Hellooo. Şimdik sayın ahali. Deniz'e kızmayın öncelikle. Geçmişte yaşadığı travma yüzünden korkuyor ve tekrar aynı şeyleri yaşamak istemiyor. O yüzden güvensizliği. Aslında güvensizlik demeyeyim de korkuyor işte. Barlasım da üzgün ve kırgın. Ama ikisinin de kafasında soru işareti kalmaması için uğraşıyorum.
İçeriye girdiğimizden beri ne o ne de ben konuşmuştum. Gergindim. Ne söyleyeceğini deli gibi merak ediyordum. Elinde viskisi ile sırtı bana dönük bir şekilde dışarıyı izliyordu. Bende yatağın en ucuna oturmuş öylece yere bakıyordum. Bacaklarımı kendime doğru çekince, çıkan sesten dolayı kafasını bana çevirdi. Yüzü inanılmaz korkunç gözüküyordu. Sinirliydi. Gözleri yeşilin en koyu halini almıştı. Ama gözlerinde ki şefkati de görebiliyordum. Bardağı kafasına dikledi ve masanın üzerine koyup bana doğru geldi. Hiçbir tepki vermeden yüzüne bakıyordum. Yanıma oturdu ve yüzümü ellerinin arasına aldı. Bu titrek bir nefes vermeme sebep olurken gözlerimin dolmasını engelleyememiştim. O kadar yoğun bakıyordu ki gözlerimin içine kalbim sıkışıyordu adeta. Onu bu kadar çok severken onun başkasına gitmesine dayanamamıştım.
"Güzelim, ben sana güven veremedim mi?" Sesi kırılgan bir çocuk gibiydi. "Ben seni aldatmadım güzelim. Sana böyle bir şeyi yapacağımı nasıl düşünebilirsin?"
"Gördüm Barlas sizi. Onunla aynı yataktaydın, sarılmış uyuyordun." Ağzımdan küçük bir hıçkırığın kaçmasını tutamamıştım. Beni göğsüne çekip sakince saçlarımı okşadı. Ağlamam durana kadar öylece bekledik. Başımı kaldırıp gözlerimizi birleştirdiğimde gözlerinde ki kırgın ve üzüntü dolu bakışları içimde bir şeylerin yanmasına neden olmuştu. Yanımdan kalkarak çekmeceyi açtı ve bir cihaz çıkardı. Düğmesine bastı ve konuşmaları dinlemeye başladık.
"Beni Ege buldu ve her şeyi anlattı. Planı olduğunu ve Denizi istediğini söyledi bana. Eğer kabul edersem Deniz onun sende benim olacaktın. Bende kabul ettim. O gece Deniz'in buraya geleceğini biliyordum konuşmalarınızı duymuştum. Ege'ye söylediğim de her şeyi ayarlamıştık. Bütün korumaları etkisiz hale getirmişti Ege. Bende eve gizlice girip senin içkilerine, suyuna içebileceğin her şeye uyutucu ilaç koydum ve saklandım. Sen eve geldiğinde içtiğinde çoktan etki etmişti ve uyumaya başlamıştın. Ilaç çok etkiliydi sen anca ertesi gün uyanacaktın. Planımız tıkır tıkır işliyordu. Ben içeride seninle ilgilenirken Ege de dışarda Deniz'i kontrol ediyordu. Ben seni yatak odasına kadar taşıyıp yatağa yatırdım ve üzerini çıkardım. Tekrar aşağıya inip evi birazcık dağıttım sanki eğlenmişiz gibi. Elime bir tepsi alıp içini hazırladım. Tekrar odana geldiğimde biraz da odanı dağıttım ve her şey tamamdı. Ege beni arayıp Deniz'in geldiğini haber verdi ve bende üzerimi değiştirip senin yanına yattım. Sanki birlikte bir gece geçirmişiz gibi gözüküyordu her şey ve Deniz de buna inandı. Kusursuz bir plandı zaten. Inanacağını biliyorduk. Bizi o şekilde gördükten sonra ağlayarak çıkmış evden Ege bana öyle söyledi. Ve bir daha onu görmedim. Ama o aptal burada olmadığı halde hala seninle aramıza giriyor. Nefret ediyorum ondan."
"Sen kim oluyorsun da ondan nefret ediyorsun lan? Öldürürüm seni anladın mı beni? Öldürürüm lan. Yaptıklarınızı size bir bir ödeteceğim, size bu dünyayı dar edeceğim. Cehennemi bu dünyada yaşayacaksın." Ve bir tokat sesiyle kayıt son buluyordu. Gözlerimden yaşlar akarken öylece bakıyordum.
Aptaldım. Gerçekten aptaldım. Bunca zaman ikimize de boşuna acı çektirmiştim. Ben onun yüzüne nasıl bakacaktım? Benden sadece ona güvenmemi istemişti peki ben ne yapmıştım? Aptalca bir oyuna hemen inanmıştım.
"Ağlama." Yüzüne bakmadan gözlerimi kaçırdım. "Deniz, ağlama. Bana bak." Ellerimi tutmaya çalışınca kendimi geri çektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yan Benimle [bxb]
Roman pour AdolescentsSakin bir hayat yaşayan Deniz'in hayatı bir gün gördüğü manzara karşısında tamamen değişecektir. Olaylar peşin sıra Deniz'in yakasını bırakmayacak ve onu bir seçim yapmaya zorlayacaktır. Bu seçim ona hem hayatın'ın aşkını getirecek hem de üzüntüleri...