Nasıl bu kadar çok uyuduğumu düşünerek kalktım, geceydi, saat 4:23
Başımda ki ağrı gitmişti, hiçbir şey düşünmüyordum, karnım gurulduyor, susamıştım. Üzerimde battaniye örtülüydü, uyku sersemi üzerime çekmişimdir dedim. Telefonum masanın üzerinde titriyordu, ses çıkmasın diye yavaşça kalkarak masadan aldım.
I:...
D: Uyanık mısın?
I: Evet.
D: Sahile gelebilir misin?
I: Evet, gelebilirim.
D: Bekliyorum bebeğim.Telefonu kapattım, üzerimde hala Dabi'den dönerken olan kıyafetler duruyordu. Saçlarımı toplamak için toka aradım, tek tokam ortadan kaybolmuştu. Geç kalacağımı düşündüm, mutfağa indim ve bir bardak su içtim. Evden çıktım.
Yanımda sadece telefonum ve anahtarım duruyordu, Dabi'den çıkarken anahtarı unuttuğumu düşünmüştüm, masanın üzerinde bulunca şaşırdım.
Gecenin rüzgarı ile denizin kokusu rüzgara karışmış, soğukla birlikte etraftaydı. Dabi gökyüzüne bakıyor, elleri cebindeydi, yaklaşınca kafasını bana çevirdi. Yüz yüzeydik.
I: Bir sorun-
D: Şşş.Başımı göğüne doğru nazikçe yaklaştırdı, yasladı. Diğer eli belimden sırtıma doğru sarılıyor, başımdaki eli ise saçlarım arasında dolaşıyordu. Eğildi ve kokumu içine çekti, saçlarımı öptü.
D: Kalbimin sesini dinle, senin için nasıl attığını bebeğim.
Sesli şekilde nefes alıp verdi, kalbi daha da hızlı atmaya başladı. Çekildim, yüzüne bakmak için.
Elini yanağıma koydu, baş parmağı ile yavaş ve sıcak şekilde sevmeye başladı, yavaşca parmağı kurumuş dudağıma indi. Safir gözlerine baktığımı gözlerimden izliyordu, gözleri dudağıma yavaşça süzüldü. Parmağı ile alt dudağımı nazikçe severek çekti ve yaklaşarak öptü. Dudaklarının baskınlığını ve nazik davranmak için kendini ne kadar zorladığını ama aynı zamanda rahatlığını hissediyordum, denizin rüzgarı ve kokusu ile titreyen dudaklarım dudaklarındayken yanaklarıma kadar kavrulup, kızarıyordu, çekilene kadar nefesimi kesiyor, bir yandan çenemi nazikçe hizada tutuyor, sarsılmamam için belimi destekliyor, uzun parmakları ile alevine ne kadar sahip çıkmaya çalışsada beni her öptüğünde kontrolü kaybediyor ve farketmeden benide içten içe yakıyordu. Parfümünün kokusu eserken beni bırakmak istemediği açıktı, yavaşça dudaklarımı bırakacakken tekrar dudaklarını bastırdı ve öptü. Yumuşak şekilde önce dudaklarını sonra belimi bıraktı. Açılan gökyüzü gözleri normalde dudaklarıma bakmaya devam ederdi ama gözlerime kenetlendi. İçimde başlattığı yangını sonlandıracak gibiydi, tutularak iç çekti. Fısıldayarak;
D: Seni seviyorum bebeğim ama üzgünüm.
I: Bende seni seviyorum.Saat 4:47'di.
Ellerim yüzünde yaralarını severken, gözlerim gözlerinin derinlikte kaybolurken yaşlar ile kaplanıyor, bulanıklaşıyordu, herşeyin kafamda bulanıkken tek net gördüğüm Dabi'ydi.
Tenimden tamamen çekildi, cebinden bir bileklik çıkardı ve bileğime taktı, bu onun benden gizlice aldığı "bilekliğin bende, bir süreliğine" (7/15) dediği bilekliğimdi. Yüzüme bakıyor, tekrar ezbere bildiğini inceliyordu, ne kadar tepki göstermemeye çalışsada başaramadı.
Arkasında bir portal açıldı, portala döndü ve tekrar bana baktı, yanaklarımdan inen yaşlar için içi acıdı, portala elleri ceplerinde girdi ve kayboldu.
Olanların farkına portal ortadan kaybolunca farkına vardım, bir veda öpücüğünün.
O an kafamda yankılandı dedikleri;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dabi X Okuyucu
ChickLit𝘋: 𝘉𝘦𝘯𝘪 𝘴𝘢𝘢𝘵 4:47'𝘥𝘦𝘬𝘪 𝘨𝘪𝘣𝘪 𝘴𝘦𝘷𝘪𝘺𝘰𝘳 𝘮𝘶𝘴𝘶𝘯 𝘩𝘢𝘭𝘢? 𝘐: 𝘕𝘦? 𝘋: 𝘚𝘢𝘥𝘦𝘤𝘦 𝘤𝘦𝘷𝘢𝘱 𝘷𝘦𝘳 𝘣𝘦𝘣𝘦𝘨̆𝘪𝘮... İlk kitabım, beğeneceğinizi umuyorum. <3