◄ [MP:2] - BÖLÜM 13 ►

625 89 27
                                    

(Bilgilendirme: Para yığını üzerinde iki silah gifidir.)

👁‍🗨: "Beni öldürebileceğini mi sanıyorsun, 'Ceylan?"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

👁‍🗨: "Beni öldürebileceğini mi sanıyorsun, 'Ceylan?"

[x]

Rose kışkırtıcı bir tavırla pistte kıvırtarak dans eder ve erkeklerin ağızlarının suyunu akıtırken Jimin onu izliyordu.

Fakat izleyen sadece o değildi.

Jennie başını piste doğru çevirdiğinde gözleri büyüdü dehşetle.

Park Chaeyoung pistteydi.

Ölmemişti.

Rose kahkaha atarak saçlarını savururken Jimin'le bakıştı.

Belki hislerini kaybetmişti fakat hafızasını değildi. Hatırlıyordu neler olup bittiğini. Küçük bir plan yapmışlardı fakat planın dışında bir durum olmuştu. Ayağı kendiliğinden kayarak isteği dışında düşmüştü ve Jimin elini son anda yakalamıştı. O an oyun oynamadan kendisine korku dolu gözlerle ağlayarak bakarken tüm duyguları gerçekti. Jimin'in o an şaşırma sebebi de planın dışında ayağının kayıp düşmesiydi. Normalde planda onu yakalayamıyor olması gerekiyordu fakat o buna izin vermemişti. Buna rağmen eli terleyip elinden kaydığında dehşetle yüzüne bakmıştı. Jimin'in de o an oyun yapmadığını, gerçekten korkup dehşete düştüğünü hissetmişti bakışlarından.

Şimdiyse kendisine tutkuyla bakıyordu. Ona karşı bir şey hissedemiyor olsa bile kendisini arzuluyor olması cidden hoştu.

Ve tabii, tüm bunlar olurken onları tuzağa düşürdüğünü sanan Kim Jennie de kendisini şok ve dehşet içinde oturduğu yerden izliyordu.

Rose az kalsın kahkaha atacakken son anda durdurdu kendisini.

Cidden, ne sanıyordu kendisini? Ne yani, aptal bir aldatmacaya kendisini öldüreceğini mi?

Eğer öyle sandıysa, gerizekalının teki olmalıydı.

Rose kıvırtmayı kesti yorulduğunu fark edince. Bar masasına doğru ilerleyip sandalyeye kuruldu ve masaya doğru eğilip Jimin'i kravatından yakaladı, kendisine doğru çekti. Burnunu burnuna dokundurmasına az kala gözlerini sert bir bakışla gözlerine dikti. "Viski değil, şarap dök."

Jimin tek kaşını kaldırıp baktı. "Emin misin?"

Rose yakasını bırakıp sandalyesine yaslandı. "Tabii."

Jimin alt dolaptan kırmızı şarap alarak bir bardağa koydu ve genç kıza verdi. Rose kendisini inceledi bardağı alırken. "Elimi daha sıkı tutabilirdin."

Jimin neyden bahsettiğini 2 dakika sonra anlamıştı. "Üzgünüm. Rol yaparken bir an gerçekten düşeceğini hesaba katmadım. Zaten son anda yetiştim."

"Doğru." Dedi Rose. "Ama yine de kendine doğru çekebilirdin."

"Dehşet içindeydim Rose." Jimin yutkundu tezgaha bakarken. "O an ne yaptığımı bilmiyordum."

"Bilerek öldürmedin yani beni?"

"Elin elimden kaydı."

"Evet." Yutkundu Rose. "Kaydı, maalesef."

Şarabından yudumlarken Jimin'le bakışmayı sürdürdü.

"Üzgünüm tamam mı?" Dedi Jimin gerilerek. "Bilmiyordum!"

Rose bardağı tezgaha koyarak kravatından tuttu yeniden ve kendisine çekti. "Sonuçta öldüm, ve hayata dönmek için de neyimi feda ettim biliyor musun?"

Jimin merakla baktı kaş çatıp. Rose güldü dudaklarına bakarken.

"Senden o kadar hoşlanıyordum ki, planı uygular ve rol yaparken bile çok eğleniyordum. Sırf yeniden yanında olabileyim diye duygularımı feda ettim tanrıya, Park Jimin."

[MEZAR PARTISI: IKINCI KITAP]

"Umarım hikayenin senaryosu uzar (Uzadı). Ya da 50'de falan keseriz, zaten 2 yeni kurgumuz duruyor taslakta.
Fantastik kategorisindeler.
Senaryolarını çizersem mis gibi kurgu olacaklar."

◄[SM/SEQ/AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.II) | #thriller (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin