12.bölüm

47 29 2
                                    

Sabah uyandığımda üstümde bir ağırlık vardı gözlerimi açıp baktığımda Kestane'nin yatağından kalkıp benim yorganımın üstüne yatmış olduğunu gördüm.

Yavaşça onu uyandırmamaya çalışarak yataktan çıktım ve yüzümü yıkadım. Ardından üstümü değiştirip yemek yemek için aşağı kata indim. Fakat bir sorun vardı. Bu ev dün gece bıraktığım gibi değildi, bir şeyler yenip içildiği belliydi. Hızla odama çıktığım sıra da İdil'in odasından ses geldiğini duydum galiba yatağının içinde savaş çıkarmıştı. Ah bir dakikaa! Kızlar gelmişti.

Normalde onları uyandırıp hevesle hosgeldiniz demeyi çok isterdim ama yorgun oldukları için uyandırmaktan vazgeçip aşağı kata geri indim. Hemen hızlıca atıştırıp odama çıktım.

Telefonumu ve çantamı elime alıp kapıya doğru ilerlediğim sırada son kez dönüp Kestaneye baktım. Yorganın içine girmiş sanki boğulacakmış gibi yatıyordu. Gülerek odadan çıktım ve
Alt kata indim ayakkabılarımı giyip çıktığım sıra da bir yandan da Mert'e mesaj yazıyordum.

Siz: Mert uyandığını umut ederek yazıyorum. Malum dün gece parti vardı sen kesin uyuyorsundur da neyse.

Mertböcük: Yanına bak

Yazdığı sıra da kafamı kaldırıp dediği yöne baktığım da bir araba'nın yavasladığını gördüm. Hızla kimin olduğuna baktığım da Semih birden söze girip;

"İyi gel hadi cok baktın içeri seni yürütmeye bu güzel gönlüm el vermez ." Dedi ve sırıttı. Hızla arabaya bindiğim de tersleyip yürüyeceğime düşünmüş olmalılar ki şaşkınca bakakaldılar.

"Ee hadi sürsenee. "

Dediğim de çoktan yola çıkmıştı. Okul'a vardığımız da hızla arabadan inip sınıfa doğru çıktım. Ne acalem varsa artık. Sırama oturup kitaplarımı çıkardığım sıra da sınıfa Berk girdi. Ona Günaydın diyip gülümsediğim de tek yaptığı günaydın demek oldu. Odun işte ne olacak diye içimden ona saydığım sıra da hoca geldi. Sanki hoca da benim gibi bir yere yetişecekmiş edası ile hiç beklemeden dersi anlatmaya başladı...

Zilin çalması ile hızla sıradan kalkıp lavaboya gittim. Niye mi çünkü midem bildiğiniz ters dönmüştü. Lavabodan çıkacağım sıra da Semih ile tanımadığım bir çocuğun kavga olmasa da atıştıklarını gördüm.

Onları pek aldirmamaya çalışarak lavabodan çıktım ve sınıfa doğru yürümeye başladığım sıra da birden burnumdan sıcak bir şeyin aktığını hissettim elimle yokladığım da  kan olduğunu farkettim ben silip geciştirmeyi düşünürken birden gözlerim karardı ve yere yığılıp kaldım. en son duyduğum ses ise Semih'in korku ve endişe ile bana bağırmasıydı...
~~~~~
Gözlerimi açmaya çalıştığım sıra da etrafta gereksiz çok fazla ışık vardı ve bu gözlerimi açmamı engelliyordu. Zar zor gözlerimi açtığım da etrafta hiç tanıdık yüz yoktu ve başımda tiz bir ses vardı bir makineye bağlıydım ve açıkçası bu beni korkutmuyor değildi.

Hafif oturmaya çalışır bir vaziyetteyken "Ben neredeyim?" Diye sordum fakat cevap veren kimse olmadı ve bu daha da çok korkmama neden oldu sonrasında yaşı 50 den fazla gözüken saçları beyaza dönmüş önlüklü biri elinde iğne ile içeri girdi. Ben belki bisiler söyler diye düşünürken o hiç bir şey demeden direk iğneyi vurdu ve izlemeye başladı.

Benim bir süre sonra gözlerim kararmaya, beynim ve vücudum uyuşmaya başladı. Gerçekten çok korkuyordum fakat ne hareket ediyordum ne de konusabiliyordum. Bir süre sonra derin olmak üzere korku dolu bir uykuya gözlerimi yumdum...

♡♡♡♡

Evet gencler bana kızın hak veriyorum ama fazla değil kaldıramam öncelikle uzun zamandır yazmıyordum çünkü kitabın biraz okunmasını bekledim ve kitabın devamında ne yazabilirim diye düşündüm bu esnada okuduğum kitapların ile kitabın konudur kafamda oturdu ve açıkçası kitap konusu değiştirdim ama merak etmeyin ki yine merak uyandırıcı bir konu seçtim inş beğenirsiniz. Bu kitabın yarısına doğru yeni kitap yazıcam ve emin olun ki harika olacak çünkü şuan hazır yazılmayı bekliyor  ve onu sakin kafayla yazicam şimdi bir daha ki bölüm de görüşmek üzere konu değiştiği için bölüm kısa kaldı şimdiden özür dilerim ^_^

Ani Dönüşüm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin