18

3.2K 434 584
                                    

durup durup aynı anda iki bölüm yayinlamak 🤝 kryptaen kisisi
onceki bolumu atlamayin tmmi opuyorum

xoxoxo

Felix'in, uyandığı zaman hissettiği ilk şey beline sarılmış olan kollardı. Öyle sıkı sarmıştı ki o ana dek nasıl kendisini uyandırmamış olduğunu merak etti Felix. Sırtı onun göğsüne yapışmıştı. Zorlukla arkasını döndü, neler olduğunu ancak Chan'ın yüzünü gördüğü zaman algılayabilmişti.

İrkilerek geri çekildi.

O kadar yatağında kalması gerektiğini tembihlemişti oysa. Yine uyurken yanına mı gelmişti?

Önceki gece durumu garipseyen Jeongin'i geçiştirmelerinin ardından Hyunjin, Chan'ı yukarı taşımasında yardım etmişti Felix'e. Yol boyunca da Chan'ın söylediği şeyle dalga geçip durmuştu. Felix de ona söylendi. Eve girdikleri gibi de Hyunjin'i kışkışlamıştı. Ama Hyunjin'in bu konuyu orada bırakmayacağını ikisi de biliyordu.

Sonunda kapıyı kapattığında rahatça yaslandı Felix. Chan'ın söylenmelerini duyana kadar en azından...

"Neden saçlarımla oynamıyorsun?" diye söylenmişti peltekleşmiş sesiyle. Felix derin bir nefes alırken koltuğa attıkları Chan'ın yanına ilerledi. Çok yorulduğu için onu kaldırmaya yeltenmemişti bile. Önce biraz dinlenmek için kendini onun yanına attı.

"Çünkü neden oynayayım?" dedi yorgun sesiyle. Chan başını onun kucağına yaslayarak uzanırken cevapladı. "Çünkü saçlarımla oynamanı seviyorum."

"Chan..."

Felix sızlandı, ama devamında ne diyeceğini bilmiyordu. Yorulmuştu ve zihni de çok doluydu. Özellikle bu geceden sonra. Chan'ı anlamak her zamankinden daha zordu.

Chan, belli ki sarhoşken çok kısa süreli bir hafızaya sahipti, hiçbir şey söylememiş gibi yeniden konuştu.

"Çok güzelsin." demişti.

Felix derin bir nefes alıp bakışlarını camdan dışarıya çevirdi. Karşılarında kalan cam, binanın yüksekliği sayesinde neredeyse tüm şehri görüyordu.

"Çok sarhoşsun." dedi Felix de.

Chan gülümsemişti.

"Ayık olsam da aynı şeyi söylerdim."

Felix tekrar ona baktı. Söyleyebilirdi. Rahat bir çocuktu. Ama yine de bunu ondan bir kez daha duyamayacağını biliyor gibiydi. Neden durduk yere ona böyle şeyler söylüyordu ki? Onunla böyle konuşmamalıydı...

Ama Chan umursamadan, yine başka bir şey söyledi.

"Makyajını silebilir miyim?"

Felix anlamamıştı neden böyle bir şey sorduğunu. Neden, diye sordu. Chan, "Çillerini göremiyorum." demişti.

Güldü Felix.

"Makyaj yapmamın amacı o zaten."

"Neden?" diye sordu Chan da.

"Sevmiyorum."

"Neden?"

"Chan!"

"Neden?"

Derin bir nefes aldı Felix. Her zamankinden de daha inatçı olmuştu resmen. Devirdiği gözlerini kısa bir süre odanın içinde dolandırdırdıktan sonra cevapladı.

"Güneş lekesi gibi duruyorlar. Hoşuma gitmiyor. Oldu mu?"

Başını geri eğdiğinde Chan'la göz göze gelmişlerdi. Chan uzanıp çillerinin olduğu yerde narince gezdirdi parmağını. Yüzünde makyaj olsa da çillerini görebiliyormuş gibi geziniyordu yüzünde. Felix bir şey demedi, ya da çekilmedi. Chan bir süre sonra cevaplamıştı.

housemate [chanlix]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin