⊗ [X-WATT: 2] - BÖLÜM 70 ⊗

268 35 49
                                    

(Jungkook Of The BTS - Euphoria)

"Jungkook için efsane planlarım var. Kitap boyunca Taehyung'un gizemiyle ilgili düşünüyorduk ama artık biraz da Jungkook'u çözmeye çalışacağız. 😌
Bakalım, belki büyük bir gizemdir?"

[GIRIŞ]

Tren istasyonuna gelen Jungkook, demir banklardan birine oturarak treni beklemeye başladı. Sağa baktı, ardından sola. Kimse yoktu kendisinden başka, ve etraf oldukça ıssız görünüyordu.

Saatler öncesinde Profesör'ün odasından çıktığında kitabın baş sayfasında yazan adresi merak etmiş, sırt çantasını hazırlayıp bahçeye çıkmış ve adresi taradıktan sonra koşarak gelmişti. Açıkçası, nerede olduğunu ve hangi konumda olduğunu cidden bilmiyordu.

Trenin Işıklar Şehri'ne seyahat ettiği yazıyordu sadece.

Jungkook bileğindeki saatine baktı. Bıkkınlıkla nefes vererek beklemeye devam ederken aklına düşünceleri takıldı.

Üyeler ne yapıyorlardı acaba? Rose'yi şimdiden özlemişti. Keşke onu da yanında götürebilseydi, ondan ayrı kalmak kötü hissettiriyordu.

İstasyonun tavanından dijital bir yazı geçip gidiyorken Jungkook içinden okudu.

'Trenin gelmesine son '06:01:04 salise.'

Bu istasyon cidden de Işıklar Şehri'ne giden trenin istasyonu olmalıydı, saliseye kadar yazıyordu. Jungkook bir an 'Acaba saliseden daha küçük bir zaman birimi var mıdır?' Diye düşündü.

Jungkook henüz fark etmemişti fakat trenin gelme saatinde yazan saliseye rağmen yavaş yavaş sürüyordu zaman. İstasyona ayak basan bir kimsenin gerçek zaman diliminden çok daha hızlı hareket ettiğini ve bu sebeple salise süresinin yavaş geçtiğini anlamamıştı.

Jungkook'a göre yarım saat, dışarıdan bir kimseye göre 6 dakikalık süre sonunda tren geldiğinde Jungkook ayağa kalktı ve trene bindi. Boş koltuklardan birine yerleşip trenin içerisine baktı kaş çatıp. Önüne ve arkasına. Neden kimseler yoktu? O kadar ıssızdı ki Jungkook tırsmamış değildi.

Başını çevirip camdan dışarı bakmaya başladı. Hafiften uykusu vardı, esneyip duruyordu. Çantasını masanın üzerine koyarak oturduğu koltuğu hafif arkaya doğru eğerek uzandı. Burnunu kaşırken kondüktör odasına çevrildi dikkati.

Bu trende madem yolcu yoktu, neden tren hareket halindeydi o halde?

Jungkook yerinden kalkıp kondüktör odasına doğru ilerledi ve içeri baktı.

Kondüktör de yoktu.

Dehşetle kaş çatarak dışarı baktı.

Nereye gidiyordu? Ne yapıyordu? Bu bir tuzak mıydı? Eğer tuzaksa zaman kitabı neden yalan şeyler yazıyordu?

Fazla abarttığını düşünerek yerine yerleşti yeniden ve dışarı bakmayı sürdürdü. Uykusuzluk başına ağrı yapmaya başlamıştı ve mantıklı düşünmek zordu. Biraz kestirmeye karar verdi.

••••••

Bir süre sonra gözlerini araladığında yerinde doğruldu yavaşça ve esnedi. Tren hala boştu, ve hareket halindeydi. Jungkook gözlerini ovuştururken çantasından atarisini çıkardı ve arkasına yaslanıp oynamaya başladı.

◄[Ⓧ]► X-WATT 2: Dağılış® | #f-action (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin