FOREVER TOGETHER (SONSUZA DEK BİRLİKTE)

BÖLÜM 9: Koca Gövde

Fulya'nın ağzından devam~

Aşağı inip hâlâ bıraktığımız gibi ders çalışan Berke'nin yanına geldik. Berke
"İçerde ne oldu? Neden bağırdın Fulya? Bu göttoş mu bir şey yaptı yoksa?" Ege'ye hitap şekli çok komiğime gitmişti ama şuan buna gülemezdim. Daha sonra buna gülmek için aklıma not ettim.
"Sence bir şey yapsaydım şuan burda olabilir miydim?" Ege'nin dediği şeyi onaylar tarzda mırıltılar çıkardı Berke.
"Benden bu kadar korkmanıza gerek yok insan yemiyoruum"
"Doğru sen sadece işkence ederek yavaş yavaş ve tadını çıkarta çıkarta öldürüyorsun" dediğinden Ege'ye dönerek
"Daha fazla boş yapmaya devam edersen bu dediklerine bizzat şahit olucaksın Koca Gövde" diyince teslim oluyorum der gibi iki elini de havaya kaldırdı. Bu hali çok tatlıydııı. Hayır Fulya!!

Onlara biraz daha konu anlattıktan sonra telefonumun çalmasıyla durdum. Ekrana baktığımda SULTANIIIMM👑 yazısını gördüm ve direk açtım.
"Efendim Sultanım"
"Ne yapıyorsun kızım"
"Ders çalışıyoruz neden sordun Sultanım?"
"ruZ mu? Kimlerle?"
"Şey ya hani dün akşam beni eve bırakan çocuklar varya Ege ve Berke onlarla"
"He i- dur nE!?" bağırmasıyla telefonu kulağımdan çekmek zorunda kaldım. Anacığımda da ne güçlü ses varmış be.
"Beni kandırmıyorsun değil mi Fulya!?"
"Neden kandırayım anne!?"
"Yani sen şuan cidden dün ki çocuklarla ders mi çalışıyorsun?"
"Evet anne evet!"
"Yüce rabbim sesimi duydu galiba. Birde şu Ege'yi damadım yap Yarabbim AMİN!" hass- bunları bağırarak söylediği için Ege ve Berke de duymuştu. Sıçtımm...
"Anne!" dedim sitem ederek.
"Sadede gel artık. Neden aradın?"
"Düzgün konuş anneyle! Neyse. Erken geleceğimi söyleyecektim. Hem madem erken gelecem ve arkadaşların evde onlarda yemeğe kalsın söyle onlara!"
"O kadar çok bağırıyorsun ki duydular zaten!"
"Her şeyi mi" Derin bir nefes aldım ve
"Eve gel anne. Gelirken manava geçmeyi unutma. ÖZELLİKLE ÇİLEKLERİ!!" annem tamam diyerek telefonu kapattı. Bende çocuklara dönüp
"Emir büyük yerden beyler ben mutfağa gidiyorum. Sizde akşam yemeğine bizdesiniz. BİTTİ!" gülümseyerek kabul ettiler ve ardından masadaki kitapları toplamaya başladılar. Bende mutfağa doğru adımladım. Ve onlara dönüp "Kitaplarımı burada bırakmayın sakın" dedim.

Berke'nin ağzından~

Ege ve Fulya boşları alıp içeri geçtikten 1-2 dakika sonra Fulya'nın hafif bağırdığını duydum. 'Ne oldu acaba' diye gerdim içimden ama Ege de orda olduğu için kalkıp bakma gereksimi duymadım.

