23 - "I wanna eat your cake from your lips."

3.4K 244 263
                                    

Artık Wattpad'e girmek ve bir iki kelime yazmak bile bana zor geliyor ve sadece zor gelmek değil, istemiyorum da.

Bunun benim nezlimde iki nedeni nedeni var ve birincisi çok basit ve hepinizin bildiği şey: derslerim. Tam olarak sıkı sıkı bir Tyt programına başladım ve kafamı kaşıyacak vakti zor buluyorum ancak bu neden aslında çok basit. Neden biliyor musunuz? Eğer gerçekten isteseydim, vakit yaratır yine de yazardım ama artık istemiyorum.

Evet, burada da bahsettiğim ikinci ve asıl nedene geçiyoruz: sizler.

Öncelikle sebep siz olduğunuz için burada sizi suçlayacak bir konuşma yapacağımı sanmayın çünkü alakası bile yok, bu benimle akalı. Bir önceki bölümden hemen önce, eğer umursayıp bir iki dakikanızı ayırarak okuma zahmetine girdiyseniz, biliyorsunuz ki ben bir duyuru yayınladım ve orada artık bu kitabı yazmak istemediğimi, söz verdiğim insanlar olduğu için kendimi zorladığımı ve -bu kısım çok önemli- yeni kitabımın hevesiyle kendimi motive ederek yazmaya çabaladığımı söyledim.

"Yeni kitabımın hevesi", konumuz tam olarak bu. İlk kitabım okununca, aptal gibi, ufak da olsa bir kitlem oluştuğunu düşündüm ve kendi kendime dedim ki, "Zeyleris, eğer insanlar bu boktan kitabını bu kadar okuduysa, kendini geliştirerek ve büyük özen göstererek yazdığın ikinci kitabı hayli hayli okur."

Salakmışım. Her zamanki gibi değer gördüğümü falan sanmışım:)

Bu ilk bölümleri birer bok parçasından ibaret olan kitabım bu denli okunur ve devamı istenirken; yeni kitabımın ilk bölümünün -yayınlanalı 12 gün olmasına rağmen- sadece 30 okunma aldığını görmek, beni büyük bir hayal kırıklığına uğrattı ve belki de çok şaşıracaksınız ama bu, Vampire Delta kitabımdan nefret etmeme yol açtı.

Neredeyse ilk 15 bölümü abartılı anlatım ve tasvirlerle dolu, ergenlik cümleleri barındıran bu kitabın bunca okunma alırken; gerçek bir "sanat" ortaya koymaya çalıştığım, çok özendiğim, birilerine bir şeyler katmak ve edebi bir şeyler ortaya koyabilmek isteğiyle yazdığım yeni kitabımın, kilerin köşesinde unutulmuş boktan bir turşu kavanozu muamelesi görmesi beni tüm bu ortamdan soğuttu ve kalbimi inanılmaz derecede kırdı. Dürüst olmak gerekirse artık Wattpad'e bile girmiyorum.

Ancak başta da belirttiğim gibi, ben sizi suçlamıyorum. Evet, bu serzenişlerim sizlere ancak ne okuyup ne okumayacağınıza ben karar veremem. Zaten bir şeyleri zorla yaptırınca bir anlamı ve değeri de kalmıyor.

Neyse, çok uzattım. Zaten çoğunuzun da beni sikine takıp yazdıklarımı okuduğundan da şüpheliyim (Durun, şüpheli değilim, çoğunuzun okumadığına adım kadar eminim:ddd).

İyi okumalar.











"Jungkook, hadi meleğim, geç kalıyoruz!"

"Tamam, geliyorum!"

Koşar adımlarla merdivenden inerken son iki basamağı hızlıca geçebilmek adına atlayarak indiğimi gören Taehyung'un gözleri telaşla büyümüş, yaslandığı sokak kapısının pervazından ayrılıp bana doğru hızla adımlayarak düşme ihtimalime karşılık beni tutabilmek için önümde bitmişti. Tabii bunu yaparken telaşla çattığı kaşları ve sevimli bir hal alan suratıyla beni azarlamayı da ihmal etmemişti.

"Jungkook, yavaş! Düşeceksin! Dikkat etsene biraz!"

"İyiyim ben, hadi gidelim!"

Onu umursamadan gülerek yanından geçip sokak kapısına ulaşarak dışarı çıktım. Hemen arkamdan kapanan kapı ve duyduğum ayak sesleri ile birlikte Taehyung da beni takip ederken bahçenin sonunda bizi bekleyen siyah arabaya doğru hızlı adımlarla ilerledim. Arabanın yanına ulaştığımızda ne ara dibime girecek kadar bana yaklaştığını kestiremediğim Taehyung, benden önce davranıp çevik bir hareketle kapımı benim için açtığında, aniden çok yakınımda beliren varlığı sebebiyle kısa süreli bir şaşkınlıkla duraksayıp ardından bana açtığı kapıdan girerek yerime oturdum. Taehyung kapımı kapatıp kendi tarafına geçerken kemerimi bağladım ve Taehyung yerine oturup kapısını kapatarak arabayı çalıştırdığında, güvenliğin açtığı kapıdan çıkarak asfalt yolda ilerlemeye başladık.

Vampire Delta - Taekook |Omegaverse|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin