"Sizde kimsiniz? Sizi tanıyor muyum?"
Yüzü düşmüştü. Üzülmesi beni üzmüştü oysa sadece şaka yapmak istemiştim. Yeni tanıştığım bir insanın ismini unutabiliyordum ama yüzünü asla unutmazdım gerçi Aşkın'ın adını da unutmamıştım...
"Şey... beni az önce konuştuğunuz görevli çağırdı daha doğrusu tam gideceğim zaman taksimi durdurdu ve gitmemem gerektiğini söyledi."
O, çok tatlı biriydi. Bir insan yalan söylerken ancak bu kadar tatlı olabilirdi. Yalan söyleyemediğinin farkında olmalıydı ki söylerken gereğinden fazla kıvranıyordu ve kıvranışları çok tatlıydı.
"Neden gitmemeniz gerektiğini söyledi ki?"
Önce başını kaşıdı sonra yukarıya doğru baktı, hafiften elleriyle de oynamaya başlamıştı ve kekeliyordu. Tekrar söylüyorum ve sanırım onun her yalan söyleşini gördüğümde söylemeye devam edeceğim... o, yalan söylerken çok tatlıydı.
"Ş-şey b-ben tam olarak bilmiyorum. S-sadece unutma merkezinde bazı aksaklıklar olabiliyormuş ve k-kişi kısa süreliğine hakkındaki h-her şeyi unutabiliyormuş bu yüzden sizi evinizden alan taksinin tekrar sizi bırakmasının iyi olacağını düşünmüş o-olmalılar."
Vay canına... Yalan söyleyemeyen biri olduğunu düşünmüştüm ama kekelemeseydi gayet iyi bir bahane olabilirdi hatta kesin olurdu.
"Çok tatlısın Aşkın ACAR :")"
"Çok mu tatlıyım?"
"Bir dakika... NE?"
"Sen az önce Aşkın Acar mı dedin?"
Şaşkın ve mutluydu... Şaşırması normaldi ama adını hatırlamama niye bu kadar şaşırdı?
"Evet, niye bu kadar şaşırdın ki?"
"Çünkü adımı hatırlayacağını düşünmemiştim. Sen... yani insanlar adımı hatırlamakta zorluk çekebiliyor daha çok Emre tipi varmış yeni tanışdıklarım Emre der genelde."
Üzgünüm, tutamadım kendimi ve gülmeye başladım. Bir insanda nasıl Emre tipi olabilirdi sonuçta aileler çocuklarına isim katarken "Sende Emre tipi var adın Emre olsun." demiyordu yaa? Yoksa diyorlar mıydı?
Annem ve babam benim adımı anlamı -güneş ve ay gibi parlayan anlamı taşımaktadır- için katmışlar pek bir anısı yok aslında. Annem isimlerin anlamlarına çok takıntılı bir kadınmış bu yüzden adımı çok fazla araştırmış ve en sonunda bu ismi seçmiş. Bana hep güneş gibi parlamaktansa ay gibi parlamam gerektiğini söylerdi.
Her zaman ayı daha çok severdi, bende çok severdim ama neden ay gibi parlamamı istediğini anlamazdım sonuçta ay tüm ışığını güneşten alırdı ve hep ikinci plandaydı.
"Bir şey demeyecek misin Miray? Sadece gülüyorsun ve uzaklara dalıp duruyorsun açıkcası bu beni biraz korkutuyor."
"Hah! Ş-şey evet, üzgünüm."
"Emre tipinde biri olduğunu söylemelerini komik buldum sadece."
"Peki ya uzaklara dalman?"
"İsminden konuşunca annem aklıma geldi. Babamın işi yüzünden İzmir'e taşınmak zorunda kaldılar ve bende üniversite için burada kalmak zorunda kaldım ve sen isminden bahsedince onları özlediğimi fark ettim."
"İsmimden bahsedince mi?"
"Annem isimlere ve anlamlara takıntılı bir kadındır bu yüzden benim adımı koyarken çok fazla düşünmüş."