Onların gelmesini bekliyordum. Ama tahminimden daha çok geciktiler. Biraz daha bekledikten sonra ikiside geldi. Ege sırıtırken Fulya biraz utanmış gibiydi. Yoksa öpüştüler mi? Diye düşünüp güldüm. Oturduklarında ne olduğunu sordum ama cevap vermediler. Kesin öpüştüler puhaha. Tekrar ders çalışmaya döndük. Bir süre sonra Fulya'nın telefonu çaldı açıp
"Efendim Sultanım"
"***************"
"Ders çalışıyoruz neden sordun Sultanım?"
"***********?"
"Şey ya hani dün akşam beni eve bırakan çocuklar varya Ege ve Berke onlarla"
"**** dur nE!?" karşıdan gelen yüksek ses ile gülümsedim
"Beni kandırmıyorsun değil mi Fulya!?"
"Neden kandırayım anne!?"
"Yani sen şuan cidden dün ki çocuklarla ders mi çalışıyorsun?"
"Evet anne evet!"
"Yüce rabbim sesimi duydu galiba. Birde şu Ege'yi damadım yap Yarabbim AMİN!" lan Fulya'nın annesine bak sen Ege'yi beğenmiş hskskdjd
"Anne!" diyen Fulya utanarak Ege'ye baktı. Ege'de ona bakıyordu ve sırıtıyordu. Şerefsiz cepheyi içten fethetti tabi sırıtırdı.
"Sadede gel artık. Neden aradın?"
"Düzgün konuş anneyle! Neyse. Erken geleceğimi söyleyecektim. Hem madem erken gelecem ve arkadaşların evde onlarda yemeğe kalsın söyle onlara!"
"O kadar çok bağırıyorsun ki duydular zaten!" haklıydı sjsksjdjs
"*********"
"Eve gel anne. Gelirken manava geçmeyi unutma. ÖZELLİKLE ÇİLEKLERİ!!" diyip kapatmıştı telefonu. Bize bakarak
"Emir büyük yerden beyler ben mutfağa gidiyorum. Sizde akşam yemeğine bizdesiniz. BİTTİ!" dediğinde gülümseyerek onayladık. O mutfağa giderken biz kitapları tolplamaya başladık. Birkaç adım attıktan sonra bize dönerek
"Kitaplarımı burada bırakmayın sakın" dedi önüne dönüp eve girdiğinde direk Ege'ye döndüm Fulya'yla içeri girip çıktıktan sonra üstündeki kazak değişmişti ve boğazının oralarda tırnak izleri vardı. Yoksaa HAHAHA
"Lan göttoş ne oldu içerde? Kazağın neden değişti? Hem şu tırnak izleri ne bakayım ha?" dedim çarpık bir gülümseyle
"Bir şey olmadı lan it saçma salak konuşma."
"He he bende yedim"
"Malsın ya dinle: Ben Fulya'nın arkasından içeri girdim ya benim geldiğimi görmemiş arkasını döndüğünde bana çarptı sert çarpmıştı geri adım attı düşecek gibi oldu kazağımın yakasını tuttu o sırada kazağım yırtıldı. Bende o düşmeden belinden tuttum."
"OHA LAN! BU KADAR KISA SÜREDE Mİ OLDU BUNLAR?! VAY ANASINI" diyip gülmeye başladım.
"Ee sonra devam etsene göttoş"
"Göttoş si- neyse! Sonra işte odasına çıktık bana kendi t-shirtünü verdi. Banyosuna girip değiştirdim. Çıktığımda yatağında bağdaş kurarak oturmuştu yanına oturdum. Kalkmaya yeltendiği sırada kollarımla tuttum onu geri oturunca da daha ilk günden beni nasıl bu kadar etkileyebildiğini neden aklımdan çıkmadığını sordum"
"Dur bi dur sen şimdi bir tür itiraf mı ettin?" utançla ensesini kaşıdı ve başıyla onayladı.
"OHA!! O ne dedi peki?"
"Hiçbir şey. Elindeki peluşu suratıma atıp kaçtı" dediği şeyle kahkaha attım.
"Bak sen yaprağıma bak hele. Annenin gözüne de girdin zaten damat falan da denmeye başladı oh ne güzel aq!" dedim kahkayla. O da güldü ve
"Yürü hadi içeri kızmasın şimdi Fulya"
"Vay hanımcı olduk şimdiden" gözlerini deverip
"Kız bir şey demeden kaçtı diyorum. Suratıma peluş attı diyorum. Daha iki gün oldu zaten zamana ihtiyacımız var ikimizinde. Duygular tam netleşmeden bir şey demek yanlış olur." dedi ve eve doğru yürüdü bende peşinden.
"Bu kız sana özlem duyduğun istediğin o sevgiyi verecek kişi kardeşim. Sadece bunu onunda fark etmesini beklemelisin." Dedim fısıltıyla...

SELAAAMM~
BİR BAŞKA BÖLÜM İLE KARŞINIZDAYIM. UMARIM BEĞENİRSİNİZ 🦋
👁️👄👁️