"Günaydınlar efendim! Bu gün büyük gün." İçeri her sabahki enerjik gürültüsüyle girdi Garam. Bu gün büyük gündü, prens çok uzun yıllar sonra ilk defa saraydan dışarı adım atacaktı "Heyecanlı mısınız?" Odanın içerisinde boydan boya yürüyüp kapının karşısındaki yere kadar olan camların perdelerini açtı. Daha sonra gidip komidinin üzerinde duran boş bardağı aynı prensin sevdiği gibi ılık suyla doldurdu. Her sabah kalkar kalkmaz mutlaka bir bardak ılık su içerdi.
"Olmam mı gerekiyor?" rutin bir şekilde yaptığı gibi sabah 8.30'da yatakta doğruldu. Tenine değen ipek pijamaların kollarını yukarıya çekti ve komidinin üstünde duran bardağa uzanıp suyunu içti "Yani, Uzun zaman oldu diye öyle söylemiştim. Kusurumu maruz görün lütfen." Sehun bıyık altı gülüp yataktan kalktı ve gardırobuna gidip kapakları açtı " Uzun zaman olduğunun farkındayım Garam. Sadece, buraya o kadar alıştım ki artık heyecanlanmıyorum bile." Prensin ailesi oldukça katıydı. Tek oğullarına zarar gelsin istemiyorlardı belki ama, onu dışarının güzelliklerinden mahrum bırakıyorlardı.
Üzerine sade ama güzel bir takım seçtikten sonra odasından çıkıp büyük yemek salonuna indi. Cidden fazlasıyla büyük ve içi mükemmel döşenmiş bir saraydı. Kilometrelerce bahçe, Ağaçlık ve açıklık yerler sarayın sınırları içerisinde olduğu için, sarayın dışarısındaki hayattan mahrum kalmak Sehun'un gelişimini etkilemese de, bir kaç mental sorunu olduğunu söyleyebilirdik. İşkolik olmak gibi.
"Toplantı saat kaçta demiştin?" İş, iş, iş başka bir şey düşündüğü yoktu " Öğlen ikide başlıyor efendim." ,
"Güzel, geç kalmadığımızdan emin ol." Garam onaylarcasına hafifçe eğildi ve yemek salonunun kapısını Sehun için açtı. Anne ve babasının önünde eğilen Garam'dan sonra Sehun da hızlıca eğildi ve gidip masaya oturup kahvaltısını etmeye başladı. Kahvaltısı bile bir düzen halindeydi. Haftada 3 gün miso çorbalı klasik Koreli kahvaltısı diğer 4 günde de fit kalmak için sütle pişmiş yulaf kasesi yiyordu. Ve bu 27 yıldır böyleydi. Sehun hayatında annesinin kontrol edemeyeceği bir şey olduğunu düşünmüyordu. Ama bu gün, Bu konudaki bütün fikirleri değişecekti.
"Günaydın yakışıklım." Annesinin sesiyle kafasını kaldırdı "Günaydın anne." annesi oğluna sıcacık gülümsedi ve yerinde doğruldu. Elini masanın altından uzatarak eşini dürtükledi. Kral o kadar yemeğine dalmıştı ki, eşi onu dürtüklediğinde hafifçe yerinde sıçradı "Ne? Ha, evet doğru." sonra o da oturduğu yumuşak ve elyaf dolgulu sandalyede doğruldu. Diyeceklerine devam etti.
"Sehun artık yaşın geliyor. Hem evlilik, hem tahta geçme yaşın." Sehun merakla kaşlarını çattı. Konuyu nereye bağlayacaklardı? "Şu ana kadar kimseyle de doğru düzgün tanışmadığın için, Annenle bu konuda biraz düşünüp artık evlenmen ve eşini de bizim seçmemiz kanaatine vardık." Sehun'un aniden sinirle kaşları çatıldı.
"Bir dakika ne? Ne saçmaladığınızın farkında mısınız?" kaşığı elinden bıraktı "Evlenmek falan istemiyorum. Neden evlenmem gerekiyor?" babası zaten geleceğini bildiği bu tepkiyle derin bir iç çekti " Halk bir aile tablosu görmeyi bekler Sehun. Güzel bir kadınla evlenip kuracağın bu yuva halkın içini ısıtır."
********************************************************************************************************************
Arabada hareket ederken gözüne giren güneş ışığıyla Sehun gözünü kıstı. Garam ön koltukta oturmuş tabletten Sehunun programını düzenliyordu. İlk baş kentin belediye binasına gidilip başkanla görüşelecek, daha sonra kapatılmış bir restoranda prensin yemek saati geçmeden yemek yenecekti. Artık dışarı çıkmak Sehun'a en ufak bir heyecan hissettirmiyordu. Küçükken olsa, o kadar heyecanlanır mutlu olurdu ki, koltukta oturamazdı. Ama artık öyle değildi. Asosyalliğe alışmış, 17 yıl boyunca aldığı diplomasi, siyaset ve ekonomi dersleriyle işkolik bir adam haline gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Feel | Sekai
Fanfiction"4 büyük Kral," demişti Kahin "4 büyük kral birbirlerine muhtaç olduklarında, işte o zaman efsane başlayacak." Kraliçe büyü mü yapmıştı krala? İhtiyacı yoktu ki. Ama Kral, bütün kalbiyle büyülenmişti. Dillere destandı kral ve kraliçelerinin aşkı. Ha...