Üzerimdeki tişörtü çekiştirdim hızla. Sonra bir ses duydum.
"Bulut ne yapıyorsun amına koyayım?! Yaktın kızı!"
Üstüme kahveyi Bulut mu dökmüştü? Çıldıracaktım şimdi. Cildimin yanmasını umursamadan sinirle ayağa kalktım.
"İçeceğin kahveyi sikeyim Bulut!"
Bulut konudan uzak bir şekilde aptalca bir cümle kurdu.
"Oha adımı hatırlıyor!"
Yasemin ve Sude gülmeye başlayınca sınırlı bakışlarım bu kez onları buldu. Hemen ağızlarını kapatıp gülmeyi kesmeye çalıştılar. Ama pek işe yaradığı söylenemezdi. Cidden beni çıldırtacaklardı. Bulut'un koluna bir yumruk geçirdim.
"Kapa çeneni. Bir de gülüyorsun!"
Yüzünü buruşturup kolunu ovuşturdu.
"AA NE VURUYORSUN MANYAK KADIN!?"
Manyak kadın mı?
"Bulut yemin ederim öldürür seni valla bak. Kaç git kurtar canını."
Bulut gerçekten yapar mıyım diye suratıma bakmaya başladı.
"İşkence bile yaparım amına koyayım! Şu sıfata bak!"
Beğenememiş gibi bir ifade takındı suratına.
"Sus kız! Çok yakışıklıyım bir kere."
Aslında çirkin değildi evet. Ama aptal olduğu kesindi.
Aniden çalan telefonum bütün sinirli ortamı dağıtmıştı. Hemen cebimden çıkarıp ekranı kendime çevirdim.
Ayıcık arıyor...
Ekrandaki yazı kalbimi kırıyordu. Açmalı mıydım?
Kızlara döndüm hemen. Sude destekleyici bir şekilde kollarıma uzanırken Bulut özel olduğunu anlamış gibi yanımızdan uzaklaştı.
"Sonsuza dek kaçamazsın. O senin abin. Seni merak ediyor. Seni özlüyor. Sende. Hadi aç git konuş güzelim."
Yasemin de onu onaylar şekilde başını salladığında kahve dökülmüş tişörtümü umursamadan bahçeye çıktım. Telefonum susmuştu. Bildirim sesiyle tekrar ekrana baktım ve mesaja girdim.
0534****: Anlaşılan seni sinirlendirmemek gerekiyor.
Telefonum tekrar çalmaya başladığında derin bir nefes aldım. Ekrandaki tuşu kaydırıp aramayı açtım. Ardından telefonu yavaşça kulağıma koydum.
- Elif! Abiciğim duyuyor musun?!
Nasıl da endişeliydi.
+ Duyuyorum.
Titreyen sesimi hissiz tutmaya çalışarak cevap verdim.
- Neredesin? Söyle bana hadi.
+ Beni bulmanı istemiyorum abi.
- Elif bak yapma güzelim böyle. Hadi söyle. Gelip alayım seni.
Sorun buydu işte. Geri dönmek istemiyordum.
+ Geri dönmeyeceğim. İstemiyorum.
Derin derin nefes almaya başladığında telefonu suratıma kapattım. Sanırım gerçekten bu konuşmaya hazır değildim. Okul kapısına ilerlerken kafama aldığım darbeyle ne olduğunu şaşırmıştım. Cidden günüm daha ne kadar kötü geçebilirdi? Kafama gelen futbol topunu yakaladım hızla. Karşımdaki çocuk gülerken ona geri atmam gibi işaretler yapıyordu.