Senin için sevgi mi önemli güven mi dedi adam. Güven dedi kız. Güvenmezsem sevemem kimseyi dedi. Peki ya güvenini kaybedersen dedi adam? Güvenimi kaybedersem sevgim de yıpranır cevabını aldı. Ya o güveni tekrar kazanırsan yine sever misin dedi adam. O güveni tekrar kazanmam çok zordan biraz daha zor dedi kız. Güven bir kez kaybedildi mi geri kazanılmasına bir ömür yeter mi bilemiyorum dedi. Peki bana güveniyor musun dedi adam. Sana güvenimi kaybettim, yaktın, yıktın sana olan kayıtsız güvenimi. Belki bir ömür uğraşsan da o güveni bana tekrar veremezsin ve bilmelisin ki ben unutmayı sevmem ve unutmam da dedi kız. Başını eğdi adam. Söyleyecek sözü kalmamıştı. Ya sen dedi kız. Sevgi mi dersin güven mi? Sevgi dedi adam. Sevgi benim şu hayattaki tek anti virüsüm dedi. Öfkemi, kaygımı, hırsımı, güvensizliğimi ve daha nicesini çürütecek tek ilacım sevgi. Bana güveniyor musun dedi kız. Hayır dedi adam. Sana zerre kadar güvenmiyorum. Arkamı döndüğüm anda beni öldürmeyeceğine inandıracağın hiçbir delilin olamaz. Peki bu halde benimle birlikte olmayı nasıl isteyebilirsin ki hala dedi kız. Seviyorum dedi adam. Çok seviyorum. Güvensizlik virüsünü her daim yok edecek anti virüsüm sevgi. Bana istediğin her şeyi yapabilirsin. Sana karşı oluşturabileceğim savunma mekanizmalarımın tümünü etkisiz hale getiren bir sevgim var. Ve sanırım bu benim sonum olacak. Durdu adam. Gurur dedi. Senin için çok mu önemli. Evet dedi kız. Gurur benim için her şeydir dedi. Büyük bir aşk alevini söndürebilecek kadar kuvvetlidir gururum. Ve gururum incindiği vakit insanlara iyilik yapmak için hiçbir sebebim kalmaz. Peki ben senin gururunu incittim mi dedi adam. Evet dedi kız. Sen benim gururumu incittin. Peki tamir edebilir miyim diye sordu adam tekrar. Belki bir ömür uğraşsan incinen gururumu tamir edemezsin ve bilmelisin ki ben unutmayı sevmem ve unutmam da dedi kız. Başını eğdi adam. Kelimeler kifayetsizdi. Ya sen dedi kız. Sevgi mi dersin gurur mu? Sevgi dedi adam. Gurur kelimesi benim için sevginin yanında hiçbir anlam ifade etmez. Sevgisinin peşinden gururu engel olduğu için gitmeyenleri anlayabilmem mümkün değil dedi. Ben senin gururunu kırdım mı dedi kız? Her saniye dedi adam. Aldığım her nefeste inciniyorum. Kurduğun cümlelerdeki her harf yüreğimde açılan bir yaraya dönüşüyor. Ve bunu yapabilme kabiliyetine şaşırıyorum. Hani bazen her daim manalı bakan gözlerin bana döndüğünde bütün ihtişamını yitiriyor ya, o anlarda kendimden tiksinmemek için gözlerinden alıyorum gözlerimi. Ya da hani seni umursamıyorum deyişin var. Kıskanmayışın. Herkese gülerken gülmenle en mutlu olacak insana, bana, gülmeyişin. İşte o anlarda gururum tamir edilemez hale geliyor. Adam bunları söyledikçe sustu kız. Ama yüzü düşen yine adam oldu. Çünkü biliyordu adam. Her şeyi. Hak ettiği değeri vermeyenin hak ettiği değeri alamayacağını, bir gün herkesin yaptıklarının bedelini ödeyeceğini biliyordu. Geçmişi hatırladıkça kendine küsen adam onarılması mümkün olmayan hasarlara yol açacak hatalar yaptığını biliyor, onarmaya çalışıyor ama başaramıyor ve hep kaybediyordu. O bunları düşünürken kız hissizdi. Üzülmek gelmiyordu içinden. Pek tabii ki mutlu da değildi. Heyecanını yitireli uzun süre olmuştu. Ve karşısındaki adama dair pek mutlu bir anısı da yoktu. Her şeye rağmen karşısındakini düşünmeyi ihmal etmiyor ve ihtiyaç anlarının tümünde ona kol kanat germesini biliyordu. Fakat bu yalnız onun karakteriyle ilgili bir durumdu ve adam için umut vaat eden bir yanı yoktu. Geleceğe dair bir planı yoktu kızın, karşısındaki adamla ilgili. Adamsa inancını koruyordu. Geceleri vazgeçse de umutlarından, her sabah yeni bir umutla uyanıyordu güne. Yarım kalan cümlesini tamamlamak istiyordu adam. Kızsa cümlenin son noktalama işaretinin virgül değil nokta olduğunu belli ediyordu davranışlarıyla. İşte tüm bu düşünceler içerisinde adam kızla hiçbir konuşmasında cümleyi tamamlamıyor ve meçhule giden yolculuğuna devam etmeye çalışıyordu. Kız mı? Onun yolculuğu çoktan bitmişti.