi. Benden daha çok çalıştığı kesindi. İşi ortasında bölünmeyi sevmediğini bildiğimden sessiz sedasız kahvaltımı yaptım. Çayımdan son bir yudum alıp ayaklandım.

"Çıkıyor musun?" dedi.

"Evet çok bile kaldım" diyip kolumda ki saate baktım. Masadan son kez ağzıma peynir atıp mutfaktan çıktım. Ayakkabılarımı giyerken babam kendini duvara yaslayıp kollarını göğüs hizasında birleştirdi "Akşam yemeğine beni bekleme işim çok bugün" dedi.

Yerden kalkıp saçlarımı arkaya savurdum babamı yanaklarından öperken "Anlaşıldı peder" diyip dış kapıya yöneldim. Asansörle aşağıya inip apartmandan çıktım. Arabamı çalıştırıp günlük rutinimle şirkete doğru sürdüm.

Yolculuğum ardından şirketin önünde ki otoparka arabamı park ettim. Son gelişme olmazsa bugün çok bir işim yoktu. Arabadan inip şirkete doğru ilerledim. Asansörle inmem katta inip masama gittim. Masama eşyalarımı bırakıp kendime kahve almak için kafeteryaya doğru ilerlerken Simay kolumdan tutup dinlenme bölümüne doğru çekiştirdi.

Ufak bir kalabalık televizyonda ki magazin sayfasının haberine bakıyordu ben ise Simay'dan açıklama bekliyordum. Simay eliyle televizyonu gösterip "Ünlü olduk" dedi. Gözlerimi televizyonda ki habere bakmak için baktığımda utançlık duygusu her bir hücreme yayılmıştı. Televizyon da başımda ki kar maskesi, elimde ki sopayla mal mal hareketlerim vardı.

Egemen koltuğun baş hizasın da sıkıntıyla iç çekip "Aynen aynen ünlü oldun" dedi. Bakışlarımı tekrar Egemenden alıp habere çevirdim. Görüntülerimiz etrafta yayınlanırken dış ses "Ünlü iş adamı Faruk Sancar'ın oğlu aynı zamanda modellik yapan Egemen Sancar, dün gece arkadaşlarıyla gece kulübünde olay çıkarttı" diye işini yaparken şaşkınlıkla Egemen'le Simay'a baktım.

Hande "Ne olayı bildiğimiz yalan haber yapıyorlar" diye araya girdi. Egemen ve Simay başlarını eğip aynı anda "Yalan değil" dedi Hande şaşkınlıka kafasını ikisine çevirdi. Ben sinirle bakışlarımı etrafta gezdirirken Armando'yu gördüm. Televizyona bakıyordu şu an o kadar utanıyordum ki, bakışları bir an beni buldu. Simay ve Egemen'i dinlemiyor sadece Armando'ya bakıyordum.