◄[SM/SEQ/AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.II) | #thriller (✓)

◄ [MP:2] - BÖLÜM 26 ►

(Bilgilendirme: Viski bardağına buz koyan bir kız gifidir.)

👁‍🗨: "Sönmüş bir kalbi ancak yeni bir ateş yakabilir."

[x]

Jennie ellerini omuzlarına koydu usulca ve masaj yapmaya başladı. V başını hafif yana çevirdi. "Evine aldığın her korumaya masaj mı yapıyorsun?"

Jennie kaş çattı. "Hayır tabii ki."

"Ama sana dokunmalarına izin veriyorsun?"

Bu defa sessiz kaldığında hafif sarhoşluğunun başladığını fark etti V. Sigarasından bir nefes çektikten sonra başını geriye atıp başının üzerinde kendisine bakan genç kızla göz teması kurdu. Jennie masajı yavaşlatırken ellerini ağır bir edayla göğsüne doğru kaydırıp eğildi. "Sadece hoşuma gidiyor."

"Kendini o*ospu yapmak hoşuna mı gidiyor?"

"Hayır, bedenime dokunulduğunda tahrik olma duygusu." Dedi gözlerini kapatırken. Parmaklarını genç adamın bedeninde kendisine doğru çekerken V başını kaldırıp manzaraya çevirdi dikkatini. Jennie ellerini çektiği sırada V başını yana çevirdi. "Kaç yaşındasın?"

"23." Jennie başını çevirip baktı. "Sen?"

"29." 1 sene fazla söylemişti ama o da anlamaması içindi. Değişen bir şey yoktu gerçi. "30'a girmeme az kaldı."

Genç kız dudak büzdü. "7 yaş var o zaman."

"Neye?"

"Aramızda olan yaş farkı." Omuzlarını patpatladı genç kız. V ciddiyetle baktı. "Ağabeyin oluyorum."

İkisinin de aklına 'Onii-Chan' kelimesi geldiğinde belli etmeden tebessüm ettiler.

"Ağabey olarak görmeyeceğim seni." Dedi Jennie dudak büzüp trip atarak içeri girerken. V yan gülüş atarken sigarasını küllükte söndürüp içeri girdi. "Bayan Kim, zaten korumanızım. Ağabeyiniz olarak görüp görmemeniz bir şey değiştirmez."

Jennie mızmız bir bebek gibi arkasını dönüp dikleşerek salona ilerlerken V arkasından baldırına gelen ince askılı mini elbisesini incelemeyi sürdürdü ve salona gelip koltuğa kuruldu.

Jennie bir elinde viski şişesi ve diğer elinde iki bardakla V'nin önüne gelip bir bacağını diğer bacağına sürterken baktı. "İçmek ister misin?"

V bir an kabul edecek gibi görünse de reddetti. Aklına dışarıda kendilerini gözetleyen şahıs geldiğinde kaşlarını kaldırdı. "Şimdilik gerek yok."

Genç kız yeterince içmiş görünüyordu, sendeleyip yalpalıyordu yerinde. Ve üzerindeki dar elbisesi sanki gecelikmiş gibi görünüyordu.

"Çok gıcıksın." Dedi şişe ve bardakları masaya bırakırken. "Hem de fazla gıcık."

"Ağabeyler gıcıktır." Dedi V başını yana çevirip camın ardındaki manzaraya bakarken. Jennie dudak büzüp kaş çatarak iki bacağı arasına girdi ve bir dizini koltuğa dayayarak eğilip V'nin göğsüne yumruk attı. "Sen olmak zorunda mısın?"

"Ağabeyin olduğumu kabul mü ettin?" Dedi V kaşlarını kaldırıp bakarken.

Bakışları anlık genç kızın elbisesinin içinden kendisine görünen göğüslerine kayınca yeniden yüzüne çevirdi.

"Hayır etmedim!" Jennie kızarak baktı. "Ağabeyim olamazsın. İzin vermeyeceğim."

V güldü. "İzin versen de vermesen de ağabeyinim zaten."

"Ağabeyim isen beni koruman gerek." Dediğinde V gülüşünü kesti.

"Çünkü ağabeyler küçük kardeşlerini herkesten korurlar."

Bu söz ikisine de oldukça tanıdıktı. V başını kaldırıp Jennie'nin yüzüne bakarken Jennie dudak büzüyordu. "Küçük kardeş olmak da biraz zor. Ağabeyinin ona dokunmasına ve sevmesine izin vermesi gerekiyor."

"N-"

"Onii-Chan'ım olmak istiyorsan kanıtlamalısın." Dedi Jennie tatlı bir tebessüm bırakıp iki bacağı arasında kalan dizini kaldırarak karnına sürterken. V kesilmiş nefesini belli etmeden düzenlerken Jennie cezbedici tatlı bir kıkırdamayla kulağına mırıldandı. "Beni Bay Lee'nin ve bir başkasının almasına izin vermezsen sana küçük kardeşliğimi verebilirim?"

[MEZAR PARTISI: IKINCI KITAP]

"Millet farklı anlayacak şimdi, Onii-Chan meselesini. Gerçi bilen biliyor."