Baş belası

567 45 115
                                    

Eveeeet tahmin ettiğiniz üzere bugün üvey kız kardeşim geliyor.Tek başına gelmesine izin verdikleri için şaşırdım doğrusu.Herneyse...ve beklenildiği üzere Profesör Dumbledore kardeşim(!) İçin açıklama yapacaktı

"Aramıza yeni transfer öğrenci katılacak.Eğitimine dördüncü sınıftan devam edecek."

Kapı açılınca ben ve Esma hariç herkes İpeğe baktı.Sakin ama kendinden emin adımlarla yüce masaya doğru ilerledi. Mcgonagall ipek sandalyeye oturduğunda şapkayı başına geçirdi.Herkes sessizleşmiş şapkanın ne diyeceğini merakla dinliyordu

"Bir Erdem daha!Ama sen ablan gibi değilsin.Sen daha sinsi ve bencilsin.Slytherin!"

Alayla gözlerimi devirip

"Ne bekliyordum ki zaten."

Diye mırıldandım.

"Aramıza yeni büyü tarihi Profesör'ü katıldı.Buyrun Bay Denizoğlu."

Beynimden vurulmuşa dönerken kanımın çekildiğini hissettim.Neden ve nasıl geldiği belli olmuştu.Hışımla başımı kardeşime doğru çevirdiğimde sinsice bakıyordu.Ali yüce masaya geçip yerine oturdu.Bazı kızlar Ali'ye ağzının suyunu akıtarak bakarken o sadece bana bakıyordu.Elimin üstünde el hissedince önüme baktım.Bu James'tı.Elimi hızla çekip

"Ne oldu Potter?"

"Yeni gelen Profesöre neden korku dolu bakıyorsun?"

"S-sonra anlatırım.Burada olmaz."

Daha bişey demedi.Ziyafet başladığında sadece bitki çayı içtim.İştahım kesildi.Ziyafet bittiğinde Esma'nın yanına gittim

"Esma gel seninle konuşmam gerek."

"Tamam bir dakika bekle."

Ağzını peçeteye silip çantasını aldı.Birlikte çapulcuların yanına gittik

"Yalnız ve sessiz bir yer biliyor musunuz?"

Sirius

"Biliyoruz bizi takip edin."

Beraber ortak salondan çıktık.Sıkkınca nefes verip nasıl anlatacağını düşünmeye başlamışken bir duvarın önünde durduk.Sonra demir bir kapı belirdi.Normalmiş gibi kapıyı açıp içeri girdiler.Esma ile birbirimize baktıkışıp tedirgin adımlarla bizde içeri girdik.Remus biz içeri girince kapıyı kapattı.Peter merakla

"Hadi anlatsana artık!"

Sinirle nefes verdim.

"Pek sevgili (!) kardeşim okula beni nişanlanmaya zorlandığım adamla birlikte gelmiş."

Remus şoka girerken Sirius dediğimi anlamadığı için

"Kimle yani?"

"Yeni büyü tarihi Profesörümüz Ali Asaf Denizoğluyla geldi."

James alayla güldü

"Buraya gelmişse ne olmuş yine nişanlamaya zorlamazlar herhalde?"

"Bak *nefes alıp devam eder* safkan takıntılı ailelerde işler böyle yürüyor.Benim rızam olmasa bile beni nişanlayabilirler.Onu yani nişanlımı beni gözetlemesi için göndermişler."

Bunları dedikten sonra büyük bir sessizlik hakim oldu.Bir süre kimse konuşmaya cesaret edemedi.Esma zaten bunları bildiği için pek şaşırmadı.Yanıma gelip sarılınca Peter

"P-peki Dumbledore'a söylesek o yardımcı olamaz mı?"

Yere baktım.Keşke yardımcı olabilseydi.Sorusunu cevaplarken sesim bezmiş ve mutsuz çıkmıştı

"Olamaz.Nişanlı sayıldığımız için müdahale edemez.Hem bunu söylesek bile ailemin kulağına gider ve okuldan kaydımı alırlar.Kendim hallederim..."

Kapının açılmasıyla birlikte herkes bakışlarını oraya yöneltti.Evans alayla gülerken alkışlarla bana doğru gelmeye başladı

"Ne kadar iyi bir hikaye!Yazar olmayı düşündün mü Türk kızı?"

Yumruklarımı sıkıp kendimi tutarken sustum.Sorusunu cevaplamadığım için tatmin olmaya başlamıştı.Yüz ifadesinden belliydi.Bunu kör Potter bile anlamıştı

"Lily dalga geçilecek bir konu değil."

Ama Evans intikamını almaya çalıştığı için duymamazlıktan gelip devam etti

"Kendini acındırarak James'ı daha yakınına çekmeye uğraşma.Zira senin gibi orospular böyle avlıyo-"

Sözünü tamamlamasına izin vermeyerek Osmanlı tokadı attım.Tokat sesi odada yankı yaparken sinirim en üst seviyesine çıkmıştı.Yanağının acısıyla elini oraya götürürken şokla bana bakıyordu

" Sen aile baskısını,seçeneğinin gün geçtikçe azalışını,kimseye güvenememeyi, bir şeye zorunda kalmayı,sahte bir şekilde gülümsemeyi nereden bileceksin ki!Tabi herkes senin gibi el bebek gül bebek büyümedi!Mugglerın arasında yaşayan, tek derdi ablasıyla arasını düzelmeye çalışan birisi beni anlayamaz zaten.Sen benim ve benim gibilerin ne yaşamak zorunda kaldığını nereden bilebilirsin ki Evans!"

Bir kere daha tokat atınca yere düştü.Kızıl saçını elime dolayınca acıyla inledi

"Beni iyi dinle kızıl şeytan çünkü bir daha böyle bir konuşma daha olursa iki üç tokat yemekle kalmayıp hastanelik ederim seni!ANLADIN MI?!"

Cevap vermeyince kafasını geri itip karnına ayağımla birkaç kez tekme attım

"DUYAMADIM CEVABI EVANS!"

Yere kan tükürüp

"T-tamam bırak."

Kulağına eğilip

"Bir daha beni ve konuştuğum insanları gizlice dinleme yoksa o kulağını kopartırım.Kendi sesini bile duyamazsın."

Diye fısıldadıktan sonra kolundan tutup ayağa zorla kaldırdım

"Bu iki türk atasözünü unutma Evans.Çekirge bir zıplar,iki zıplar üçüncüsünde bacaklarını kırarlar.Fazla merak g*te anladın sen onu bence."

Kolumdan itince birkaç adım sendeledi ama düşmedi.

"Yolcu yolunda gerek.Bir daha karşılaşmamak dileğiyle Evans!Her ne kadar aynı binadan olsakta."

Bişey diyemeden gittiğinde çapulculara döndüm.Dördüde benim dönmemle gülmeye başladı.Sirius gülmesini bastırıp

"Sizin atasözlerinizi sevdim Eylül.Bana öğretsene."

Gözlerimi devirip bende gülmeye başladım

"Tamam.Ama sen neden kızmadın bana Potter?Hani seviyordun kızı?"

Yüzünü buruşturdu

"Gerçek yüzünü görmeme rağmen onu sevemezdim.Ona karşı olan hislerim takıntıymış sadece."

Sirius ve Remus omuzuna ellerini koyup birlikte 'sonunda farkına varabildin salak' dediler.Peter'da kafasıyla onayladı.

"Az bile vurdun bence.Hem Potter diye seslenme.Rahatsız oluyorum."

Bunu demesiyle kalp atışlarım hızlanmıştı.O gün vuruldum ona

Hogwarts'ta bir Türk (Beklemeye Alındı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin