"Anne?" dedi odasından çıkmış Baekhyun mutfakta kahvaltı hazırlayan annesini gördüğünde şaşırmıştı. "Neden buradasın?"
"Burası benim evim?" dedi annesi samimi bir gülümsemeyle sonra da "Şaka yapıyorum hayatım. Bugün işe gitmiyorum, sana kahvaltı hazırlayayım dedim." Masaya bir kase pirinç koyarken Baekhyun şaşırmıştı. Yanlışıkla başka evrene mi geçmişti acaba? Önce arkadaşları olmuştu şimdi okulunun üçüncü haftasının ortasında annesi ona kahvaltı hazırlıyordu. "Hazırlanıp geliyorum." dedi Baekhyun.
"Soğutmadan gel." dedi annesi.
İşlerini halledip formasını giyip geldiğinde annesi çoktan yemeye başlamıştı. Karşısına çekingence oturan Baekhyun ona gülümseyince annesi de bir an şaşırdı sonra da karşılık verdi. Baekhyun pilavını yemeye koyulduğunda "Okulda yeni arkadaşlar edindin mi?" diye sordu annesi. Dedektifler aklına gelen Baekhyun ne demesi gerektiğini bilemedi. Onları arkadaşı olarak görüyordu ama ya onlar? Bu şüphe çok sinir bozucuydu. Yanlarına fazla gitmiyordu çünkü kendisinden sıkılabilecekleri düşüncesi onun içini kemiriyordu. "Sanırım." dedi.
"Şaşırdım." dedi annesi. "Fazla arkadaş edindiğini görmemiştim."
"Şey, ben de şaşkınım." dedi Baekhyun. "Bir anda oldu." Ona dedektif kulübünden bahsetmeyi düşünse de bu fikirden vazgeçti. "Onlarla tanışmak isterim." dedi annesi. Pilavı boğazına kaçan Baekhyun öksürmeye başlayınca annesi ona endişeyle su doldurup uzattı. Suyu içip boğazındaki pirinçleri yutan Baekhyun'a "İyi misin?" diye sordu. "İyiyim." dedi Baekhyun. Annesi yerine geri otururken "Arkadaşların seni derslerinden alıkoyacak kişiler değildir umarım." dedi.
"Hayır, değiller." dedi Baekhyun. "Hatta çok zekiler." Baekhyun Sehun'un "Yalan söylemek iyi değildir." dediğini duyar gibi oldu.
"Bu ilahi sesi de ne?" diye sordu annesi etrafına bakarak. İşte Baekhyun buna cevap veremezdi.
Geçen günlerin içinde heyecan verici pek bir şey yoktu. Dedektiflerin bir sosyal medya hesabı vardı fakat tanıdıkları kişiler takip ediyordu. Şifresini Baekhyun'a da vermişlerdi ama hesaba şu ana kadar hiç girmemişti. Belki de fazla düşünüyordu, sonuçta arkadaş olarak görmediğin birine neden şifre verirsin ki? Sınıfta oturup kendi halinde çalışmaya devam ediyordu. Kimseyi umursamadığı gibi kimse de onu umursamıyordu. Bazen Jaehyun onunla iletişime girmeye çalışmıştı fakat pek başarılı sonuç alamamıştı. Baekhyun niyeyse onda ters bir şeyler seziyordu.
Jungkook ona koridorda selam verip duruyordu. Bir keresinde çıkışta kulüp odasında toplanmışlardı ve Jungkook onlara Taehyung'tan ne kadar hoşlandığını anlatmıştı. Baekhyun sıkıntıdan boğulacağını düşünmüş ama diğerleri büyük heyecanla dinlemişti. Sehun ve Kyungsoo'nun "can alıcı" noktalarda attığı çığlıklar da cabasıydı.
Etraftaki ruhların bile artık durumdan sıkılmış olduğu üzere Baekhyun yine teneffüste test çözüyordu. Gerçi Chanyeol arada aklına geldiği için biraz odak problemi yaşıyordu. Telefonuna gelen mesajla onu heyecanla eline aldı. Mesajı yazan kişi Junmyeon'du ve acil bir durum olduğunu yazmıştı. Kulüp odasına gelmesini istiyordu. Kitabını kapayan Baekhyun, Chanyeol'ü görme umuduyla sınıfı terk ederken üstüne başına da düzen vermeyi ihmal etmedi.
Dedektiflerin kulüp odasına girdiğinde Chanyeol'ün orada olmadığını görmek onda hayal kırıklığı yaratmıştı. Junmyeon, Kyungsoo ve Sehun masada, bir laptopun başında oturuyorlardı. "Ne oldu?" dedi Baekhyun. Çocuğun içeri girmesiyle arkadaşlarına sırayla bisküvi yediren Sehun ayağa kalkıp bir tane de Baekhyun'un ağzına doğru uzatmıştı. "İstemiyorum." dedi Baekhyun kibarca.
"Baekhyun!" dedi Junmyeon heyecanla ve laptopu ona çevirdi. "Sence bu tişörtlerden hangisini almalıyım?" Junmyeon, Sehun'un ona uzattığı bisküviyi yedi. "Acil durum bu muydu?" dedi Baekhyun. "Teşekkürler Sehun," dedi uzattığı bisküviyi eliyle durdurarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Jun's Bureau of Investigation (ChanBaek)
FanficBaekhyun, lisedeki ikinci senesine yeni bir okulda başlar. Sosyal ilişkilerdr berbat olan ve arkadaşlık kurmaya yanaşmayan, sadece derslerine çalışan Baekhyun'un okuldaki ilk haftası karmaşayla başlar. Önce sabahleyin birisi onun cüzdanını çalar ve...