>31<

616 85 156
                                    

Hina, Donghyuck'a genişlemiş gözler ile baktı. Güzelce boyanmış tırnaklarını çantasına kırılabilecekleri noktaya kadar soktu.

"Ne diyorsun sen?" diye sordu kırmızı dumanlı bir sesle.

"Mark.benim.erkek.arkadaşım." Donghyuck her kelimeyi tekrarladı.

Bu bir yalandı; böyle şeyler hakkında hiç konuşmamışlardı. Donghyuck, Mark geri gelmeden Hina'nın gitmesini diledi.

"Yalan söylüyorsun." bağırdı.

"Yalan söylemiyorum." Donghyuck yanıtladı.

"Mark benden hoşlanıyor!"
(ç/n: sktr git arizona kertenkelesi)

"Senden değil benden hoşlanıyor!" Donghyuck sesini yükseltti.

"Kedicik, sana biraz don-Hina?" Mark Melezin masasına vardığında kızı fark edince kaslarını çattı.

"Merhaba Mark." ona el salladı, sesi tamamen değişti, bir saniye önce Donghyuck'u tehdit etmek için kullandığının tam tersi.
(ç/n : orsbo)

"Merhaba."

"Bu çoçuk seni rahatsız mı ediyor." diye sordu Hina, öfkeli olan Donghyuck'u işaret ederken. "Her yerde seni takip ettiğini gördüm. Belki güvenliği falan aramalıyız?"
(ç/n : tutmayın s2cm bu malı)

"Ha..." Mark, Hina'nın söyledikleri ile alay eden Donghyuck'a baktı.

"Artı, benden hoşlandığını hepimiz biliyoruz erkek arkadaşın gibi davrandı." Hina sanki mantıklı bir şey söylüyormuş gibi konuştu.

Donghyuck ve Mark birbirlerine baktılar.

Donghyuck kızardı. Hina'nın Mark'a erkek arkadaşı gibi davrandığından bahsetmesin beklemiyordu. Eğer Mark bunun bir yalan olduğunu onaylarsa her şey kötü olacaktı...

Mark, Donghyuck'un bu boktan durumdan kurtulmak için söylediği şey karşısında şok olmuştu ama Hina orospu olmasaydı işe yarayabilirdi...Ve ona çarpan diğer şey Hina'nın söylediği son cümleydi "benden hoşlandığını hepimiz biliyoruz".

İlk olarak "biz" kim? Ikincisi, nasıl? Bu kız nasıl bu kadar özgüvene sahip olabilir? Ve dördüncü, hayatının bir döneminde nasıl onunla kalabilir?

"Hina..." Mark şakaklarını ovuşturdu. "Kırdığım için üzgünüm ama senden hoşlanmıyorum. Bunu sana kim söyledi bilmiyorum ama hoşlanmıyorum."

"Hadi ama, bu çok açık." Hina gülümsedi. "Sadece utanıyorsun." elini kolunun önüne koydu.

Mark elini nazikçe çekti. "Hoşlanmıyorum üzgünüm. Duygularımız karşılıklı değil Hina."

Hina ona acı dolu bir bakış attı.

"Ve evet, Donghyuck aslında benim erkek arkadaşım." Mark, melez yaklaştı ve kollarını omuzlarından geçirdi. Yaratık hayretle başını kaldırdı. Mark onun oyununa mı katılıyordu?

"y-yalan söylüyorsun." dedi Hina.

Mark iç çekti. "Neden yalan söyleyeyim?"

"Beni reddetmek için..." Hina üzgün bir şekilde konuştu.

"Kesinlikle Hina. Ama seni zaten reddettim." Mark konuştu. "Yani yalan söylemenin bir faydası yok. Artık sana sahip olmadığım için duygularına karşılık veremeyeceğimi söylediğime göre, sahte bir ilişki yapmama gerek yok. Bu işe yaramaz."

Cat fight - Markhyuck (çeviri) ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin