Çok küçük ama gerçekten çok küçük bir okuyucu kitlem var galiba. Ama ben her bölüm paylaşırken sanki kimse okumayacak ve ben sadece kendim okumak için yazmaya devam edecekmişim duygusundan kurtulamıyorum. Acaba bunu her hikaye paylaşan yaşıyor mudur bazen merak ediyorum ve sizden rica ediyorum ki eğer kitabı beğenirseniz arkadaşlarınıza da önerin buna gerçekten her yazanın ihtiyacı var. Keyifli okumalar :)
°°°2 Ay sonrası°°°
"Çöz şu ellerimi" saatlerdir avazım çıktığı kadar karşımdakine bağırıyordum ancak gözündeki kararlılık beni deli edecek kadar derindi.
"Ne yapmaya çalışıyorsun anlamıyorum" kırık kalbimi ve güvenimi bir kenara süpürmüş ona güçlü olduğumu gösterircesine dik ve kendimden emindim.
Bu hayat insanlara güvenmeye başladığımız an her şeyi alt üst ederek üzerimize atıyor ardından kimseye güvenmemeyi seçtiğimizde ise karşımıza gelen herkese bizi psikopat göstermekten başka bir işe yaramıyordu. Kalbimin en derinine kocaman bir yarık atan adam konuşmaya başladı "Hepsi oyundu Miray neden anlamak istemiyorsun"
"Umrumda bile değil. Benden ne istiyorsun !" Umrumdaydı. Hemde çok.
Hasır ip bileklerimi acıtmaya başlamıştı. Ayaklarımı bağlamamış olmasına sevinirken evin demirden kapısı gürültüyle açıldı. Güneş kapının önüne vurmadığından içeri giren simanın yüz hatlarını henüz görememiştim. Yavaşça yaklaşan bedene pür dikkat bakarken kaba vücudu hiç yabancı gelmiyordu.
"Vay vaay burda kimler varmış.. Seni çok bekledim bebeğim" amcam iyice yaklaşıp yüzünü yüzüme sabitledi. "Duyduğuma göre abim intihar etmiş" sesinden cevabını bildiği kesindi. Duruşuma ve sesime ehemmiyetle vermeye çalıştığım özgüven birden içime çekilirken bana yaklaşan yüzüne tükürdüm.
"Ne senden nede yanındaki o şerefsizden korkmuyorum. Sen beni güçlendirdin farkında olmadan. Bir yıl boyunca her gün bana yapacağın işkencelerin farkında olarak uyandım ben ! Katlandığım acıları kapamadım ben onlar canımı acıtırken güçlü olmayı öğrendim. Daha fazla canımı yapabileceğini mi sanıyorsun ?" Histerik kahkakam boş odada yankılanırken tek kelime daha edersem boğazıma düğümlenmiş gözyaşlarımın serbest kalacağını biliyodum. Susmayı tercih ettim ve içimde kalan tüm kelime ve cümleleri içime atarak yutkundum.
"Kapa şunun ağzını" amcam yanındakine haykırırca bağırırken gözündeki nefreti net bir şekilde görüyordum. Eğer acı çekmemi istemiyor olsa beni şu an öldürebilirdi. Arda elinde bir bezle yanıma yaklaştı.
"Onun dediğine itaat eden bir köpek olduğunu tahmin edemezdim. Seni aşağılık" yüzüne tükürdüğüm kelimelere karşı sessiz kaldı. Bezi ağzıma geçirip ensemin biraz üzerinde bağladı.
"Önceden sadece abimin canını yakabilmek için seni kaçırmıştım." Yavaş ve sakin bir ses tonuyla konuşup sanki yavaş bir melodiye eşlik eder gibi odanın içinde yürüyordu. Hiçbir hareketi ustaca değildi. Elindeki demirin üzerini temizlerken oldukça aciz görünüyordu. Kendini mükemmel sanan ama kötü bile olamayacak kadar düşük bir insandı. "Ama şimdi.." derin bir nefes alarak demiri bırakmadan bana döndü. "Başladığım işi bitirmek istiyorum" ağzımdaki bez canımı acıtırken ona bir pislikmiş gibi bakmaktan başka bir şey yapamıyordum.
Bu sırada beni tüm karanlığımdan kısacık zamanda çıkaran adam amcamın yanına yaklaşıp fısıldadı ancak duyabiliyordum. "Bana daha önce kaçırdığını söylememiştin" amcam elindeki demiri kenara bırakıp evin beton yerinde ateş yakmaya çalışıyordu. Arda'ya bakmadan konuştu "Bilmene gerek yoktu" Arda'nın sinirle başını arkaya yatırmasıyla gözlerimi sıkıca kapadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİÇ
Romance"Herkesin bir umudu vardır" "Benim yok" "Umut olmadan yaşamın anlamı olmaz" "Yaşamımın anlamı olduğunu söylediğimi zannetmiyorum. "