6

25 4 3
                                    

Hiç bitmeyecek gibi geçen sokakların ardından nihayet eve gelmiştik. Onu kapıdan göndersem çok mu kaba olurdu? Bir kahve içebilirdi değil mi?
Bana arkasını dönmüş gidecekken seslendim.

"Uraz."

Tekrar bana doğru döndü.

"Efendim külkedisi?"

Böyle söylemesi garip hissettiriyordu. Hafifçe gülümsedim.

"Kahve içmek ister misin?"

Suratıma garip bir ifadeyle bakınca açıklamak zorunda hissettim.

"Yani vaktin varsa, biraz oturursun diye düşünmüştüm."

Galiba kendimi rezil ediyordum.

"Düşünmese miydim?"

Ne saçmalıyordum?!

Suratımda nasıl bir ifade vardı bilmiyordum ama Uraz'ı eğlendirdiği kesindi.

"Bir kahve içebiliriz evet külkedisi."

Nihayet benimle eğlenmeyi bırakıp cevap vermişti. Bana doğru ilerlemesiyle kapının önünden çekilip yana kaydım. İçeri geçmesinin ardından kapıyı yavaşça kapatıp oturması için oturma odasını işaret ettim.

"Nasıl içtiğini bilmiyorum."

Gayet açıklayıcı olan cümleme gülümsedi.

"Kafana göre yapabilirsin."

Sade sever miydi ki? Neyse. Kafana göre demişti. Mutfağa ilerledim. Sonra su ısıtıcısına su doldurdum. Kahveyi de çıkardıktan sonra iki siyah kupa çıkardım. Sanırım bu evin en sevdiğim yanı bardaklarıydı.

Su kaynadığında kahveyi hazırlayıp içine birazcık süt koydum. Acı tadını seviyordum ama belki Uraz sevmezdi. Sütle o kadar acı olmuyordu hem. Bardakları tepsiye koyup oturma odasına ilerledim. Sehpaya bıraktığımda öksürmeye başlamıştım. Sanırım gerçekten üşütmüştüm.

Bakışları direkt olarak beni bulmuştu.

"İyi olduğuna emin misin?"

Başımı salladım hafifçe.

"İyiyim. Hep olur böyle."

İçine sinmemiş gibi bir ifade vardı suratında.

"Ya bir hastaneye-"

Sözünü kesip cevapladım.

"Sakin olur musun artık? Gerçekten iyiyim."

Sonunda susup oturduğunda kahvelerimizi içmeye başladık.

"Ege'yle nereden tanışıyorsunuz? Baya yakın sana."

Ege abiden mi bahsediyordu?

"Yasemin çok yakın arkadaşım."

Asıl o Ege abiyi nereden tanıyordu.

"Siz nereden tanışıyorsunuz?"

Soruma gülümsedi.

"Basketbol maçında kavga ayırmaya çalışırken tanışmıştık."

Yakınlardı. Baya konuşmuşlardı yanımda.

Başımı salladım.

Kahveyi içerken rahatsız olmamıştı. Sade seviyordu sanırım.

***

Uzun geçen bir kahve içme vaktimizin ardından Uraz kalksa iyi olacağını söyleyip gitmişti. Son kez bir şey isteyip istemediğimi ve kötü olursam haber vermemi istediğini söyledi. İnsanların benimle ilgilenmesinden bu zamana kadar hep rahatsız olmuştum. Çünkü kendi kendime yetebiliyordum zaten. İnsanların düşüncelerine ihtiyacım yoktu. Birine gerçekten güvenmek iyi hissettiriyordu evet. Bu duyguyu ilk Sude ve Yasemin'le tatmıştım. Ama Uraz'da açıklayamadığım bir tanıdıklık hissi vardı.

Parçalı BulutluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin