"Papatya Kolye"
Senin uyanmanı beklerken ben uyuyakalmışım. Uyandığımda neredeyse öğleni geçmişti ve seni kontrol etmek için soluma döndüğümde yatağının boş olması yetmişti yerimden fırlamam için. Önce belki lavobodasındır diye düşünüp kapıyı çalmıştım ama yoktun..
Hışımla odadan çıktığımda ilk aklıma gelen yer danışma olmuştu ve 'o hanımefendi 2 saat önce ayrıldı' cevabı bendeki baş ağrısını ikiye katladı sanki. O sırada bana yaklaşan babamı bile farketmemiştim. Omzumda hissettiyim eli bile senin sanıp döndüyümde babam anlamıştı sanki o anki hayal kırıklığımı. Omzumdaki elini enseme vurarak; 'yatağının yanındaki komedinin üzerinde sana bıraktığı not' dediyini duyduğum an odaya tekrar fırladığım dün gibi aklımda. Ufacık bir not ve 'teşekkürler' mesajı beklerken büyük diyebileceğim bir mektupla karşılaşmıştım.
"Sizi yanılttım değil mi? Minik bir not beklerken devasa bir mektupla karşılaştınız. Uyanır uyanmaz yatağıma bakmışsınızdır muhtemelen. Ben de aynısını yapmıştım da) ama göremeyince aklınıza ilk olarak morg'da olabileceğim fikri geldiğinde o düşünceyi atıp, danışmaya gitmişsinizdir. Telaştan fırsat bulup komedinin üstündeki zarfı da görmemişsinizdir. İsminizi henüz öğrendim, Anıl Bey. Ben sizden sadece bir yansıma dilediğim halde siz bana bir hayat sunmaya çalıştınız. Fakat benim zamanım sınırlı. Babanızın tetkikler konusundaki ısrarları üzerine hastalığımı anlatmak zorunda kaldım. Benim sizin uzattığınız umuda yetişebilmem mümkünsüz. Keşke dün gece yanınızdaki baygınlığım yerine ölümüm gerçekleşmiş olsaydı.. En azından size de dediğim gibi huzurlu ölürdüm. Ama şimdi nerede, nasıl ve kimin yanında kayıp gideceğim konusunda hiç bir fikre sahip değilim. Dün gece ölmediğim için kendime kızmaya bile başladım açıkcası. Uyuyorsunuz şu an. Sizi biraz izledim uyurken dersem bana kızar mısınız? Kızmayın no’lur. Zarfa sizin için birşey bırakıyorum. Bu papatya kolyesi benim tek özel eşyam. Ve benden sonra kimin eline geçecek diye içim içimi yerken siz çıkageldiniz. Kolyem sizde kalabilir mi? Emanetime sahip çıkarsınız değil mi? Kabulettiniz varsayarak vedalaşıyorum ikinizlede. Bir birinize iyi bakın.. Hoşcakalın"
Son satırlarda buğulanan gözlerim kendini daha fazla tutamayarak ilk kez damlalarını peş peşe çenemden mektuba doğru ittiriyordu. Çok tuhaftı bir kaç saat önce karşıma çıkan bir kızın beni bu kadar değiştirmesi. Ve bunun için özel birşeyler yapmaması, doğallığı..
Kolyeme bir kaç dakika baktıktan sonra ne onun ne de benim bu kızdan vazgeçmememiz gerektiğini anlamış, onu bulmak için herşeyi yapmak üzere odadan çıkmıştım...