"Lissa, arabanın anahtarını al."
Tanrım, lütfen bir kere daha yanımda ol.Yalnızca bir kere daha.Bir daha onu tehlikeye sokmayacağım söz veriyorum, söz veriyorum.
"Yakınımızdalar, onları hissedebiliyorum."
Bunu söylemesinin üzerine onu biraz daha yakınıma çektim.Sırt çantalarımız biz delicesine koşarken kalçamızda zıplıyor, gecenin kasvetli sessizliğini bozuyordu.Zifiri karanlıkta sanki gözlerimi kısarsam daha iyi görebilecekmişim gibi gözlerimi kısarak, önümdeki kaldırım basamağını seçebildim.Karanlıkta, Lissa benden çok daha iyiydi.Bir vampir olduğu için -çoçukluğumdan beridir bir vampir arkadaşımın olduğunu bilmek tuhaf gelsede gerçek olan buydu- benden daha iyi önünü görüyordu.
"Jane, boşluğa dikkat et."
Zıplayarak, çukuru atlattım.Kimseye teşekkür etmeyi sevmesemde Lissa kimse değildi.
"Teşekkür ederim."
Teşekkür etmemin şaşkınlığını yaşarken nefes nefese siyah Jeep Recall ' a ulaştık.Tabii ki böyle mükemmel bir araba bizim değildi.Acil durumlar için kiralamıştık, şimdiki gibi..
" Haydi, kapıyı aç !"
Heyecandan terlemeş olan elimde anahtarlar kayarken karanlıkta, anahtarların içinden Jeep ' inkini arıyordum. "Hangisiydi ?!"
"Bana ver!"
Anahtarları Lissa ' a fırlatıp, adrenalinden yerimde huzursuzca kıpırdanmaya başladım.
"Kahretsin!" derken umutsuzca bana baktı. "Yanlış anahtartarları almışım."
Alt dudağımı ısırıp sessizce küfrettim.
"Onları hissedebiliyor musun Lis ?"
Sorumun üzerine gözlerini yumdu.Özel gücünü kullanıyordu.Bazen, keşke benimde böyle bir özelliğim olsa dediğim özelliklerindendi.
Buz mavisi gözleri dehşetle açılırken, kalbim göğüs kafesimi delicesine tekmeliyordu.Bakışları, dehşetle ileriye bir yere kitlendi. "Jane,"
Bu bakışları artık iyi tanıyordum.Her mimiğine kadar.Hapı yuttuğumuzun bir işaretiydi.Gözlerimi gözlerinden ayırmadan nefesimi tutarak, düşüncelerimin
doğruluğunu kanıtlamasını bekledim.
"Oradalar."