19

186 30 3
                                    

soonyoung
bana jihoon'un adresini atsana

seokmin
önce ona sorayım
bekle

soonyoung
hAYIR

seokmin
izni olmadan veremem soonyoung

soonyoung
ona sormak istesem sana yazmazdım
ver şu adresi

seokmin
kusura bakma
bence mesaj atıp ona sormalısın

soonyoung
arkadaşız sanıyordum

seokmin
evet ama onunla da arkadaşım

soonyoung
iyi
sormadım say

seokmin
aptalca davranıyorsun
kendine gel

"İyi misin hy—"

"Aptalca mı davranıyorum ben?" Öfkeli bakışları tepesinde dikilen kardeşine yöneldi. Neden bu kadar sinirlendiğini o da biliyor sayılmazdı. Sadece tüm bu bilinmezlik sinir bozucuydu.

Taeyang onun bu hallerini çok iyi bildiğinden omuz silkip "Bilmem," dedi usulca. "Davranışlarının farkına varabilecek biri olduğunu sanıyorum."

Soonyoung bir süre daha dik dik ona baktı. Sonra tekrar telefonuna yöneltti ilgisini. Tam o sırada Jihoon'dan bir mesaj bildirimi gelmişti.

"Sikeyim seni Seokmin!"

jihoon
neden evime gelmek istiyorsun?

soonyoung
kitabı vereceğini söylemiştin

jihoon
kitap için yani

soonyoung
evet
yani hayır
o da var ama tek sebep bu değil
seninle konuşmam lazım

jihoon
ne hakkında?

soonyoung
dışarıda da görüşebiliriz

jihoon
soonyoung sorun mu var?

soonyoung
evet
benimle ilgili
yardımcı olur musun?

jihoon
seokmin'le konuşamayacağın bir şey mi?

soonyoung
hayır
seninle konuşmalıyım

jihoon
peki o zaman
yarın dersi bitirdiğimde okulun oradaki kafeye geçerim
sana da uygunsa tabii

soonyoung
tamamdır

Tüm bunların kuruntu olduğunu, olmayan olayları büyüttüğünü düşünen bir yanı vardı ve o yanı ezilip duran içine baskı uyguluyordu. Pekala ona direkt geçmişini soramazdı fakat ne yapacaktı ki? Hatırlamadığı anılarını mı yad edecekti?

Wenjun'un başını şişirmeyi ya da Seokmin'i tekrar sıkıştırmayı düşündüyse de vazgeçti. Bu onun olayıydı artık kimseyi dahil etmek istemiyordu. Davranışlarının gayet farkındaydı, çok düşündüğünden eylemlerinin sonuçları hiç istediği gibi olmuyor ve bu ona başarısızlık getiriyordu. Soonyoung başarısız olmaktan gerçekten haz etmiyordu.

"Sakinleştin," Taeyang gülerek söylediğinde ona gözlerini devirdi.

"Baksana, Tae, sence ben düşüncesiz biri miyim?" Karakteri ya da huyları üzerine çok fazla düşünmezdi. Dışarıdan gayet harika biri olarak göründüğüne emindi fakat son zamanlarda hiç öyle hissetmiyordu.

Taeyang bir süre abisini inceledikten sonra ifadesiz bir şekilde konuştu.

"Anılarımda bencil bir pislik olarak yaşıyordun hyung. Karakter gelişimine dahil olamadım sen de biliyorsun. Yani bunu bana sorman biraz garip." Soonyoung bozulmuş bir suratla onu izliyorken ekledi: "Yine de tüm ilişkilerinin çatlaklarla dolu olduğunu hatırlıyorum. Benimle olan ilişkin bile böyleydi. Yani, kardeşinle olan aranı bile bu hale getirdiysen arkadaşlarınla neler yaşamışsındır düşünemiyorum..."

"Nasıl yani—"

"Sabah erkek kalkmam gerekiyor, iyi geceler."

Arkasını dönüp salondan çıktığında artık düşünmeme kararı alan Soonyoung'u binbir düşünceyle baş başa bırakmıştı.

o kadar bunalıyorum ki of aman bari fiki karantinadan kurtarayım dedim bunlar normalleşme sürecinin sonundalar arkadaşlar yakında tamamen bitiririm

ve ehem artık eskisi gibi insan yemiyorum varlığınızı görsem güzel olurdu eheheh:)

hues of yours Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin