13. bölüm

7.9K 391 131
                                    

" Getir bakalım parmağını." derken Akay' ın yanı başına, dizlerinin üzerine çökmesi ile düşüncelerinden bir anda sıyrıldı. Yüzüne gülümseme yerleşirken, " Al bakalım." dedi. Parmağını uzattı.

Yara bandını yapıştırdığında ise kendisine itiraz istemediğini belli eden bir tavırla," Tabancayı ben alıyorum, sen süsleri al. Yaralanmanı istemiyorum." dedi. Kahkaha atmamak için dudaklarını birbirine bastırmıştı. Sanki operasyondaymışlar gibi ciddiydi ve elindeki sanki silikon tabancası değilde gerçek bir silahtı.

" Tamam komutanım." dedi ve kahkahasını daha fazla tutamayarak koyverdi. Bu hâli Akay' ada kahkaha attırmıştı. Çünkü az önceki tavrının farkına varmasına yol açmıştı.

İkisininde kahkahaları son bulduğunda Akay' ın bakışları yüzünden aşağılara kaydı. Neye baktığını merak ederek başını eğdiğinde, " Ahh olamaz." diye bağırdı...

~~~~~~~~~~~~~~

Geceliğinin düğmelerini geri iliklemeyi unutmuştu. Bu yüzden sütyenin açıkta bıraktığı kısımlar tamamen görünüyordu. Hatta giydiği iç çamaşırı bile görünüyordu. Kırmızı dantelli oluşu ise utancını ikiye katlıyordu. Aceleyle düğmelerini geri iliklerken, " Ahh Akay bakmasana." dedi. Şuan yüzünün tıpkı sütyeni gibi kıpkırmızı olduğunu hissedebiliyordu. Utancından başını kaldırıp Akay' a bakamıyordu.
Kahkaha atarken bedenini fazla kımıldatmış olmalıydı. Çünkü önü normalinden fazla açılmış hatta açmadığı bir düğme bile iliğinden çıkmıştı.

Akay keyifli bir tını ile,  " Kırmızıyı severim." dediğinde başka bir yere ışınlanmak istedi. İçinden, " Keşke böyle bir gücüm olsa.' dedi.

" Ama senin teninle bütünleşince daha bir sevdim." diyerek sözlerine devam ettiğinde, " Akay!" dedi. Sesini yükseltmişti lakin kızdığı için değildi. Utancını katbekat arttırdığı içindi. İçten içe ise böyle konuşması hoşuna gidiyordu. Akay beğenisini kelimelere döküyordu ve kendisini etkilemeyi yine başarıyordu.

" Nee! Yalan mı söyleyeyim Behrem." diyerek keyifle konuşmasına devam ettiğinde dudaklarına oturan gülümsemeyi hissediyordu. Başını kaldırmadığı için Akay' ın görmediğini düşünüyordu ama yanılıyordu.

" Hem yüzündeki gülümsemeye bakılırsa hoşunada gidiyor." dediğinde ne kadar söylediği doğru olsada, " Yoo hiçte bile." dedi. İtiraz etmesi en iyisiydi. Yoksa Akay böyle sözler söylemeye devam edebilir ve utançtan kendisini öldürebilirdi.

" Öyle, öyle." dedi. Az önce dediğinde diretiyordu. Arkasındaki koltuğa uzanarak yastığı aldı ve Akay' a fırlattığında, "Değill! " diye bağırdı. Şuan tatlı bir atışma içerisine girmişlerdi. Kendisinin kaşları çatıkken Akay' ın ise yüzü keyifle gülüyordu.

Diğer yastığıda alarak fırlattığında tamda yüzüne gelmişti. Afallarken yüzündeki keyifli sırıtış silinmişti. Yastık yüzüne çarptıktan sonra yere düşerken elindeki silikon tabancasınada çarpmıştı.

Akay, " Ahh yandım." dediğinde panik duygusu bir anda bedenini sardı. Dizlerinin üzerinde emekleyerek yanına geldiğinde," İyi misin? Bir şeyin var mı?" dedi. Bir yandan ise hâlâ elinde duran silikon tabancasını orta sehpanın üzerine koydu. Elini dikkatlice kavradığında hiçbir kızarıklık olmadığını gördü. Bakışlarını Akay' ın yüzüne çıkardığında acı çektiğine dair hiçbir belirti göremedi. Onun yerine gülümseyen suratı ile karşı karşıya kaldı.
Kendisini kandırmıştı.

BEBEK! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin