◄ [MP:2] - BÖLÜM 35 ►

517 75 18
                                    

(Bilgilendirme: Merak ediyorum, sabahleyin bölüm bildirimlerini görecek olan okurlar ne tepki verecekler acaba... 'OHA 25 YB NE YAZAR?!' Dldkdldkdş)

(Bilgilendirme: Jimin'in aynayla bakıştığı giftir.)

👁‍🗨: "Elinde dünyaya hükmedecek gücün de olsa, dünyanı verdiğin bir kadın seni öyle bir yönetir ki afallar kalırsın

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

👁‍🗨: "Elinde dünyaya hükmedecek gücün de olsa, dünyanı verdiğin bir kadın seni öyle bir yönetir ki afallar kalırsın."

[x]

Jimin esneyerek yatakta doğrulup ayaklarını zemine düşürdü ve gözlerini ovuşturarak komodinin üzerinde duran su bardağını kavradı. Suyu içtikten sonra bardağı sessizce geri bıraktı ve yatağa uzandı yeniden. Arkasını döndü, kolu uyuşmuştu. Gözlerini kapatmak üzereyken birden araladı ve yanında usulca yatan Rose'nin dolunay vurup aydınlanmış pürüzsüz beyaz tenli yüzüne baktı.

Hala gitmemiş miydi? Uyuyakalmış görünüyordu.

Tıpkı beyaz bir ışık gibiydi. Bir melek gibi...

Jimin yüzünü incelerken yutkundu. Bir anda uykusu kaçmıştı genç kızı fark ettiğinde. Elini genç kızın saçlarına götürdü ve parmaklarıyla saçlarını okşadı.

"Ben yeniden yaşamak ve dirilmek için sana olan duygularımı feda ettim Park Jimin."

Gitmiyordu aklından, yüzüne fısıldamasına rağmen kalbine haykırdığı cümle. Zihninin duvarlarında yankı yapıp dönüp dolaşarak yine kalbine çağrı yapıyordu.

Rose'nin önceden kendisine karşı olan hisleri, artık yoktu. Jimin genç kıza her bakışında hatırlıyordu intihar edişinin anını, sol yanı kasılmaya ve ağrımaya başlıyordu midesinde oluşan damarlarından atılan düğüm gibi. Dilinin ucuna dizilen ağlama hissi ve çaresizlikte boğulduğu an sessiz çığlıkları tek bir bakışında onu kahrediyor, mahvediyor, öldürüyor ve işkence ediyordu.

Aptal herifin tekiydi, genç kızı ölüme itmiş olan planı yapan da oydu. Onunla sevgili rolü yapma planını ortaya atan oydu, ancak gerçekten öleceğini ikisi de tahmin etmemişti.

Ve tek bir hatadan kaynaklanan dehşet ölümün sonunda yeniden canlanırken kendisine olan 'aşkını' feda etmiş olacağını da düşünemezdi ne o ne de Rose.

Bilmiyordu, belki de o bunu hak etmemişti. Hayır, kesinlikle bunu hak etmemişti. Ne ölmeyi, ne de duygularının ondan alınmak zorunda olmasını.

O hissedemiyordu, ama Jimin hissetmeye başlamıştı.

Başını genç kızın yüzüne doğru eğerek dudaklarını yanağına değdirdi.

'Üniversitedeyken onu ilk kez öptüğümde çok şaşırmıştım, dudakları fazla büyüklerdi sanki. Ah tanrım, ama çok nefis bir tat vardı.'

Genç kızın rol için yazdığı yazılardan bir tanesiydi. Sadece, gerçekten rol müydü yoksa yazıları yazarken ve onunla rolü yaşarken gerçeğini de yansıtıyor muydu merak ediyordu.

Dudaklarına kondurduğu tebessümle yanağına derin bir öpücük bıraktı Jimin. Saçlarını bir eliyle toplayarak ensesine de bıraktıktan sonra geri çekilip yatağa uzandı yeniden ve beline sarıldı.

Önceleri ne kadar neşeli olduğu geldi aklına. Ona kıyasla daha soğuktu. Şimdiyse ters döngü gibilerdi.

Bu defa Rose'nin duyguları, Jimin'e geçmişti.

Ondan hoşlanıyor muydu?...

[MEZAR PARTISI: IKINCI KITAP]

"Şu bebek olayına gelirsek..."

◄[SM/SEQ/AU!]► MEZAR PARTISI® (NO.II) | #thriller (✓)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin