Beyaz...
Beyaz ışıklar görüyorum. Beyaz ve parlak ışıklar. Gri duvarlarla çevrili bir odadanın ortasında bir yatakta yatıyorum. Kafamın içinde çınlayan sesler duyuyorum, korkuyorum. Neredeyim ben? Buraya nasıl geldim? diye kendime soruyorum. Aslında kim olduğumu bile bilmiyorum. Hiçbir sey hatırlamıyorum. Konuşamıyorum ama duyabiliyorum. Birsürü ses duyuyorum. Siren sesleri duyuyorum. Hıçkıra hıçkıra ağlayan küçük bir kızın sesini duyuyorum. Giderek güçlenen bir ayak sesi duyuyorum. Yaklaşıyor, giderek daha da yakına geliyor. Kapının sesini duyuyorum, açılırken çıkardığı o tiz gıcırtıyı. İçeri giren beyaz önlüklü sarışın genç bir bayan görüyorum. Bana bakıyor ve bana doğru geliyor. Gülümseyerek beni izliyor. Elindekileri masanın üzerine bırakıyor ve şırıngayı eline alıp bana doğru yaklaşıyor. Koluma takılı olan seruma bir şey enjekte ediyor. Korkuyorum ona engel olmak istiyorum ama yapamıyorum. Parmağımı bile kıpırdatamıyorum. Yavaş yavaş göz kapaklarım ağırlaşıyor. Daha fazla dayanamıyorum ve kendimi karanlığa teslim ediyorum.
İşte tek hatırladığım bu. Bundan öncesi mi? Bom boş hiçbir anı yok. Beni bulduklarında Los Angeles iskelesinde kanlar içinde yerde yatıyormuşum. Oraya neden gittigimi bana ne olduğunu bilmiyorum. Beni bulduklarında üzerimde kimlik olmadığını söylediler. Bu yüzden kim olduğumu daha önce ne yaptığımı ailemin olup olmadığını bilmiyorum. Hastanede kaldığım süre içinde kimse beni almaya gelmedi galiba kimsesizim. Ama artık bunu pek de umursamıyorum. Sonuçta bu anlattıklarımın üzerinden 4 yıl geçti ve hayatımda çok şey değişti.
Peki şimdi nerdemiyim. New York'ta Empires state binasının terasında Manhattan manzarasını izliyorum. Nedenini bilmediğim bir sebepten dolayı bu şehri çok seviyorum. Hatta burda bir daire bile aldım. Daha doğrusu dünyanın bir çok yerinde daire aldım. Las Vegas, Rio De Janeiro, Paris, Londra, İstanbul... Birde bir kaç lüx araba, yat ve özel jet. Bankada hala harcanmayı bekleyen bir kaç yüz milyon dolarım var. Tabikide bu kadar serveti normal insanlar gibi çalışarak kazanmadım. Benimde bazı karanlık yönlerim var gelin bunları size anlatıyım. Şimdi kulaklarınızı iyice açın ve karanlığa merhaba deyin...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiçliğin İçinde Bir Piç
RandomJohn Gözlerini açtığında kendisini hastanede bulur. Hafızanızı kaybetmiştir ve hiç bir şey hatırlamamaktadır. Kim olduğunu bile bilmeyen John koskoca New York sokaklarında hayata kalma savaşı vermektedir. Aradan 4 yıl geçer ve Jhon'un hayatında ço...