Kelimelere sığamayacak kadar fazlasıyla anım var ve bir o kadar da...artık hiç bir şey hatırlamıyorum. Gözlerimi kapıdan kaçırmak için başımı Josh'ın omzuna yasladım. Bir süre sonra Josh benden uzaklaşınca " üzgünüm" dedi. Ve kapıya doğru gidip kapıyı açtı. Yorgun ve bir o kadar da umut dolu bir ifadeyle babam gözleriyile beni aradı, bulduğu an ise hızla bana doğru yürümeye başladı. Geri adım attım. Beni kendine doğru çekip sarıldı. Onu ittim.Biraz geride durarak " ben yapmadım, Alex" dedi. Göz yaşlarım gözlerimi bir perde gibi kapatınca " biliyorum" dedim. " seni özledim" dediği an ise tekrar " biliyorum" dedim. Gözlerimin içine bakarak " o zaman benden kaçma" bu sefer cevap sırası bendeydi basit bir cevapla geçiştirebilirdim fakat bunun ne tür bir anlamı olurdu ki? "ben mi? ben mi senden kaçmışım?...evine, sevgili karının yanına ilk giden kimdi sence?...kızının düğününe bile gelmeyen bir adama göre " özlüyorum"bence pek yerine bir söz değil. Annem öldüğünde ki senin yapmadığını zaten biliyordum kimin öldürdüğünü bilmene rağmen söylemedin ki o lanet adamın hücresine gidip onu geberteyim. Babalar bunun için var; kızlarını küçükken sevip, büyüdükleri an onu tüm acılarıyla bir başına bırakıp, terk etmek ve sonrasında seni özledim gibi basit bir kelime ve ardından gelen bende kaçma gibi bir yargıyla kendilerini ifade ediyorlar" gülmeye başladım " çocuklar zaten daima kaçar baba, önemli olan ki babaları baba yapan çocukları kaçtıkları an onları ellerinden tutabilmeleridir" ağı adımlarla yürümeye başladım. Ben merdivenleri çıkarken babam çoktan gitmiş,beni tekrar yalnız bırakmıştı. Gece yarısı aniden uyandığımda Joshın ellerime sıkıca kenetlenmiş bir şekilde uyuduğunu gördüm. Bir süre onu uyurken inceledikten sonra gözlerini yavaşça araladı. " günaydın" dedi gülümsedim. " cesur olamadım değil mi?" kafasını iki yana sallayıp " tam tersi fazla cesurdun" gülümsedim. Aklımda yankılanan bu beyaz yalan olduğunu düşündüğüm söz dudaklarımdan çıkan "seni seviyorum" ile cevap buldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
takıldığımız çakıltaşları
Lãng mạnhayat insana çeşitli seçenekler verir. kaybet yada kazan, kendin olanı al yada sonsuza kadar unut... benim seçim şansım ise geçmiş ve gelecekti bugün denilen kavram beni yalnız bırakmıştı.