❣️Promise❣️

34 4 1
                                    

Çok sıkılmıştım ve dedim neden bir şeyler yazmıyorum. Sonra dedim bakalım eğer Jisuk ve Wooin arkadaş değilde birbirine aşık olsalardı yaz gitsin dedim.

Bayağı yanlışım olacak ilk fic o yüzden plis çok üzerinde durmayın ama beni bu konuda uyarın da.

Neyse iyi okumalar

||||||||||

Profesörüne bakıp "Ben senin oğlunum." Dedi.

Her birimiz ikiliyi izlerken, profesörü Wooin sözünü bitirdiği an yüksek bir sesle "Sen benim oğlum değilsin!" Dedi.

Sesini alçaltarak "Oğlum olduğunu düşündüm fakat yanılmışım. Benim oğlum güçlü, zeki, cesur biriydi. Sen, sende bu özelliklerin hiçbiri yok." Dediğinde Wooin'un gözünden bir yaş aktı.

Herkes onun en zayıf noktasının Profesörü olduğunu bilirdi fakat bu denli olduğunu bilmiyorduk. Onun ağlayan yüzünü ilk defa görüyorduk.

Profesör arkasını dönüp giderken Wooin arkasından kırgın bakışlarla ona bakıyordu.

Bir süre sonra gözündeki yaşı silerek arkasını döndüğünde hepimizin bakışlarıyla karşılaştı. Birkaç saniyeliğine tereddüt ederek olduğu yerde durup her birimize tek tek baktı. Bizi takmayıp yürümeye devam etti. Aramızdan geçerek alandan ayrıldı.

Hiç kimse bir şey demiyorken, diyemiyorken "Gerçekten mi?" Deyip Wooin'in arkasından koşmaya başladım.

Merdivenlerden iniyordu, ayak seslerinden anladığım kadarıyla. " Wooin dur." Diye bağırdım. Sanırım beni dinlemeyecekti çünkü koşmaya devam ediyordu.

Gücünü kullanmıyordu ve bu benim işime yarayacaktı. Rüzgar gücünü kullanarak onun olduğu kata hızlı bir şekilde koştum.

Bir anda karşısına çıkmamla geriye bir adım attı. Yangın merdivenini seçmesi iyi olmuştu. Kimse bizi görmeyecekti sonuçta.

Dengesini kaybedip düşecekken onu bir elimle belinden diğer elimle de başından tutmuştum. Dans eden bir çift gibiydik şu an bu pozisyon yüzünden.

Birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk. Ben onun yaşlı gözlerine bakıyordum. O ise benim özlem dolu gözlerime.

Ne yaptığımın farkına vardığımda onu kendime doğru çekerek dik durmasını sağlamıştım. Fakat bu da bir hataydı.

Fazla yakındık birbirimize. Nefesini verdiğinde nefesini yüzümde hissetmiştim.

Normalde başka biri olsa şu an büyük ihtimalle ağır yaralı olurdu. Fakat bu Wooin'di. Ona zarar veremezdim.

Yüzlerimiz arasında 5 cm ya var ya yoktu. Birine bu kadar yaklaşmak rahatsız edici olmalı fakat konu Wooin olduğunda anlayamadığım bir şekilde her şey değişiyordu.

Gözünden bir yaş daha düştüğünde tüm bu düşüncelerden uzaklaşıp onun yaşadığı şeyleri tekrar hatırladım.

Onu tam bırakacakken "Ji- Jisuk beni bırakma." Dedi kekeleyerek. Oma şaşırmış gözlerle bakarken onu kendime daha fazla çekip başını boyun girintime koydum.

Bir şey demese, yapmasa bile şaşırdığından emindim.

Sağ elimle belinden tutarken sol elimle saçlarını okşuyordum.

Şimdiye kadar sadece birkaç damla yaş gelmişti gözünden fakat şimdi şiddetleniyordu. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştı.

Kulağına güzel şeyler fısıldıyordum. Yaptığımın yanlış olduğunu fark ettim.

A MemoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin