15

3.2K 434 497
                                    

"Aptalın tekisin, Chan."

Chaeyoung, bacağını diğerinin üstüne atarken sonunda rahat bir şekilde koltuğa yayılarak söyledi. Felix evdeyken biraz gerildiği için şimdi anca rahatlayabilmişti. Aralarında ciddi bir şey olduğunu düşünmesinden çekiniyordu. Aptal arkadaşının düşünmeden aldığı kararların Felix'te yanlış izlenimler oluşturmasını istemezdi. Bunları Chan'ın yerine düşünüp dikkat ediyor olması da biraz komikti ona göre.

"Ne var ya?"

Chan da mızmızlanarak ona bakmıştı. Chaeyoung tek kaşını kaldırdı.

"Ne var mı? Çocuğu bir ensesinden tutup kendin dışarı atmadığın kaldı. Biraz abartmıyor musun sence de?"

"Hiç de bile." Chan söylediklerini düşünce süzgecinden bile geçirmeksizin konuşmuştu. "O başlattı ilk."

Chaeyoung gözlerini devirdi.

"Ne yaparak? Herkese yalan ilişkinizi duyurmandan rahatsız olduğunu belirterek mi?"

"Yani," dedi Chan, bu defa biraz duraksamıştı. "Öyle sanırım. Ne bileyim."

Chaeyoung başını iki yana salladı. Derin bir nefes almıştı konuşmaya başlamadan önce.

"Chan... Tamam, önce senin niye böyle davrandığınla başlamalıyız bence. Böyle demiş olması seni neden bu kadar rahatsız etti?"

Chan bir şey dememişti. Dirseğini koltuğun destek kısmına yasladı, parmağının kenarını kemirmeye başlamıştı. Chaeyoung da bir şey demeden ona düşünmesi için tanıdı. Aklını bir şeylerin kurcaladığını görebiliyordu o yüzden araya girip onları bölmek istememişti. Düşüncelerini toparlayınca Chan zaten konuşurdu.

Bir süre sonra, öyle de oldu. Sonunda, elini ağzından çekip konuşmaya başlamıştı.

"Bilmiyorum, Chae. Sadece gerçekten sinirim bozuldu işte. Ya da kırıldım. Belki de korkuyorum. Hayır, hayır. Sanırım hepsi birden oluyor."

Derin bir nefes alıp başını koltuğa bırakırken Chaeyoung bir şey demeden onu izledi. Chan sonrasında devam etmişti.

"Sanırım sorun bir yanda ev arkadaşım diğer yanda da en yakın arkadaşlarımdan biri olması. Yakınlaşırlarsa ikisi birden benden uzaklaşacak. Günlük hayatımı en çok kaplayan iki kişiden bahsediyoruz. İkisinin de ilgi odağı ben olmalıyım. Birbirleri değil."

Onun oldukça ciddi konuşması aksine, Chaeyoung yüzünü buruşturarak dinliyordu cümlelerini. Bitirdiğinde bir kez daha başını iki yana salladı.

"Öncelikle tam bir narsistsin. Sonrasında; Chan, tatlım... Konu bence ilgi manyaklığından bir tık fazlası."

"Nasıl?"

Chan dudakları büzülürken ona doğru dönerek sordu. Chaeyoung dudaklarını birbirine bastırıp düşünmüştü bir süre. Sonunda konuşmaya başladı.

"İkisini ayrı kişiler olarak düşün-"

"Hey, ayrılar zaten o ne demek ya? Daha dün ayrıldık hemen ne sevgilisi?"

Chaeyoung öylece kalmıştı söyledikleriyle. Gerçekten Chan'la konuşabilmek için gerekli sabır kotasına sahip olduğunu düşünmüyordu. Bazen o kadar saçma konuşuyordu ki imdat diye bağırmak istiyordu sadece.

Onun yerine derin bir nefes aldıktan sonra uzanıp sinirle kafasına vurdu. Chan inleyip başını ovalamaya başladığında o da konuşmaya başlamıştı.

"Asıl sana, ne sevgilisi, ya? Siz çıkmıyordunuz!"

"Çok kırıcısın!" demişti Chan da ağlamaklı bir sesle. Chaeyoung göz devirdikten sonra onu umursamadan devam etti.

housemate [chanlix]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin