1 | Frambuazlı Cheesecake

92 13 9
                                    

İlk mini fic'im, desteklerinizi esirgemeyim lütfen 💕

•••

"Yoongi şunu yapmayı keser misin? Geç kalacağız bak sonra çok söyleniyorlar biliyorsun."

Hazırladığım frambuazlı cheesecake'in üzerine toz uçmaması için cam kapak kapamaya çalışıyordum. Ancak Yoongi sağolsun işten geldiğinden beri mutfakta işimi bitirmemin önüne geçmişti ve sürekli benimle uğraştığı için hiçbir işimi düzgün yapamamıştım.

Normalde şirketten geldiği gibi duşa girip serinler ve sonra da yemeği hazırlamam bitene kadar salona gidip telefonuyla vakit geçirirdi. Tam bir öküzdü. Eskiden hiç böyle değildi bana karşı. Her zaman yanımda olurdu bazen birlikte yemek yapardık hatta sen hiç yorulma bugün de dışarda yiyelim kafa dağıtmış oluruz falan derdi. Fakat iki üç aydır bunları yapmayı bırakmıştı. Yaptığı tek şey telefonuyla ilgilenmekti.

İşte bu nedenle bugün eskisi gibi keki hazırlarken arkamdan belime sarılmış, boynumu öpmüştü. Kokuma iltifat etmişti. Eskisi gibiydi, hoş hissettirmişti.

"Ama bebeğim sen bu kadar güzelken ben nasıl seni öpmem, sana sarılmam hm?" dediğinde bedenimi kendine doğru döndürmüş ve tezgaha yaslamıştı. Daha ben söylenmeye başlamadan dudaklarını benimkilere bastırmış durmadan küçük öpücükler kondurmuştu.

İstemsizce kıkırdamaya başladığımda oda benim gibi gülmüştü ve öpücüklerini çoğaltmıştı. Dudaklarımdan sonra yanaklarımı hatta burnumu bile öpmüş sonra da boynuma geçmişti. Elleri belimdeydi ama yavaş yavaş kalçalarıma indiğinin de farkındaydım. Boynumda olan yüzü öpücüklerini derinleştirdiğinde bende ellerimi omuzlarına koyup oradan da saç diplerine götürüp hafifçe çekiştirmiştim.

Yüzü boynumda olduğu için boğuk çıkan sesiyle "Jungkook, aşkım, seni ne kadar çok özlemişim baksana." demişti.

Aptal herif iki aydır ortada yoksun derdim ama gene de bu anı bozmak istemedim.

"Ne kadar uzun zaman oldu sevişmeyeli? Bir ay ya da iki-" sinirle sözünü kesip onu ittirdim ve bunu yapmamı beklemediği için afalladı. Yaklaşık iki aydır sevişmiyorduk. Bu yüzden ona sinirliydim. Beni o kadar çok boşlamıştı ki artık kendi elime kalmıştım neredeyse...

"İki ay. İki yıllık evli bir çift için ne kadar da uzun bir süre değil mi?" demiştim. Bunu söyler söylemez oflayarak tezgahın diğer tarafına geçmişti. Sarı saçlarını hafif dağıtıp "Bebeğim biliyorsun şirkette çok yoğunum ve bazen eve bile gelemiyorum. Sürekli şehir dışındayım. Elimde değil ister istemez yoruluyorum zaman kalmıyor. Elimde olsa seni bırakır mıyım sanıyorsun?" diyerek kendini açıklamıştı.

Ona inanıyordum ama gene de içime acaba başka biri var diye şüphe girmesine neden oluyordu. Eskiden olmayan iş gezileri, yemekleri, toplantılar... mesailer bile artmıştı. Bunu ona sorduğumda da daha iyi bir pozisyona geçmek istiyorum terfi bekliyorum diyordu. Evliliğimizi bu kadar boşlayacaksa terfi almanın hangi tarafı güzeldi ki?

"Hep bunu söylüyorsun ama gene de..." ne diyeceğimi bilemediğimden dudaklarımı büzüp omuzlarımı düşürdüğümde olduğu yerden yanıma gelip bir anda kucağına almıştı beni.

Kucağına alır almaz dudaklarıma yapışıp duvara dayamıştı sırtımı ve beklemediğim için öpüşüne karşılık verememekten mızmızlanmıştım. Bu sırada damarlı elleri kalçalarımı bulmuş ve sıktırdığı için inlememe neden olmuştu. Nefes almama bile izin vermeden bana kendini bastırdığında kafayı yiyecek gibiydim. Dokunuşları, tenimde yangın çıkarır gibiydi adeta.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 26, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Son Akşam Yemeği | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin