Bölüm 1

94 13 126
                                    

Sabahın erken saatlerinde, telefonuma gelen arama ile uyanmıştım. Birkaç saniye yatakta birşey yapmadan öylece kaldım. Kendimi toparlayınca hızla  doğruldum. Bir müddet etrafı inceledim. Burası benim odam değildi. Ayaklanacağım sırada masanın altından birisi çıktı.

-" Uyanmışsın."

Bakışlarımdan anlamış olacak ki konuşmaya devam etti.

-" İsmimi hatırlıyor musun bilmiyorum. Ben Lee Minho, dün gece  çok sarhoştun ne yapacağımı bilemedim. Etrafta arkadaşlarınıda pek göremedim bende seni buraya getirdim."

Anladım dercesine kafamı salladım.

+" Teşekkür ederim."

Bi kaç saniye boş gözlerle beni izledi ardından masanın üzerinde duran tişörtümü uzattı. Üzerimi giydikten sonra ayağa kalktım. Tanrım başım o kadar ağrıyo ki. Dün gece neler yaptım kim bilir. Olduğum yerde kendimi toparlamaya çalışıyordum.

-" İyi görünmüyorsun, hastaneye götürmemi ister misin?"

+" Gerek yok, iyiyim."

Kapıya doğru birkaç adım attım. Arkadan beni izleyen gözler hissetmiştim. Rahatsız ediciydi. Hızla odadan çıktıktan sonra koridorda birisiyle karşılaştım.

-" Oh, selam. Ben Changbin."

+" Selam, Jisung."

-" Minho'nun getirdiği çocuk sensin sanırım. "

Birkaç saniye ne dediğini anlamaya çalıştım.

+" Ahh, evet."


Yüzüne küçük bir gülüş atıp sokak kapısına ilerlemeye başladım. Umarım dün gece kötü şeyler yapmamışımdır. Anlarsınız ya öpüşmek falan. Kapıyı bulmuş, tam çıkacakken arkamdan bir ses işittim, bu Minho'ydu.

-" Kahvaltı yapmadın. "

+" Gerek yok. Size yeterince rahatsızlık verdim, teşekkürler iyi günler."

Hızla ayakkabılarımın bağcıklarını bağlayıp çıktım. Saat erkendi. Eve uğramalıyım. Etrafıma hızlı bir bakış attıktan sonra evin yakınlarda olduğunu fark ettim, birkaç sokak ötedeydi sadece. Cebimden telefonumu çıkarttım. Babam aramıştı, 4 defa. Derin bir iç çekerek arama yerine bastım. 5. çalışta açmıştı. Sesi telaşlı geliyordu.

-" Tanrım, Jisungie! İyi misin? Birşey mi oldu? Neden aramalarıma cevap vermedin!?"

+" Baba iyiyim sakin ol lütfen uyuyordum."

-" Şükürler olsun. Ölmüş olabileceğini bile düşünmüştüm. Beni korkuttun!"

Kıkırdadım. Kurumuş dudaklarımı dilim yardımıyla ıslattıktan sonra konuşmaya başladım.

+" Üzgünüm dün gece geç yatmıştım. Her neyse, sen nasılsın? "

-" İyiyim ama tam 1 saattir seni anlaştığımız restoranta bekliyorum. "

Ahh doğru ya, bugün doğum günümdü, babamla kahvaltı için anlaşmıştık. Nasıl oldu da unuttum ki? Uzun süre sessiz kalmıştım sanırım. Karşı taraftan gelen ses ile irkildim.

Ölüm Günün Kutlu olsun //MinSung//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin