>37<

595 83 118
                                    

"Renjun?!" Mark en yakın arkadaşının bedenini yere düştüğünü görünce ayağa kalktı. Renjun'nun bayılmasın neyin sebep olduğunu görmek için kapıya koştu ve şok oldu.

"Merhaba Mark."

"D-donghyuck?" Mark kapısında duran çocuğa baktı, gözleri yaşlar ile doldu.

Dikkatini çeken bir ayrıntı vardı; iki kabarık beyaz üçgen başının üzerinde yoktu.

Çocuk isminin anılması üzerine güldü. "Evet benim."

Mark hemen ağlamaya başladı. Donghyuck'a atladı ve onu sıkıca kucakladı.

"A-ama nasıl? Seni kaybetmiştim...seni ölürken gördüm...ve perişan oldum." dedi, Donghyuck'un boynunda hıçkırıkla ağlayarak. "nasıl şimdi burdasın?"

Donghyuck çekildi ve Mark'ın dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı.
(ç/n: o sırada Renjun orda halı misali yatıyor)

"Size her şeyi anlatacağım, söz veriyorum ama önce Renjun için bir şeyler yapmalıyız."

Mark, erkek arkadaşının işaret ettiği yere baktı ve nefesi kesildi.

"Kahretsin!"

Çömeldi ve Renjun'u Donghyuck'un yardımı ile kanepeye taşıdı.

İki çocuk onu yumuşak kumaşın üstüne yatırır yaptırmaz Renjun aniden uyandı ve alnını Mark'ın alnına çarptı.

"Ah!" Mark bağırdı.

"Mark! Mark!" Renjun gözlerini genişletti. "Donghyuck'u gördüm! Yemin ederim onu gördüm! O kapıdaydı ve o-"

Renjun'nun gözleri Mark'ın yanında duran Donghyuck'a kaydı.

"A-ama...n-nasıl?"

Mark elini en yakın arkadaşının omzuna koyarak iç çekti.

"Sakin ol. Bende bilmiyorum. Şu anda bize her şeyi açıklayacak."

"J-Jisung'u...çağırmalıyız." Renjun sanki gözlerini çekerse Donghyuck ortadan kaybolacakmış gibi gözlerini ondan çekmedi.

"İyi fikir. Git onu ara." Mark, Renjun'a dedi.

"Ya yine ortadan kaybolursa." Renjun panikle Donghyuck'u işaret etti.

Mark, erke k arkadaşını kucaklayarak kıkırdadı. "Bunun olmayacağından emin olacağım."

"Tamam o zaman." Renjun hızla ordan ayrıldı.

Mark ve Donghyuck ön kapı kapatıldıktan sonr auzun saniyeler boyunca birbirlerine baktılar.

"Seni özledim..." dedi Mark, Donghyuck'u kendine çekti.

"Uzun süre gitmedim biliyorsun."

"Zihnim seni sonsuza dek kaybetmiş gibiydi."

Donghyuck, Mark'ın kokusunu içine çekmeden önce kıkırdadı. "Beni o Hina denen kızla mı değiştirecektir yoksa sokaklarda rastgele bir başıboş kediyi mi tercih ederdin?"

Mark geri çekildi ve Donghyuck'un yanaklarını sıktı.

"Romantik oluyordum!"

"Üzgünüm!" dedi Donghyuck kıvranarak. "Seninle dalga geçmeyi komik buldum."

"Artık kedim yanımda olduğuna göre senden başka kimseyi yanımda istemiyorum." dedi.

Donghyuck, Mark'ın başını okşaması için kalkan elini tuttu ve üzgünce gülümsedi.

Cat fight - Markhyuck (çeviri) ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin