14. bölüm

7.8K 392 155
                                    


" Tamam Sarper kapat. Yarım saate orada olacağım. Sakın pot kırma. Senlede düşmanız. Ona göre olacaklar karşısında sakın yanlış bir hamlede bulunma!" dedikten birkaç saniye sonra telefonu kapadı.

" Ahh delireceğim. " derken üzerindeki önlüğü hızlıca çıkardı ve sinirle yere attı.

' Ne oldu?' diye sormaya korkuyordu. O yüzden tek kelime edemiyordu. Akgün ise mamasını içtiği için bağırışlara aldırış etmiyor, keyifle karnını doyuruyordu.

Korku dolu gözler ile Akay' a bakmaktan kendini alıkoyamıyordu. İçindeki korku gözyaşları ile dışa vuruyordu. Kendisi için değil ama sevdiği adam ve bu minik can için endişeleniyordu.

Akay gözlerini kapadı ve derin bir nefes alıp vererek hissettiği öfkeyi azaltmaya çalıştı. Gözlerini geri açtığında kendisine doğru yaklaştı ve içinde bulundukları duruma açıklık getirerek şu sözleri söyledi...

~~~~~~~~~

" Sarp Cevdet' i depolardan birinde kıstırmış, ağzından laf almak için dövüyormuş. " dedi. Cevdet Akay' ın sağ koluydu ve neredeyse aynı yaşlarda oldukları dış görünüşlerinden anlaşılıyordu. Akay Cevdet' e değer veriyordu. Gözlerindeki öfke yanında birde endişe duygusunu barındırıyordu.

" Tek kelime dahi etmeyeceği için ancak oradan ölüsü çıkar." dediğinde elleri ayakları dahada titremeye başlamıştı.
Anlamıyordu. Cevdet çoğunlukla hep evin dışında nöbet tutan adamların başında dikiliyordu. Nasıl depolardan birinde kapana kısılmıştı.

" Cevdet nasıl yakalanmış ki? " diye sordu. Bu sırada Akay kendisine dahada yaklaşmıştı.

" Birkaç halletmesi gereken iş vardı. O yüzden  sabah erkenden gitmişti."cevabını aldı. Akay sözleri bittiğinde yanağını kavramıştı. Gözyaşlarını silerken, " Ağlama güzelim." dedi. Ne kadar içinden ağlamaması gerektiğini söylesede gözyaşlarını durduramıyordu. Tanıdığı insanların ölmesinden endişe duyuyordu ve Cevdet' te o kişilerin içinde yer alıyordu. Ne kadar onu tam tanımıyor olsada sevdiği adamın değer verdiği biri olması yetiyordu.

" Çok geç kalmadan Cevdet' ide alıp  geleceğim. Sen hangi yemek üzerine kapışacağımıza karar ver." diyerek tebessüm etmesi ile kendide tebessüm etti.
Elini yanağından çekerken sözlerine devam ederek, " Ama yinede en iyi yaptığın yemeği seçtin diye çok umutlanma, kazanan ben olacağım." dedi. Göz kırpmayıda unutmadı.  Ağlıyor oluşundan ne denli endişeye düştüğünü, korktuğunu görebiliyordu. Rahatlatmak adına böyle kritik zamanda bile yüzünü güldürmeyi amaçlıyordu.

Aklı kendisinde kalmasın diye tebessümünü genişletti. Gülümserken, " Çokta emin olma Akay bey, öyle bir yemek seçeceğim ki kaybetmekten başka şansın olmayacak." dedi. Gülümsemek ne kadar zor olsada Akay' ı düşünerek hareket etmeliydi. Ağlayarak evden yolcu ederse zihni burada takılı kalır, Cevdet' i eve sağ salim getirme planları ters tepebilirdi.

" Hadi bir an önce git." dedi. Az önce mamasındaki biberonu bitiren ve ellerini önündeki masaya vuran oğullarını kucağına aldı. Karnı doyduğu için oldukça keyifliydi.
Akay ise kendisi gibi tek lokma etmemişti. Daha yiyemeden her şey sanki boğazlarına dizilmişti.
Aç karnına yollamak istemiyordu lakin tek lokmanın boğazından geçmeyeceğini biliyordu.
Masadaki çoğuyan omlete baktı ve iyi olduğunu dahada vurgulamak  için, " Yarın sabah tekrar omlet yapacaksın, sıcakken daha lezzetli." dedi.

BEBEK! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin