**Gülümse....sen güldükçe ben daha da mutlu oluyorum**

638 32 6
                                    

Abimle çalışmaya başlayalı 3 ay oldu.... Onun böyle çabaladığını görmek , başarmak istediğini görmek beni de güçlendiriyor...hem bu durum birbirimize karşı daha iyi olmamızı da sağladı..hala eskiden olduğu gibi abi kardeş olamasak ta .... Birbirimizi anlıyor ve yardım edebiliyoruz...şu an da bu da yeterli...zamanla her şeyin daha iyi olacağını düşünüyorum...sadece savaş sanatlarındaki konularla ilgili değil politik konularla ilgili de düşüncelerimi soruyor..ve fikirlerimi önemseyip..gelecekte uygulamaya çalışacağını söylüyor...abimin bu kadar bile değiştiğini görmek ...bir hayaldi ama şimdi gerçek oldu....

Bu sürede kraliçenin yardımları sayesinde birçok kez saray dışına çıkıp tae young u da görebildim....onun yanında olmak bana kendimi tuhaf hissettiriyor... Mutlu ediyor ama her an birşey olacakmış gibi de bir sıkıntı hissediyorum...kalbimin sıkıştığını ve atmakta zorlandığını hissediyorum...bir süre önce buluştuğumuzda ona yemek yapmamı istedi...bu da nerden çıktıysa...bu konularda o kadar beceriksizim ki ...yaptığım yemeğin hiçbir yenecek tarafı yoktu..zaten o da ne kadar beceriksiz olduğumu söyleyip durdu...ben hayatım boyunca hiç böyle şeyler yapmadım ki ..hep bunları benim için başkalari yaptı....ama yinede gülümsedi...normalde de böyle mi bilmiyorum ama benim yanımdayken gerçekten mutlu biriymiş gibi bakıyor gözleri..

Kısa bir süre önce buluştuğumuzda ise dikiş dikmemi istedi...ne sanıyorsa beni...bir hizmetçi olduğumu falan düşünüyor galiba ...ben rahat sarayımı bırakıp onun için dikiş dikmeye gidiyorum...ne hallere geldim böyle...hayır gerçekten yapabildiğim bir şeyler olsa sorun değilde ...sanki özenle beceriksiz olduğum konuları seçiyor...benimle dalga geçiyormuş gibi hissediyorum...işte bütün sinirim bundan...ama fark ediyorum...bu hallerim hoşuna gidiyor...onu oyalıyor sanki...ben yanındayken düşünmesi gereken önemli sorunlarını bir kenara atıyor...gözlerinden anlıyorum bunu...bazen bende şaşırıyorum onun ne düşündüğünü böyle anlayabildiğime....

Bu sefer de benden *gayageum (korelilerin geleneksel bir müzik çalgısı) çalmami istedi....ama ben bunu da bilmiyorum ki...fakat o benim bir giaseng olduğumu sanıyor...eğer gayageum çalamadığımı söylersem iyice şüphe edecek benden...bir giaseng nasıl olurda gayageum çalmayı bilmez bu ilk öğrendiğimiz şeylerden değil mi diye soracak...zaten sürekli sen nasıl giasengsin deyip duruyor....bir dahaki görüşmemize kadar bir şekilde gayageum çalmayı öğrenmem lazım ama nasıl ???????????????????????????????????????

Sanki bu soruma biri cevap verdi...bugün kraliçeyi görmeye gittiğimde onun gayageum çaldığını gördüm...bu gerçekten bir şanstı...bana gönderilmiş bir hediyeydi...kraliçeye bu durumu sorduğumda..henüz bekar bir kızken merak edip öğrendiğini söyledi...fakat saraya geldikten sonra insanların tuhaf düşünmesinden endişe ettiği için çalmayı bırakmış...haklıydı böyle şeyleri ancak giasengler yapabilirdi...asil hanımların böyle şeyler yapması pek te hoş karşılanmıyordu...

aslında asil beyler ve asil hanımlar giasengleri küçümsüyordu..ama onlar bizden daha özgürdü...müzik aletleri çalabiliyor, resim yapabiliyor , şarkı bile söyleyebiliyorlardı...fakat bizim böyle şeyleri yapmak için şansımız yoktu...bizim gibi insanlar aslında her şeye sahip gibi görünüp hiç bir şeyi olmayan, içi boş insanlar...başkalarının bizim için şekillendirdiği hayatı yaşıyoruz..başkalarının planları ve istekleri doğrultusunda sürükleniyoruz...aslında kendimiz için bile hiç bir işe yaramıyoruz...bunlar tae young un sözleriydi...ilk duyduğumda saçmaladığını düşünmüştüm...ama mantıklı düşününce haklıydı...biz asil insanlar kendimiz için bile hiç bir şey yapamıyoruz...o zaman ne işe yarıyoruz...

Bunlar aklımdan geçerken kraliçe de soruma cevap vermiş ... Bana gayageum çalmayi öğreteceğine söz vermişti...young la bir daha ki buluşmamız 3 gün sonraydı...bu yüzden acele etmem gerekiyordu...

**PRENSESİN KALBİ**Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin