Alıntı

105 19 2
                                    

"Ölümün kızıl gölgesine hoş geldin Türk askeri." Siyah maskeli, siyah kapşon ile yüzünü saklayan uzun boylu, iri yapılı adam art arda ateş etti. Üzerinde üniforması olan evinin bir sokak altında vurulan Yüzbaşı kanlar içinde yere düştü. Gözlerini kapatmadan önce dudaklarının arasından tek bir cümle döküldü.

"Neden?" İçinde birçok cevabı barındıran soru cümlesi. Hain her yerde haindir, bir insanın kanında varsa şeytan ile iş birliği yapmak ondan korkacaksındır çünkü şeytan ile iş birliği yapan kanından kötülük akan insanoğlunun ne kadar ileri gidebileceğini kestirmek mümkün olmazdı.

Gökyüzünde bir tane bile yıldız yoktu, gökyüzü sanki en karanlık geceye ev sahipliği yapıyordu. Acı her yerdeydi. Bir annenin feryadında, bir kadının çığlığında, bir adamın pişmanlığında, şöminede yanan ateşte, bir bıçağın ucunda nereye bakarsanız bakın acının izini görürdünüz. Güneş Üsteğmen kendini yere attıktan sonra bağırmaya başladı sesini duyan adamlar anlamsızca saçını yolan kadına baktılar, Feraz bahçeye çıktığında Güneş'i görünce yanına gitti.

"Ne oluyor burada?" Güneş Üsteğmen, Feraz'ın sesini duymamış gibi bağırmaya devam etti, bir taraftan da saçını yoluyordu.

"Annemi Türkler öldürdü, ben onu kurtaramadım. Yalan söylemiyorum ben onlara çalışmıyorum." Feraz, Güneş'in söylediklerinden ve Göktuğ'un yerde hareketsizce yatmasından az çok yaşananları anlamıştı, ya da anladığını sanmıştı.

"Beni dinler misin Gaye?" Gaye Üsteğmen öfkeyle sevdiği adamın gözlerinin içine baktı.

"Neyi dinleyeyim beni nasıl aptal yerine koyduğunu mu anlatacaksın?" Yaşlı gözlerle mezar taşına baktı. Yıllarca mezar taşına sarılmıştı acısını unutmaya çalışmıştı. Herkesten beklerdi ama sevdiği adamın bunu yapacağını düşünmezdi.

Bölüm günleri Pazar'dan Pazar'a ama bu hafta gelmeyebilir. Babam Korona oldu, bende şu an bir şey yok ama üzerimde halsizlik var her şey üst üste geldi.

Vatan SağolsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin