"Kızım derste uyumak ne kalk beee, ben hep seni uyandırmak ile mi uğraşayım !"
"Kızı rahatsız etmesene uykusu var demek ki."
"Olum uykusu varsa okul'a gelmesin LAN ZİLLİ KALK. " gözlerimi açtığım da tepeme dikilmiş Mert'i gördüm. Kiminle laflaşıyor diye baktığım da Berk yanımda oturmuş Mert'e sayıyordu ben onlara boş boş baktığım sıra da Mert;
"Kalk hadi kantine ineceğiz bu bir emir!"
"Peki efenim. " diyip Mert'in peşine takıldım. Çikolatalı süt alıp arka bahçeye doğru yürümeye başladık. Birden Semih gelip ;
"Selam çarpılmışlarrr. " diye bağırdı .
"Ne bağırıyorsun be yaşlı nine yok karşında. " Dediğim de Mert söze girip;
"Aynen Semih karşında yaşlı nine yok daha beteri var!"
dediğinde Semih'le beraber gülmeye başladılar. Bense göz devirmekle yetinip bir bank'a oturdum. Mert ile Semih yanıma oturduktan sonra kimse ağzını açmadı. Neydi bu şimdi niye konuşmuyorlardı diye onlara baktığım sıra da bir yere odaklanıp oraya izlediklerini farkettim. Bakışlarımı onların baktığı yöne çevirdiğim de 2 tane sarışın kızın sohbet ettiğini fakat bir öğrenci havası onlarda olmadığını görünce hızla bizimkilere dönüp gözlerini kapattım. Mert birden ;
"Sen ne yaptığını sanıyorsun bırak gözlerimi manzaram gidecek." dediğinde sinirle oflayıp ayağa kalktım ve onları on bahçeye doğru cekiştirmeye başladım onlar gelmemek için zorlarken birden Mert yürüyünce yere düştüm. Dudaklarımdan "ayy" diye bir inilti çıktığında Semih ve Mert kahkaha atmaya başlamıştı o sıra da Tuğba ve onun arkadaşları yanımızdan geçiyordu ki ;
"Ay yazık kız yere düşmüş tabi daha yürümeyi öğrenememiştir ."
Diyip gülmeye başladıklarında benim yere düşmeme sebep olan Mert'e sinirle baktım ve ayağa kalkarken ;
"Bu akşam kendine kalacak yer bulsan iyi olur Mert yoksa dışarı da bu uyuz Tuğba köpekleri ile kalırsın. "
Diye toplu laf sokma işlemini tamamlayıp sınıfa doğru çıkmaya başladım. Merdivenlerden çıktığım sıra da biri omzuma çarptı tam kafamı kaldırıp laf edeceğim sıra da Berk;
"Afedersin ." Diyip aşağı indi. Bende ağzımı açmadan sınıfa doğru ilerledim. Sınıfa girdikten 5 dk sonra zil çalmış ve kapı açılıp Semih ve Mert girmişti. Mert üzgün bir ifade ile bana baktığı sıra da Semih;
"O zaman Mert bey bu akşam parti veriyoruz değil mi." diye bağırdı. Mert'te kafa sallamak ile yetinip sırasına oturdu. Semih'in sırf sinirim bozulsun diye öyle dediğini biliyordum o yüzden ağzımı açıp laf etmedim. Demek Mert Semih' de kalacaktı. Bu demek oluyor ki bu gece evde yalnızdım. Ben bunları düşündüğüm sıra da hoca geldi. Düşüncelerimden kurtulup derse odaklanmaya karar verdim...
Zil'in çalmasının verdiğini mutluluk ile çantamı alıp sınıftan çıktım. Okul'un bahçesine çıktığım da durup derin bir nefes aldım. Ardından eve doğru yürümeye başladım. Mert'in bizde kalmayacak ve benim evde yalnız kalacağım düşüncesi aşırı korkutuyordu ama bir şekil halledicektim artık napalım. Ben bunlari düşünürken coktan eve varmıştım . İçeri girip kosar adım merdivenleri çıktım ve odama girip çantayı rastgele fırlattım. Yatağa uzanıp korkuyla tavanı izlemeye başladım. Bir süre düşündükten sonra kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve üstümü değiştirip kesin karar kıldığım düşünceyi yapmak için evden çıktım. Bir süre yürüdükten sonra gelmem gereken yere varmıştım. Kafamı kaldırıp uzun süre "PETSHOP" yazan yere baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ani Dönüşüm
Ficção CientíficaARA VERİLDİ. KENDİMİ HAZIR HİSSEDİNCE YENİLEYEREK DÖNECEĞİM. Yanıma kadar gelip yüzüme doğru eğildi ve gülüp konuşmaya devam etti. "Kuzeninin ve tüm sevdiklerini de öldücereksin." Ailem. Arkadaşlarım. Hepsini o öldürmüştü. Ve öldürecekti de!.. Norma...