"Kaderin oynadığı bu oyunda kazanan tek kişiler kötülerdi..."9
Kirini akıta akıta yağıyordu yağmurlar yeryüzüne. Berrak değildi. Asla olamazdı. Her damlada bir kirlilik vardı. Yaşanılan ve görülen her olayda bir kötülüğün olduğu gibi sularda berrak değildi. Kirliydi. Tenimizle buluşan bir damla bile bizi kirletmeye yeterdi.
Bir sihir katılmıştı sanki. Tenimize değen o damla ile temas kuran her insan saflığını kaybediyordu. İlk günden şu güne tepkilerimi ve kat ettiğim yola bakıyordum da...hiçbir ilerleme gerçekleştirememiştim. Tek yaptığım şey yıkık bir beden ve ruhla ortalıkta dolaşmak ve salakça özgürlüğün peşinden koşmaktı.
Çevreye bakıyor ona göre kendimi düzeltiyordum. Ama hayır. Kendim olmalıydım. Kararan ruhumu daha da siyaha boyamak yerine araya açık renkleri de katmalıydım. Mavi rengim...umudum yok oluyordu. Beyaz rengim...saflıgım yok oluyordu. Kırmızı rengim...cesaretim yok oluyordu...grim...araftaydım.
Arafta öylece kalmıştım.
Griydim ben. Ne ilerisi vardı ne de gerisi. Öğrenilen gerçekler vardı sadece zihnimde. Bulanıktı görüntüler. Acısıyla tatlısıyla geçindiğim ailem bir hiçlikti aslında. Oncageçmiş bir yalan mıydı? O gülen gözler sahte miydi? Kötü müydük?
Ne istiyordum?
İntikam...hayır ben intikam istemiyordum. Benim istediğim en başından beri huzurdu. O huzura erene dek kimsey i görmeyecektim. Kimseye af yoktu. Kimse...beni dinlememişti. Bana inanan yoktu. Varsa da şüphe vardı gözlerde.
Değer verdiğim kişilerin gözlerinde kin görmek istemiyordum. Onların gülen gözleri hayat dolu olsun istiyorum. Gerçek olsun tüm duygular istiyordum. Çok mu şeydi bu istediklerim? Gerçeklerin acıttığını yeni öğreniyorum. En çok sevgisini aldığım kişinin kötü oldugunu öğreniyorum. Bir katil...
Kan akıtan acımasız katil...
Çöktüğüm yerde elimde ki mektup ile kala kaldım. Ellerim zangır zangır titriyordu. Öğrenmem gereken daha bir sürü şey vardı. Direncim yoktu. Gerçekler en başından beri acıtırken kanayan ruhumu nasıl deşerdim? Nasıl o kötülüğü kabullenirdim.?
Annem...
Annemin...kanlı elleriyle yazdığı mektup.
***
"İnanmıyorsun yani öyle mi?"
Elleri arasına aldığı beyaz kağıt parçasını yüzüme fırlattıgında dolan gözlerim yere düşen kağıtta duraksadı. Bu da neydi? Bir mektup mu? Kim yazmıştı? Annem mi?
"Al işte. Sana harika bir gelecek hazırlayan annen her şeyi planlamış. Öyle bir zekaya sahip ki kızını ve aşıgını düşünüyor ama kocası aklına dahi gelmiyor!"
Sol kaşım havaya kalkarken, "Ne aşığı?" diye sordum. "Annem yapmaz. Aldatmaz. Yapamaz. O bize kıyamaz..."
"Oku!"
Ben hareket etmeyip yüzüne bakmaya devam ederken,"Hadi oku!"diye kükredi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖLGESİNDE
Mystery / ThrillerBilinmeyen bir geçmiş yaşanılmamış bir geçmiş değildi. Efra sıradan hayatında yaşanmaya başlayan anı değişimlerle, annesinin ölümünün hemen ardından onu canı pahasına korumakla görevlendirilen Aral Gökay ile geçmişin peşine düşecekti. Geçmişin kanlı...