Michelle

63 10 1
                                    

Selam okuyan hanımefendi/beyefendi,
ben yutaovski.
eğlenmek için yazdığım bu fanfice hoşgeldin!
Bir de şey, eğerki bir yazım hatam, virgül ve ya nokta hatam olursa rica ederim bunu bana düzgün bir dille söyleye bilir misin?
kalp kırmak kötü birşeydir sonuçta!
neyse,
iyi okumalar.

"Ee, konuşacak mısınız?"

Önümdeki koltukta oturan kadına bakıyorum, dudaklarındaki gülümsemeyle siyah gözleri beni süzüyor. Bu bakışından rahatsızlık duyarak kafamı, duvarda asılan tablolara çeviriyorum.

"Hanımefendi eğer, kendinizi tanıtmazsanız sizinle nasıl konuşabilirim." neşeli ses tonu beni gülümsetiyor.

Derin bir nefes aldıktan sonra kadına bakmaya başlıyorum.

"Şey, elbette, ben Raisa" diyorum ve heycanla elimi kadına doğru uzattıyorum. Kadın göz ucuyla uzatığım elime bakıyor ve yine gülümsüyor. 'Acaba yanlış bir şey mi yaptım şuan?' diye düşünmeden edemiyorum. Elimi çekeceğim zaman hızla iki eliyle uzatığım elimi tutuyor ve hafifçe sıkıyor.

"Mikasa Ackerman. Tanıştığıma memnun oldum Raisa." Elini bırakırken "Ben de" diyorum.

"Buraya neden geldiğini biliyor musun Raisa?"

'neden buraya geldim?'düşünüyorum. Kendime geldiğimde annemle lobide sıra bekliyorduk. Bir vakit sonra ismim söylenmiş, odaya yollanmıştım.

"Hayır efendim bilmiyorum"

"O zaman sana şöyle açıklayayım Raisa." Koltuktan kalkıyor ve çalışma masasına yaklaşıyor. "Bir hastalığın var, ama" masanın üzerindeki beyaz-mavi kitabı eline alıyor ve sayfaları çevirmeye başlıyor. "Bulaşıcı ve ya ölümcül bir şey değil sadece, tedavisi varsa bile zor" kitabın ortalarındaki bir sayfada duruyor. "Detaylı açıklaması burda var" bana doğru yakınlaşıyor. Heycan ve korku karışığı bir duyguyla titriyorum, Bayan Ackerman kitabı bana doğru uzatıyor. Kitabı elinden alıyor ve okumaya başlıyorum. "Disosiyatif Kimlik Bozukluğu?" Soran bir şekilde Bayan Ackermana bakıyorum.

"Diğer bir adıyla Çoklu Kişilik Bozukluğu." iç çekerek söylüyor "Lobide ve bundan önce ki vakitlerde diğer kişiliğindeydin. O yüzden buraya nasıl geldiğini hatırlamıyorsundur" yutkunuyorum "Ne yani, benim bir tane daha mı kişiliğim var?" Bayan Ackerman kalktığı koltuğuna yeniden oturuyor. "Öyle görünüyor." diyor "İki kişilik?" fısıldayarak kendime soruyorum. "Umarım sadece iki kişiliğin vardır." kendim cevaplamadığım soruyu Bayan Ackerman cevaplıyor. Derin bir nefes alarak kitabı okumaya başlıyorum.
Umarım,
Kötü bir şey değildir.

DKB YANİ DİSOSİYATİF KİŞİLİK BOZUKLUĞU NEDİR?
Bir kişide (bir bedende) birden fazla kişilik olma halidir. Normalde tekil ve bütüncül olan zihin, çeşitli nedenlere bağlı olarak- ki genellikle bu bir travmadır- bölünerek çoğul ve parçalı hale gelir. Zihnin bölünmesine bağlı olarak bilincin, kendilik algısı ve hafıza bütünlüğü kaybolur. Bedenin kontrolü farklı kişiliklerce ele geçirildiğinde kişi aynı durumlara farklı insanlar gibi tepkiler vermeye başlar.

DKB denilen şeyi yaşıyordum? 

Kaldığım yerden okumaya devam ediyorum.

"Kişilikler/Kimlikler Birbirini Tanımazlar"

Çoğul kişilik bozukluğu disosiyatif sorunlar içinde yer alır. Disosiyatif durumların en uç ve şiddetli şekli olan çoğul kişilik bozukluğunda kişi, birden çok kimlik veya kişiliğe sahiptir. Her kişiliğin bir adı, yaşı, anıları ve kendine özgü davranışları vardır. Bu kişilik ya da kimlikler birbirini tanımazlar, birbirlerinden habersizdirler. Birbirlerinin yaptığı eylemleri unuturlar. Öteki kişilik, koruyucu, kollayıcı, persekütör, intihara eğilimli, çocuk veya karşı cins vb. özelliklere sahip olabilir. Bir kişilik, diğer kişilikle ters düşen özelliklere sahip olabilir (örneğin; biri bağımlı iken diğeri yıkıcı, düşmanca özellikler gibi). Bir kişilik veya kimlikten diğerine kaymalar kısa sürede olur. Kişi saatlerce, günlerce süren hafıza kaybı süreçleri yaşayabilir. Bireyde ayrı kimliklerin, kişiliklerin sayısı 2-10 arasında değişebilmektedir.

Bu yazıyı okuduğum zaman hafızamdaki beyaz boşlukları hissediyorum. Arkadaşlarımın, ailemin bana şüpheli ve korku dolu bakışlarını hatırlıyorum. Acaba diğer kişiliğim nasıl biri?umarım kaba biri değildir.

"Araştırmalar, Çoğul Kişilik Bozukluğunda, Çocukluk Çağı Travmalarının, Ensest Olaylarının Önemli Bir Etken Olduğunu Göstermektedir"

Çoğul kişilik bozukluğu ile ilgili araştırmalar, bu kişilerin çocukluklarında cinsel, fiziksel, duygusal tacize ve ihmale uğradıklarını göstermiştir. Kuramlar, çocukluk çağı örselenmelerinin, çocuğun karşılaştığı ensest olaylarının, çoğul kişilik bozukluğunun oluşunda bir etken olduğunu göstermektedir. Kişi, çocukluk dönemindeki travmanın yükünü kaldıracak bir kişilik yaratarak ancak bu yükle başa çıkabilmektedir. Kişi travmanın acısını, anıyı bilinçten ayırarak hafifletmeye çalışır. Kişiliklerden birkaç tanesi bu anının bilincinde iken, diğerleri hiçbir şey hatırlamazlar.

(yn:Bu yazıları bir siteden kopyalıyorum :>)

"Çocukluk Çağı Travmaları mı? Yaşadığım bir travma yüzünden mi böyleyim?" Bayan Ackermane soruyorum"Ama ben çocukken ensest ve ya travma bırakacak bir olay yaşmadım." Bayan Ackerman kitabı elimden alıp, yanındaki küçük masaya bırakıyor. "Çocukken yaşmamış olsan bile hayatının bir döneminde yaşamışsındır." dedi. "Raisa, şimdi bana her şeyini anlat."

➖

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 13, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Прощание―Hange ZoeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin