-14.BÖLÜM-

209 9 0
                                    

-YILBAŞI-

Işık gözümün önünde bir sağa bir sola hareket ederken, benim bunu takip etmem gerektiği söylenmişti.

Doktor minik el fenerini cebine yerleştirip ''Esin Hanım, siz bir tür basit parsiyel nöbet geçirdiniz. Çoktandır ilaç almadığınız ve tedaviye devam etmediğini öğrendim. Bu yüzden hastalığınızın derinine inmek istedim. Gerekli kan alımını siz baygınken yapıldığı için sonuçlar şuan elimde.'' diyerek baş ucumdaki büyük klasörü açtı.

''Yeterince yemek yiyor musunuz?''

Bulut benim yerime ''Yaşanabilecek kadar yemek yiyiyor.'' dedi. Kaşlarımı çatıp ona baktığımda ellerini omuz hizasında iki yana kaldırdı ve dudaklarını büzdü.

Kafamı iki yana sallayıp dikkatimi doktora verdim.

''B6 eksikliğinizden kaynaklanan bir durum bu. Ama vitamin eksikliğinden kaynaklandığı, bu durumun küçük olduğunu anlayamayız.Zannedersem...Sinirli bir yapıyada sahipsiniz. Baygınken bile vücudun kaskatıydı.'' diyip gülümsedi.

''B6 eksikliğinin kaynağıda sinir, ruhsal bozukluk, uykusuz olma durumuda oluyor. Bunlardan birini bile yaşadıysan...'' diye başladığında Bulut tekrar araya girip ''Hepsini yaşıyor diyebiliriz.'' dedi.

Hah. Öğrenciyi öğretmene şikayet eder gibi, beni doktora şikayet ediyordu.

''O zaman sizi bugün direkt psikolağa yollayacağım. Ama bunun artısında ilaçlara devam edeceğiz. Bilinç kaybı gibi şeyler ve krizler olacaktır. Ama ne olursa olsun yaşarsan tekrar gelmen bizim için yeterli.''

Bulut'a dönüp ''Esin Hanım'a iyi bakın..'' diyip ''Neyi oluyorsunuz?'' diye devam etti. Bulut hızlıca ''Abisi.'' dedi. ''Esin Hanım'a iyi bakın abisi.'' diyip odadan çıktı.

''Abisi?'' diyip gülmeye başladığımda Bulut, ''Ne yapaydım? Gül gibi kankamı doktora mı yem edeyim?'' 

Sonra kurduğu cümlenin saçmalığı fark edip ''Aslında artık seni ne doktorlarda istedi vermedik diyebiliriz Esin.'' dedi.

Yaptığı saçma sapan espiriye kaşlarımı çatıp gözlerimi devirdim.

''Maya nerede?'' 

Bulut kapıyı işaret edip ''Bizim grup seni dışarıda bekliyor.Bekle, çağırayım.'' 

Bulut kapıyı açıp eliyle buraya çağırdı, bizimkileri.

Hepsi okul müsamerelerindeki çocuklar gibi dizilip gülümsemeye başladılar.

Uzay ''Sen olmasaydın, biz ne yapardık Başkan ?'' diyip yanıma geldi.

Bulut onun kafasına vurup ''Ölücemiş gibi konuşma, beyinsiz.''

Onlara gülüp bana yaklaşan Kayra'ya baktım ''Bizi bırakmaya çalışıp, bize cehennemi yaşatma Esin.'' diye mırıldandı. 

''Sizi bırakmaya niyetim yok.'' diye gülüp diğerlerine baktım. Hadi kim şimdi kendini benim dalga konum yapacaktı?

Buğlem ve Buğra resmimi çekip ''Bizi üzersen bunu İnstagram'da paylaşırız.'' dediler. 

Gülme krizine girdiğimiz o an içeri hemşire girdi. ''Esin Hanım, 5 dakika sonra psikolog randevunuz var.'' deyip beni bilgilendirdi. 

Yavaş yavaş yataktan kalkıp Bulut'un beni tutmasına izin verdim. 

O meşhur psikologun odasına geldiğimde masmavi bir oda beni karşıladı.

''Oturmadan önce bana güvenin. Veya en azından güvenmeye çalışın.'' dedi.

Tek bir cümlesinden sevmişti bu kadını. Pozitif bir enerjisi vardı.

.İSİMSİZ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin