1-Eğlence

1.1K 24 0
                                    

-Benim çoraplarım nerde Allah'ınızı severseniz niye bıraktığım yerde bulamıyorum?

İşte yine yeni güne başladık. Bunlarla ne yapacağım ben Allah'a şükür tatile az kaldı.

-Al işte onu yıkadım. Temiz çoraplar bu gözde anladın mı?

-.Seni seviyorum Defne sen olmasan evi belediye işçileri çöp zannedip temizlemeye gelecek valla.

-Hadi kahvaltı hazır gelin ,dedi Yankı. Seviyorum bu Yankı'yı kahvaltıları hep o hazırlar tabi fakülteye geç gittiği zamanlar. Aç olduğumuzdan hepimiz bir anda masanın başına toplanmıştık. Yankı, Yiğit, Ulaş ve ben.

Herkes yemeğini yerken Ulaş dikkatimi çekti. Ayı gibi önüne ne geldiyse yiyordu. Dayanamayıp:

-Yavaş ye lan midesiz ayı boğulacaksın.

-Bir keren ben midesiz ayı değilim. Karnım çok açsa ben napabilirim, deyip yine yemeklerine daldı

-Bak işte ben boşuna midesiz ayı demiyorum sana. Ordan söze Yankı karıştı.

-Kız doğru diyor be biraz yavaş ye boğulacaksın.

O an Ulaş hepimize öyle bir baktıki susmazsanız sizi öldürüceğim der gibi. Herkes bir anda sus pus oldu. Böylece kahvaltımızıda bitirdik.

Ulaş, Yiğit ve ben lisemizin yolunu tutuk. Yolda durmadan annem ve babamı düşündüm. Aslında ilk gittiklerinde onlara hak veriyordum ve tek başıma yaşamak, kendi ayaklarımın üstünde durmak hoşuma gitmişti. Ama onlara olan özlem katlandıkça içimi acıtıyordu.

Oraya gitmeleri hep babamın hayaliydi, Amerika'ya gidip bir dünya markası olamak.

Benimse parada gözüm yoktu. Hedefim bir hukuk fakültesini kazanmaktı. Mesleğime daha karar vermemiştim.Ama hukuk okuyacaktım. İçimde bir yerlerde hep adaleti destekleyen bir kız vardı. Bu nerden geliyordu bilmiyorum. Belki de küçükken fazla vurdulu kırdılı film izlediğimdendi. Düşüncelerim salak Yiğit'in önümüzdeki çamura sert bir şekilde basarak hepimizi kirletmesiyle sona erdi. Bu çocukla ne yapacağım ben.

-Yiğit! Her yağmur yağışında senden uzak duracağım artık pis çoçuk.

İkisinide ıslak mendil vererek temizlemeye başardım. Sonunda ders zili çalmadan yetişmiştik okula. Okulun son günleri olduğu için çoğu kişi gelmemişti. Zaten yoklama alınmadığı için kantinde durduk.

Bu arada tek kız arkadaşım olan Deniz'i de yanımıza almıştık. Ulaş ve Yiğit okulun kızlarından konuşurken bunlar çok çapkın ya, biz de kantindeki televizyon bakıp bunlar ne para kazanıyor be demekten kendimizi alamadık. Tabiki bir anda yanımıza Eylül geldi. Okulun en dedikoducu tipidir Eylül. Ayaklı gazete mübarek.

-Sömestıra girmeden önce okul eğlence düzenleyecek kızlar benden söylemesi daha çok kişiye söyleyeceğim hadi bay.

Teşekkürler, dedik ağzımızı bile açtırmamıştı, taramalı tüfek gibi konuşmuştu.

-Gideceğiz değil mi? Defne lütfen gidelim, demeye başlayınca Deniz bir de bana masum kedi bakışlarını yollayınca dayanamadım.

-Tamam ama bak bizimkilerde gelecek yoksa gelmem, dedim.

Tabi bizimkilerde gelecekti. O kadar kız bulunan ortamda bunlar gelmez miyidi? Kızın birini bunlarla tek bıraksam hala bunlardan hoşlanır mıydı diye düşündüm ama salaklar cidden yakışıklıydılar.

-Geliyor musunuz bakayim kuziler?

-Tabiki geliyoruz Defne mal mıyız biz.

-Şüphelenmiyor değilim açıkçası.

-Aşk olsun kuzi, hem sana bir iyi haberim var galiba eğlenceden sonra tatile gidiyoruz.

İşte bunu duyar duymaz Ulaş'ı üstüne atladım şu an tüm pisliklerine rağmen gözüme çok tatlı gözüküyordu.

-Sizi seviyorum ya canlarım benim.

-Amcam sayesinde gidiyoruz karneni duymuş tabi biz de senden faydalanıyoruz ayrıca abim de geliyor, dedi Ulaş.

Ulaş Yankı ile kardeş olamasına rağmen hiç bir davranışları birbirini tutmazdı. Yankı daha derli topluydu aslında buna üniversiteye gitmesinin bir faydası olabilir ama neyse. Mutluluktan Deniz'le havalara uçuyordum. Birbirimize salak salak hareketler yaparak beni kutluyorduk.

-Ama ben çok kararsızımıdır. Deniz ya ben düğünlerde bile elbise giymeyen bir tipim bu eğlenceye ne giyeceğim?

Merhaba arkadaşlar biz burada yeni sayılırız. Bu arkadaşımla yazdığımız ilk hikayemiz.Beğenmenizi umuyoruz. Okuduktan sonra beğeni ve yorumlarınızı belirtirseniz çok mutlu oluruz....

GÖKYÜZÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin