ELİT

4

"Olmuyor işte. Daha ne kadar bizi zorlamayı düşünüyorsunuz?"

Tyler David'e umutsuz vaka olduğunu anlaması için küçümser bir bakış attı. Ben ise Oscar ve David'den daha çok çabalıyordum.

"Konsantre olmaya çalışın. Aklınızda bunu gerçekten yapabildiğinizi hayal edin. Yada sizi iyi hissettiren şeyleri düşünün"

Avuçlarım içerisindeki suyu hissetmeye çalıştım. Derin derin nefes aldım. Ama hiçbir değişiklik olmuyordu.

"Kendinize bir odak nokta bulun. Gücünüzü doruklara çıkaracak bir nokta. Düşünceleriniz ne kadar keskin olursa gücünüz de o kadar kuvvetli olur. Bu gün bu işi halledicez"

Onun için söylemesi kolaydı. Kendime bir odak noktası seçmeliydim. Sevdiğim birini düşünürsem belki olabilirdi.

Gözlerimin önünde annem ve babamı hayal edince huzurdan çok içimi intikam duygusu kapladı. Benim odak noktam nefretti. Gücümü kullanmak için birşey düşünmeme gerek yoktu. Sadece yeterince istemem gerekiyordu.

Gözlerimi araladım ve o an gördüm ki avuçlarım içerisindeki su baloncukları havada süzülüyordu.

Gözlerimi tamamen açtım ve sağ elim ile havada duran su balonunu kontrol etmeye çalıştım. Elimi sağ tarafa hareket ettirdim ve su balonu sağ tarafa doğru ilerledi.

"Sonunda başardım!"

"Çok iyi Nora."

Tyler'ın gurur duyar gibi çıkan ses tonu beni çok mutlu etmişti. Sadece istemek gerekiyordu. Su balonunun orada olmamasını istediğimde ise yok oluverdi.

Bu gerçekten de çok zevkliydi. Aslında hiçte zor değilmiş. İlk başta gücüm gözümü korkutsa da şimdi bu güce sahip olduğum için tanrıya minnettarım.

"Hadi David! Bu gidişle seni burada kurtlara yem etmek zorunda kalıcam."

David'in yanına gittim ve biraz ona baktım. O bile kendi özel gücünün ne olduğunu bilmiyordu.

"Odaklan David"

Sakin bir sesle David'e seslendiğimde kafasını bana doğru çevirdi ve umutsuzca bakmaya başladı.

"Sevdiğin bir şey düşün."

David kurduğum cümleden sonra Oscar'a birşeyler anlatmakta olan Valery'e baktı ve kasıldığını gördüğümde zorlandığını anladım. Kulağına yaklaştım ve sessizce mırıldandım.

"Baksana David. Valery'nin beyaz saçları ne kadar parlak. Şu gözleri görüyor musun? Adeta seni çağırıyor. Ve şu ten rengi. Ahh o tişörtün altında yatan mükemmel kaslar nasıldır kim bilir. Belki de bunu görmen için sadece hayal etmen gerek David. Onun çıplak olduğunu düşünsene"

David adeta donmuş kalmıştı. Göz bebeklerinden gözünün beyaz kısımlarına doğru akan siyahlık gözlerini tamamen siyaha bürümüştü. Korkuyla geri çekildiğimde hareketsiz bir şekilde Valery'e bakıyordu.

Valery'e döndüğümde ise oda durakladı ve bana baktı. Her zamankinden tuhaf bakıyor gibiydi. Elleri ile boğazını tuttu ve dizlerinin üzerine düştü. Nefes alamıyor gibiydi.

Tyler hemen Valery'nin yanına gitti ve neler olduğunu sordu. Valery cevap vermeden kafasını eğdi ve birkaç saniye durakladı.

David'in gözleri hâlâ zifiri karanlık ile kaplıydı. Bunu o yapıyor olmalıydı!

Valery kafasını kaldırdı ve acı içinde bağırmaya başladı.

"Lanet olsun! Biri şu herifi durdursun!"