Suratında konu hakkında daha fazla meraklı olduğunu gösteren bir ifade vardı. Benim hakkımda neden bu kadar meraklıydı bana neden bu kadar iyi davranıyordu bilmiyorum ama ona anlatmak istedim. Zaten anlatılamayacak kadar özel ve anlatılması zor bir konu değildi.
"Kahve içerken konuşmak ister misin? Sana neyi bu kadar çok düşündüğümü anlatabilirim ve belki sende bana yardımcı olmak istersin."
"Tabii ki."
Şimdi siz kahve dediğimde starbucksa falan geldiğimizi düşünüyorsanız yanılıyorsunuz çünkü ben starbucks kahvelerini sevmezdim ve kahve içen bir tipte değildim. Ne zaman birini kahve içmeye davet etsem yanımdaki kahve içerdi ve bende portakal suyu falan içerdim.
Koca İstanbul da bulunan ve bize en yakın olan binlerce kafelerden birine geldik ve kahvenin yanında tatlı bir şeylerde sipariş etmiş olabilirdik...:")
"Eee..."
"Ee?"
"Uzaklara dalacak kadar neyi düşündüğünü anlatabilir misin?"
"Adımın anlamı güneş ve ay kadar parlak olan kimse olarak da geçiyor ve annem bana her zaman güneş kadar parlak olmaktansa ay kadar parlak olmam gerektiğini söylerdi."
"Bu çok güzel değil mi?"
"Annem hakkındaki her şeyi seviyorum ama bana neden böyle olmam gerektiğini söylemesini anlamıyorum. Ay tüm ışığını güneşten alıyor yani ay sadece ikinci planda olan gece süsü değil mi?"
"Böyle şeyler nasıl baktığınla alakalıdır Miray. Evet, ay tüm ışığını güneşten alır ama bazen güneşten daha çok sevilir çünkü ayda gecenin karanlığında saklanan bir güven vardır. Gündüzleri güneş çok parlak olduğu için her şey gün yüzündedir bir şeyleri saklamak kolay olmaz ama gecenin karanlığı öyle değildir. Ay ortamı fazla aydınlatmaz, aydınlatmaz ki saklanmak isteyen kişiler saklansın kimse onları görmesin. Acısı taşıyamayacağı kadar ağır olan insanlar ayı daha çok sever onun karanlığına daha çok güvenir."
"Yani?"
"Tıp okuyanların zeki olduklarını düşünürdüm."
"Zekiyiz ama sayısalcıyız bu yüzden siz sözelciler kadar derin ve edebi düşünemeye biliyoruz."
"Peki... Yani annen güneş gibi güvenilmez olmandansa ikinci planda olan ay kadar güvenilir bir insan olmanı istemiş olabilir diyorum."
Hiç böyle düşünmemiştim oysa bende ikinci planda olan ayı daha çok sever ve bazen kimseye anlatamadıklarımı odamın balkonunda saklanıp ona anlatırdım. Beni herkesten güzel dinlerdi ve hiç işime karışmaz, akıl vermeye çalışmazdı. En sevdiğim dinleyiciydi...
************************
Selamlar beni kim bilir ne zaman tanıyacak olan güzel okuyucular.
Sizlerin adınızın anlamı ne?
Size de sende şu ismi taşıyacak bir tip var diyen oldu mu? Bana hiç olmadı sanırım olmasını da istemezdim ama şuan hangi ismi taşıyacak bir tipim olduğunu merak ettim kajdkask
Adınızın güzel bir hikayesi var mı? Benim yok, babamın halası önermiş ve annemin anlamı falan hoşuna gittiği için ve daha önce duymadığı için itiraz etmemiş ve bu ismi koymuş.
Orta okula kadar mahallede oturan bir abiyle adaş olduğum için adımı sevmiyordum erkek ismi sanıyordum ama şimdi çok seviyorum hkasjhkjdhs
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuza Dek Genciz
Roman pour AdolescentsUnutmak... unutmak sadece beyinde midir? Akılın unuttuğu bir anıyı kalp nasıl hatırlayabilir? Bu mümkün müdür? Miray Akay ona ilklerini yaşatan adamı bu kadar çok sevmişken onun ihanetini unutmadan yapabilir miydi? O adam ona bir ilk daha yaşatmıştı...