SINIRLARI AŞMAK

Sınırsız

Şimdi size biraz Alishia ' dan söz edeceğim. 12 yaşında kumral saçlı kahverengi gözlü maceracı ve her zaman başına buyruk küçük bir kızdan yani... Alishia o gün her zamanki gibi okula gitmek için hazırlandı. Sınavlar dışında aslında o kadar da fena sayılmazdı okul. Tabii bir takım kurallar vardı ama Alishia için kurallar sadece çiğnenmek için vardı. Her neyse hikayeye devam edelim. Aceleyle evden çıktı Alishia, zaten okula geç kalmıştı. Hızlı adınlarla ilerledi sokakta. Okula gitmek için her gün nehrin üzerindeki köprüden ardından da karanlık ve ürkütücü ormandan geçmesi gerekiyordu Alishia'nın. Çoğu çocuk bunu yapmaktan korkar, orayı tek başına geçmeye cesaret edemezdi. Alishia mı ? Bu onun için bu bebek oyuncağıydı. Koşarak geçti köprüyü Alishia biraz daha acele etmezse hem yağmura yakalanacağını hem de okula geç kalacağını biliyordu. Köprüyü geçmişti , ama asıl yola daha başlamamıştı bile. O gün kara yağmur bulutlarından ötürü daha da karanlık ve korkunç bir hale bürünmüş orman... Yağmurdan kaçmak için geç kalmıştı artık, ama okula yetişmek için hala dakikaları vardı. Saatine baktı iki seçeneği vardı üç dakika içinde orada olmalıydı ya da ilk dersi olan dilbilgisinin öğretmeni Bayan Gentille 'den azar yiyecekti. Birinci seçeneği seçti Alishia koşmaya başladı koşuyordu, koşuyordu ve koşuyordu ve artık yorulmuştu. Durmadı okulu görebiliyordu artık, fakaat tam o sırada ayağı kaydı ve yaş akta olan yağmur yüzünden ıslanıp çamura dönmüş toprağa düştü. Şimdi gecikmekle kalmamış aynı zamanda da ıslanıp çamur olmuş bir halde girecekti sınıfa. Derin bir iç çekti ve okulun kapısından sınıfına doğru ilerledi